Erişilebilirlik

ABD'de Seçimle İşbaşına Gelen Kadınların Sayısı Çok Az


Amerika’da kadınlar, seçmenlerin yarısından fazlasını oluştursa da seçimle işbaşına gelen kadınların sayısı son derece az. Amerikan Kongresi’nde milletvekillerinin sadece yüzde 19’u kadın. 100 sandalyeli Senato’da 20 kadın senatör var. 435 üyeli Temsilciler Meclisi’ndeki kadın milletvekili sayısı, 84. 50 eyaletin sadece 6’sının valilik koltuğunda kadınlar oturuyor. Tüm eyalet senatolarındaki üyelerinse sadece dörtte biri kadın.

Sayısal dengesizlik, tek sorun değil. Avukat Mollie Lam, araştırmalara göre kadın ve erkek bakanların eşit sayıda olduğu hükümetlerin daha çok iş çıkardığını, bu hükümetlerde yolsuzluk vakalarına daha az rastlandığını ve işbirliğinin öne çıktığını söylüyor. Lam, Güney Carolina eyaletinde öğrenci ve öğretim üyesi kadrolarının çoğu kadın olan Charleston Üniversitesi’nde kısa süre önce bir konuşma yaptı.

Avukat Lam’e göre, kadınların önünde iki sorun var:

Bunlardan ilki, hilekarlık sendromu. Erkekler, sahip oldukları özellikleri abartma yolunu seçerken kadınlar, becerilerini yeterince öne çıkarmıyor. American Üniversitesi Kadın ve Politika Enstitüsü Direktörü Jennifer L. Lawless, katılımcılara kamu görevi için seçime katılmayı düşünüp düşünmediklerinin sorulduğu ulusal çapta bir ankete, aynı özgeçmişe ve özelliklere sahip olmalarına rağmen erkeklerin yüzde 60’ının, kadınlarınsa sadece yüzde 40’ının ‘evet’ yanıtı verdiğini söylüyor. Yeterliliğe sahip oldukları konusunda şüphe duyan erkekler bile seçime katılabileceklerini belirtirken kendilerini yeterli görmeyen kadınlar, belli bir noktada sınırı kendileri çiziyor.

İkinci sorun ise seçime katılacak kadın adayların farklı muameleye maruz kalması. Siyasete atılmak isteyen kadın adayların dış görünüşleri sık sık mercek altına alınıyor ve kadınlara aile sorumlulukları hatırlatılıyor.

2009 yılında kurulan Elect Her, Kadın Seçin adlı program, kadınların siyasete girmesinin uygun olmadığı görüşünü değiştirmeyi amaçlıyor. Amerika’daki 50 üniversite kampusunda faaliyet gösteren program, siyasi örgütlenme ve bağış toplama gibi konularda kadın adaylara eğitim veriyor. Etkinlikler kapsamında konuşmacı olarak kampuslara davet edilen siyasetçiler, kız öğrencilerle deneyimlerini, başarı ve başarısızlıklarını paylaşıyor.

Avukat Mollie Lam, üniversite kampuslarında en çok konuşulan konuların neler olduğunu araştırmış.

Bazı öğrenciler, üniversite kampüslerinde daha çok çeşitlilik görmek istiyor. Charleston Üniversitesi’nde eğitim gören 10 bin öğrencinin yüzde 18‘i, siyah. Eğitim kredisi borcu, göçmenlik, gıda israfı ve kentsel dönüşümün Charleston’un yoksul işçi kesimi üzerindeki olumsuz etkileri, öğrencilerin önem verdiği diğer konular arasında.

Deneyimli siyasetçiler zaman zaman öğrencilerle biraraya geliyor.

Bunlardan biri, 2010’da çoğunluğu Cumhuriyetçi Partililer’in oluşturduğu Güney Carolina eyalet senatosuna seçilen Demokrat Partili siyah kadın siyasetçi, Mia McLeod. McLeod, hem kadın, hem siyah, hem de Demokrat Partili olmanın Güney Carolina’da ‘üçlü tehdit’ olarak görüldüğünü söylüyor.

McLeod’un adı, geçen yıl Güney Carolina’da Viagra gibi ilaçların kullanımının kısıtlanması amacıyla eyalet yönetimine yasa tasarısı sunduğu için gündeme gelmişti. Tasarıya göre Viagra ve benzeri ilaçları kullanmadan önce hastaların psikolojik danışmanlık hizmeti alması ve sağlıklarının cinsel ilişki için uygun olup olmadığını belirlemek için 90 gün boyunca kardiyoloji testlerinden geçirilmesi zorunlu kılınıyor. Mia McLeod, bu tasarıyı Güney Carolina’daki erkek egemen siyasi ortamın ikiyüzlülüğüne dikkat çekmek için hazırladığını söylüyor. Güney Carolina, Mart ayında erkek egemen eyalet yönetimince kabul edilen yasa uyarınca 19 haftadan sonra kürtajı yasakladı.

Kampanya yapmanın, bağış toplamanın ve saatler süren toplantılara katılmanın, kısacası siyasetin çok zor olduğunu söyleyen McLeod, tek başına iki erkek çocuk yetiştiriyor. Oğullarının siyasete atılmasını desteklediğini belirten McLeod, siyasi sürece katılmayanların şikayetçi olma hakkını kaybettiğinin altını çiziyor.

Genç kadınları siyasete atılmaya teşvik eden Running Start adlı örgütün kurucusu Susannah Wellford ise Elect Her gibi programların kadınları rol modelleriyle biraraya getirdiğini söylüyor.

2016 başkanlık yarışına aday adayı olarak sadece iki kadının, Hillary Clinton ve Carly Fiorina’nın katıldığına dikkat çeken Susannah Wellford’a göre, siyaset, kadınların yoluna aşılması çok zor engeller çıkarıyor. Hillary Clinton, rakibi Bernie Sanders karşısında Demokrat Parti adaylık yarışını önde götürürken Cumhuriyetçi Parti’de 16 erkek aday adayına karşı yarışan Carly Fiorina, Şubat ayında adaylık yarışından çekildi.

Profesör Jennifer Lawless, ”Genç Amerikalılar Neden Siyasetten Hoşlanmıyor” adlı kitabında yeni nesil arasında siyasi arenanın sorunları çözmelerine izin vermeyeceği inancının hakim olduğunu yazıyor. Lawless, kadınların zaten siyasete atılma ihtimalinin düşük olduğu bir ortamda Donald Trump gibi adayların kadınların azim, isteklilik ve kararlılığını körelttiğini söylüyor.

George Washington Üniversitesi’nden Profesör Danny Hayes’le yeni bir kitap üzerinde çalışan Jennifer Lawless, kadınların siyasi seçimleri kazanamayacağı gibi önyargıları yıkmaya çalışıyor.

Kadınların da erkekler kadar kazanma şansına sahip olduğunu savunan Lawless, kadınlar seçimlere katılmaya teşvik edildikleri zaman siyasete erkekler kadar yakın olduklarını vurguluyor.

STÜDYO VOA

Mehmet Şimşek’ten “harcamaları azaltma” mesajı - 18 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG