Amerikan basını, Başkan Trump’ın Kuzey Kore’ye yönelik olarak sarfettiği ”Eğer Amerika’yı tehdit ederseniz karşılığında dünyanın daha önce tanık olmadığı şiddette ateş ve öfke bulursunuz” şeklindeki sözlerinin yarattığı yankıya geniş yer ayırıyor.
New York Times, Amerika ve Kuzey Kore arasındaki gerginliğin iyice tırmandığını ve Trump’ın konuya ilişkin olarak şimdiye kadarki en sert sözleri söylediğini yazıyor. Habere göre ”Kuzey Kore artık bize karşı daha fazla tehdit savurmasa iyi olur” şeklinde konuşan Trump’ın sözlerine karşılık olarak Kuzey Kore de Amerika’ya ait özerk bölgelerden biri olan Büyük Okyanus’taki Guam adasına füze fırlatma tehdidinde bulundu. Son aylarda Guam adasındaki Andersen Hava Üssü’nden havalanan Amerikan uçakları, Kore Yarımadası üzerinde gövde gösterisi yapıyordu. Gazete, Başkan Trump’ın ”ateş ve öfke” kelimelerini üzerine basarak kullandığı konuşma tarzının, Amerikan başkanlarının geleneksel olarak Kuzey Kore’yle yaşanan yüzleşmeler sırasında kullanılan üslubun ötesine geçtiği yorumunda bulunuyor. Kısa süre önce beyin kanseri teşhisi konulan Arizona Senatörü John McCain, ”Hiçbir büyük lider eyleme geçmeye hazır olmadıkları durumlarda böylesi tehditkar konuşmalar yapmaz. Başkan Trump’ın henüz eyleme geçmeye hazır olduğunu sanmıyorum” dedi. Maryland Senatörü Ben Cardin ise Kuzey Kore ile nükleer savaş konusunda kışkırtıcı tartışmalara girilmemesi gerektiği uyarısında bulundu.
New York Times bugün ayrıca İsrail’de artık Benjamin Netanyahu sonrası dönemin konuşulmaya başlandığını yazıyor. Gazete, Başbakan Netanyahu’nun son sekiz senedir İsrail’deki siyaset sahnesinde başrol oynadığını, ancak İsrail’in birinci Başbakanı David Ben-Gurion’dan sonra en uzun süre başbakanlık görevi yürüten Neyantahu’nun görüldüğü kadar yenilmez olmadığı yorumunda bulunuyor. Bunun nedeni, Netanyahu hakkındaki rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları. Savcılar, Dava 1000 olarak adlandırılan soruşturma kapsamında Netanyahu’nun pahalı purolar, pembe şampanyalar ve diğer lüks tüketim ürünleri karşılığında zengin tanıdıklarına iltimas geçip geçmediğini araştırıyor. Dava 2000 ise Netanyahu’nun bir gazete patronuyla hakkında olumlu haberler yazılması için anlaşma yaptığına dair kayıtları inceliyor. Gazete, Netanyahu’nun yerini alacak açık ve net bir rakibin henüz siyaset arenasında yer almadığını kaydediyor. Mısır Devlet Başkanı Abdül Fettah El Sisi ve =Hindistan Başbakanı Narendra Modi gibi liderlerle güçlü ittifaklar kuran Netanyahu, istihbarat, terörle mücadele ve teknoloji alanlarında da İsrail’i küresel bir güç haline getirdi. Uzmanlar, Filistin barış sürecini çıkmaza soksa da İsrail’de istikrar sağlayan bir lider olarak tanımlanan Netahyahu’nun siyasetten uzaklaşmasının gerek İsrail’in müttefikleri, gerekse düşmanları açısından belirsizlik anlamına geleceğini söylüyor.
Washington Post ise Başkan Trump’ın Kuzey Kore’ye yönelik sert sözlerinin yarattığı yankıların yanısıra Kenya’da yapılan seçimleri ana sayfasına taşımış. Habere göre Kenya Devlet Başkanı Uhura Kenyatta, alınan ilk sonuçlara göre yarışı önce götürüyor. Ancak muhalif lider Raila Odinga’nın seçimlere hile karıştırıldığına dair iddiaları, ülkede siyasi şiddet olaylarının patlak verebileceği kaygısı doğuruyor. Muhalif lider Odinga, bir bilgisayar korsanının geçtiğimiz ay esrarengiz bir biçimde öldürülen Seçim Kurulu üst düzey yetkilisi Chris Msando’nun kullandığı şifreleri ele geçirerek seçim veri tabanına girdiğini iddia ediyor. Afrika kıtasının en güçlü ekonomilerinden birine sahip olan Kenya, son derece kırılgan bir bölgede istikrar abidesi olarak kabul ediliyor. Ancak ülkede siyaset hala kabile sadakatinin gölgesinde.