Kuzey Carolina eyaletinin Raleigh kentinde üç Müslüman Amerika dışında terör eylemlerine katılacakları suçlamasıyla geçen hafta mahkemeye çıkarıldı. 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarından bu yana Amerika’da terör bağlantılı suçlardan yaklaşık 200 Müslüman tutuklandı. Bir araştırma kuruluşunun bulgularına göre Amerika’da güçlü bağlara sahip Müslüman cemaatlerin varlığı, aşırı görüşlü eğilimlerin yayılmasını önlemede polislerden ve mahkemelerden daha etkili olabilir.
Dört yaşındaki Abdülrahman Asal, kreşten çıktıktan sonra parkta eğleniyor. Babası yanında ona eşlik ediyor.
Mısır doğumlu İmam Samih Asal, Raleigh İslam Merkezi’nin teröristler için eğitim merkezi değil, bir huzur mekanı olduğunu söylüyor. Asal, eğitim yoluyla radikal görüşlere mücadele veriyor. İmam Asal, “Sadece eğitim değil. Spor faaliyetlerimiz var, sosyal faaliyetlerimiz var. Bazen pikniğe gidiyoruz. Gençlik kamplarımız var. Bu şekilde gençleri dışlamak istemiyoruz,” diyor.
Ama geçen hafta Raleigh’de mahkemeye çıkarılan Muhammed Ömer Ali Hasan, Ziyad Yaği ve Hüseyin Şerifi’nin dışlandığını düşünenler var.
Bu sanıklar İslam Merkezi’nin müdavimiydi, şimdi Amerika dışında terör saldırısı düzenlemekten suçlanıyorlar.
Çetenin lideri Amerikalı Daniel Patrick Boyd, suçunu itiraf etti. Boyd ifadesine göre Raleigh İslam merkezini “fazla ılımlı bulduğu” için oraya gitmeyi kesmiş.
Son terör tutuklamaları, Amerikalıların kafasında bu camilerin faaliyetleri hakkında soru işaretleri yarattı.
İmam Asal, “Yoksullara ve ihtiyacı olanlara yemek veriyoruz, yardım ediyoruz, birlikte ibadet ederek kendimizi Allah’a yakınlaştırıyoruz,” diyor.
Salih, İslam’ın yardımseverlik, diğer inançlara hoşgörü ve yaşadıkları toprakların yasalarına uymayı öğrettiğini söylüyor.
Raleigh yakınlarındaki Triangle Terör ve İç Güvenlik Araştırmaları Merkezi de bu mesajı doğruluyor ve çok sayıda caminin sosyal alanlardaki faaliyetlerini arttırdığını belirtiyor.
Duke Üniversitesi profesörlerinden David Schanzer, güçlü cemaatlerin, polislerden daha etkili bir şekilde terörizmi önleyebileceğini söylüyor: “Cemaat merkezleri, eğitim, gıda bankaları gibi faaliyetlerle bu toplumlar içindeki bağlar daha da kuvvetleniyor, daha geniş iletişim ağı kuruluyor. İnsanlar farklı eğilimlere kapılmıyor, dışlanmıyor, radikal unsurların tuzağına düşmüyorlar.”
Schanzer, terör suçuyla yargılanan Amerikalı Müslüman sanıkların yakalanmasındaki en büyük unsurun aynı cemaat içindeki ihbarlar olduğuna dikkati çekiyor. Uzman bu durumun, Samih Asal gibi imamların sürekli terörü lanetlemesinin yalnızca sözde kalmadığını çok iyi gösterdiğini söylüyor.