Basına sızdırılan bir ses kaydına göre ABD Savunma Bakanı Mark Esper, siyah Amerikalı George Floyd’un polis nezaretinde hayatını kaybetmesinden sonra patlak veren protestoları “savaş meydanı” olarak nitelendirdi. Esper’ın bu ifadeleri ve polisin, Başkan Donald Trump’ın Beyaz Saray yakınlarındaki bir kilise önünde Pentagon yetkilileri eşliğinde fotoğraf çektirmeden önce bölgedeki barışçı protestolara sert şekilde müdahale etmesi, eleştirilerin odağında.
Gazetecilere sızdırıldığı aktarılan ses kaydında Esper’ın, “Savaş meydanını ne kadar çabuk toparlayıp baskınlık kurarsan, alan o kadar çabuk boşalır ve normale dönebiliriz” şeklinde konuştuğu belirtiliyor. Söz konusu ses kaydı, Esper’ın, protestoların Washington da dahil ülke genelinde birçok kentte devam ettiği sırada Beyaz Saray’la yaptığı bir telefon görüşmesine ait.
Kimliğini gizli tutan üst düzey bir savunma yetkilisi, Salı günü gazetecilere yaptığı açıklamada, 20 yıldan uzun süre asker üniforması altında görev yapmış olan Esper için “savaş meydanı” tabirinin oldukça sık kullanılan bir ifade olduğunu, askeri birliklerin görev yaptığı alanların bu ifadeyle tanımlandığını söyleyerek buna başka bir anlam yüklenmemesi gerektiğini savundu.
Savunma Bakanı Mark Esper ve Genelkurmay Başkanı Mark Milley, Pazartesi akşamı Beyaz Saray önünde protestoların devam ettiği sırada yakındaki St. Johns Kilisesi önünde elinde İncil’le fotoğraf çekilen Başkan Trump’a eşlik etmelerinden ötürü de eleştiriliyor.
Üst düzey savunma yetkilileri, gazetecilere verdikleri açıklamalarda, ne Esper’ın ne de Milley’nin söz konusu fotoğrafın çekildiği sırada orada bulunmak gibi bir niyeti olduğunu, Federal Soruşturma Dairesi’nin (FBI) Washington ofisine geçmek için yola çıktıkları sırada başkanla görüşmek üzere Beyaz Saray’a çağırıldıklarını söylüyor.
Yetkililerden biri, Başkan Trump’ın o akşamki görüşmenin ardından Beyaz Saray önündeki protestolarda birliklerin durumunu gözlemlemek istediğini, Esper ve Milley’nin de bu nedenle Trump’a eşlik ettiğini savundu.
Bölgedeki emniyet güçleri, Trump’ın Beyaz Saray’ın Gül Bahçesi’nde konuşma yapmasının ardından kiliseye doğru yürüyerek geçmesinden dakikalar önce Beyaz Saray önündeki Lafayette Park’ta toplanan göstericilere biber gazıyla müdahale ederek dağıtmaya çalışmıştı.
İnsan hakları savunucularından polisin bu sert müdahalesine karşı tepki geldi. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) İnsan Hakları Projesi Başkanı Jamil Dakwar, barışçı göstericilere karşı biber gazı kullanılmasını, “Tehlikeli bir kimsayal silahın tamamen meşru olmayan bir şekilde kullanılmasıdır” ifadeleriyle eleştirdi.
Başkan Trump’ı bir fotoğraf çekimi için barışçı bir protestoyu dağıtmakla eleştiren Cumhuriyetçi Partili Nebraska Senatörü Ben Sasse, Trump’ın elinde İncil’le poz vermesi hakkında “Tanrı’nın adını siyasal çıkar olarak görmek” ifadelerini kullandı.
Eski Pentagon yetkililerinden James Miller da barışçı protestolara karşı plastik mermi ve biber gazı kullanılmasını eleştirerek, Savunma Bilimi Kurulu’ndaki görevinden istifa etti. Miller, savunma yetkililerine hitaben yazdığı ve Washington Post gazetesinde yayınlanan istifa mektubunda, “Başkan Trump’ı bu dehşet verici güç kullanımından alıkoyamayabilirdiniz belki ama buna karşı çıkmayı tercih edebilirdiniz” ifadelerini kullandı.
Protestoların büyümesiyle beraber 18 binden fazla Ulusal Muhafız ülke genelinde güvenliği sağlamak için görevlendirildi. Bunların yaklaşık 1.300’ü başkent Washington’da bulunuyor.
