ABD, Arakanlı Müslüman mülteciler için 32 milyon dolarlık yardım yapacağını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı tarafından açıklanan yardım paketi, Trump yönetiminin Myanmar’dan toplu kaçışlara verdiği ilk büyük karşılık oldu.
Amerika’nın sağladığı fonun gıda, tıbbi bakım, su, hijyen ve barınma için kullanılacağı bildiriliyor. Uluslararası alanda Arakanlı Müslümanlar’ın yaşadığı acılara yönelik kınamalar artıyor. Bir aydan az bir süre içinde 421 bin civarında Arakanlı, dünyanın en yoksul ülkelerinden Bangladeş’e kaçtı. Birleşmiş Milletler ve birçok ülke, yaşananları etnik temizlik olarak niteliyor.
Kriz, Myanmar’ın 50 yıllık katı askeri yönetimin ardından ABD’nin yardımıyla demokrasiye geçiş sürecini de tehlikeye atmış durumda.
Ülkeden toplu kaçışlar, Myanmar’ın sivil lideri Aung San Suu Kyi’nin siciline büyük bir gölge düşürdü. Mülteci ve göç konularından sorumlu Amerikalı üst düzey diplomat Simon Henshaw, Suu Kyi’nin Arakanlılar’a ‘geri dönün’ çağrısından memnunluk duyduklarını ancak Myanmarlı liderden, mültecilerin geri dönebilmeleri için koşulların güvenli olmasını temin etmesini istediklerini belirtti.
Henshaw, “Hükümetin bölgeyi güvenli hale getirmek ve geri dönenleri korumak için çok daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Saldırılar, yargısız infazlar, tecavüzler ve köylerin yakılmasıyla ilgili haberlerden kaygılıyız” diye konuştu.
Yetkililer, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yardım parasını mülteci ve göç konularına ayrılan mevcut bir fondan sağlayacağını ve yardımı Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve anlaşmalı yerel gruplar aracılığıyla koordine edeceğini söyledi.
Suu Kyi, çatışma bölgesindeki Müslümanlar’ın büyük çoğunluğunun yerinden kımıldamadığını ve köylerin yarısından azının boşaltıldığını söylese de Amerika bundan şüpheli. Henshaw, “Bu değerlendirmeyi yapabilmek için erişime sahip değiliz. Ama 420 bin kişinin Bangladeş’e gitmesi, Rohingya’nın büyük bir kesiminin etkilendiğini gösteriyor” dedi.
Amerika, yeni mali yardım miktarının, uluslararası yardım gruplarının insani krizle başa çıkabilmek için ihtiyaç duyulduğunu belirttiği miktarın dörtte biri olduğunu kaydederken, kalan dörtte üçlük bölümünün de dünyanın geri kalanı tarafından karşılanmasını bekliyor.
