Erişilebilirlik

25 Ağustos Amerikan Basınından Özetler


25 Ağustos Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:29 0:00

Washington Post, Başkan Trump’ın, Kongre’deki Cumhuriyetçi Partili liderlerle arasına kasten mesafe koymaya başladığını yazıyor. Gazete, Trump’ın amacının, Cumhuriyetçi Parti’nin Kongre’de başarısız olması durumunda, bu başarısızlığın faturasını partinin önde gelen liderlerine kesmek, bir anlamda suçu partinin üzerine atmak olduğunu belirtiyor. Habere göre Trump, kendi siyasi yandaşlarının mı yoksa Kongre’nin her iki kanadındaki liderlerin mi daha sadık olduğunu anlamaya çalışıyor. Bazı Cumhuriyetçiler, kapalı kapılar ardında Beyaz Saray ve Kongre’nin birbiriyle daha uyum içinde bir ilişki sergilediğini anlatıyor. Ancak Trump, kamuoyu önünde Kongre liderlerine savaş açmış gibi görünüyor. Bunun en büyük örneği, Trump’ın Twitter üzerinden Senato Çoğunluk Lideri Cumhuriyetçi Partili Senatör Mitch McConnell’a başta sağlık yasası fiyaskosundan ötürü yüklenmesi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Beyaz Saray danışmanına göre Trump’ın Cumhuriyetçiler’e sert çıkmasının nedenlerinden biri, 2020 başkanlık seçimlerinde siyasi üstünlük elde etmek. Danışmana göre Cumhuriyetçi Parti 2018 ara seçimlerinde Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu kaybederse Trump, ”İşte bakın, bunların hiçbir şey yapamayacağını size aylardır söylüyorum. Benim sözümü dinlemiyorlar” diyebilecek üstünlüğü elde edecek. Ancak Cumhuriyetçi Parti’nin Temsilciler Meclisi’nde üstünlüğünü yitirmesi, Trump için büyük tehlike anlamına geliyor çünkü uzmanlara göre Demokrat Partili çoğunluğun Trump’ı başkanlıktan azletmek amacıyla gereken adımları bir an önce atmak için harekete geçeceğine şüphe yok.

Washington Post bugün ayrıca Meksika’nın bir zamanlar deniz ve güneşiyle turistlerin cazibe odağı, Hollywood yıldızlarının uğrak noktası, hatta Kennedy’lerin balayı mekanı olan Acapulco kentinin nasıl adeta bir cinayet başkenti haline geldiğini anlatan bir değerlendirmeye yer veriyor. ”Acapulco’nun Ölümcül Çöküşü” başlıklı değerlendirmeye göre Acapulco, son beş yıldır Meksika’nın en tehlikeli kenti haline geldi. Uyuşturucu çeteleri arasında yaşanan savaşlar nedeniyle kentte çok sayıda mahalle boşaldı, turist akışı kesildi. Çete üyeleri, savunmasız halka saldırıyor, berberleri, terzileri, oto tamircilerini, taksi şoförlerini öldürüyor. Tüm bu şiddetin ardında yatan kilit nedenlerden biri Amerika’da eroin, kokain, afyon bazlı ağrı kesici ve metanfetamin talebinin hızla artmasıyla uyuşturucu kartelleri arasında patlak veren egemenlik savaşları. Birçok uzman, Acapulco başta olmak üzere Meksika genelinde şiddet eylemlerindeki artışın, hükümetin ülkenin geniş kesimlerinde kontrolu kaybetmeye başlamasının işareti olduğunu belirtiyor. Gazete, çok sayıda turistin ziyaret ettiği Cancun ve Playa del Carmel gibi bölgelerde bile uyuşturucu kaynaklı cinayetler işlendiğini vurguluyor.

Washington Post bugün ayrıca İçişleri Bakanı Ryan Zinke’nin Başkan Trump’a, eski başkanlar Bill Clinton, George W. Bush ve Barack Obama zamanında milli koruma alanı olarak ilan edilen toplam 3,2 milyon hektarlık hazine arazisinin yüzölçümünü daraltma tavsiyesinde bulunduğunu yazıyor. İkisi Utah, biriyse Oregon eyaletlerinde bulunan milli koruma alanlarının yüzölçümlerinin daraltılması, çok ciddi hukuki mücadelelerin patlak vermesi anlamına gelecek. Çevreci örgütler, koruma altına alınan alanların sınırlarının daraltılmaması için mahkemeye başvuracaklarını duyurdu. Utah eyaletinde koruma altına alınan Grand Staircase-Escalante ve Bears Ears bölgelerinde bulunan yerli kabileleri de hukuk mücadelesine katılacaklarını açıkladı. Birçok Cumhuriyetçi Partili, başkanların, koruma altına alma amacıyla da olsa, federal hükümete ait çok geniş alanlar üzerinde tek söz sahibi olmasını istemiyor. Bunun nedeni, bu toprakların koruma altına alındıktan sonra başka hiçbir amaç için kullanılamamaları.

New York Times ise ”affirmative action” olarak bilinen ve üniversitelerin öğrenci kabulunde azınlıklara ayrıcalık tanımasını öngören uygulamayla ilgili çarpıcı bir habere yer veriyor. Gazete, affirmative action uygulamasına rağmen siyah ve Latin kökenli öğrencilerin 35 yıl öncesine oranla Amerika’nın en seçkin üniversitelerinde hala yeterince temsil edilemediklerini yazıyor. Gazetenin 100 devlet üniversitesi ve Ivy League olarak bilinen en itibarlı üniversiteleri arasında yaptığı araştırmaya göre üniversiteye kabul edilen siyahlar ve Latin kökenlilerin sayısının beyazlara oranla hala düşük olmasının nedeni, ilköğretimdeki eksikliklerden kaynaklanıyor. Siyah ve Latinlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki ilkokullarda öğretmenler deneyimsiz oluyor. Bu okullarda eğitim araç-gereç eksiklikleri de görülüyor. İlkokulda temel eğitimi eksik alan siyah ve Latin öğrenciler, üniversite için gereken sağlam lise eğitiminden de mahrum kalıyor.

New York Times bugün ayrıca bundan 20 yıl önce kökünün kazındığı düşünülen frenginin Amerika’da son zamanlarda giderek yayıldığını, bu durumun sağlık yetkililerini şaşkına çevirdiğini yazıyor. Körlüğe, felce ve demansa yol açan, hatta öldürücü olabilen bir zührevi hastalık olan frengi, uyuşturucu bağımlılığının hızla artması ve bu alışkanlığını finanse etmek için kimilerinin fuhuşa yönelmesiyle Oklahoma gibi muhafazakar eyaletlerde bile patlama gösterdi. Oklahoma City kentinde sağlık görevlileri, köhne motellerde ve apartman binalarında kapı kapı dolaşıp buralarda yaşayanlardan kan örnekleri alıyor. Kentte 14 yaşındaki gençlerde bile frengi vakaları tespit edildi. Bakteriyel bir hastalık olan frengiye karşı kullanılan antibiyotiği ise yalnızca Pfizer firması üretiyor. Ancak sağlık uzmanları, son bir yıldır bu özel antibiyotiğin kısıtlı miktarda bulunmasından şikayetçi.

XS
SM
MD
LG