Corona virüsü salgınında can kaybının hızla arttığı ABD’de pandemi yorgunluğu yaşayan halk bir yandan da aşıların yakında piyasada olacağına bel bağlamış durumda. Ancak herkes aşıya aynı güvenle yaklaşmıyor.
Şükran Günü tatilini geride bırakan ABD’de Corona virüsü salgını vaka ve can kaybı sayısı hız kesmiyor.
Hafta içinde Washington Post gazetesinin etkinliğinde konuşan Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Başkanı Anthony Fauci, “Can kaybına bakarsanız ve bugünden yıl sonuna kadar günleri sayarsanız, şu anda zaten 250 binin üzerinde kayıp verdik. Yani çeyrek milyondan fazla can kaybından söz ediyoruz. Salgının yayılma hızı bu şekilde devam ederse ölü sayısı yıl sonuna kadar 300 bine ulaşabilir. Gereken önlemler alınmazsa 300 bini de geçebilir” dedi.
Ülkenin en kıdemli bulaşıcı hastalıklar uzmanı olan Fauci’nin uyarısı, ülkede, durumun yakın zamanda düzelmeyeceğinin de göstergesi. Virüs ilk önce kıyı şeritlerindeki büyük şehirleri vurmuştu. Şimdi ise Orta Batı eyaletlerindeki kasabaları etkisi altına almış durumda.
Virüsü kapan rekor sayıda kişi hastanelere yatırılırken, küçük yerleşim birimlerindeki sağlık kuruluşları yardım bekliyor.
Corona virüsü aşısı ve tedavilerle ilgili peş peşe umut vaat eden haberler geliyor.
Pfizer-Biontech ve Moderna aşılarının ardından Astrazeneca-Oxford aşısı da Amerika’da acil kullanım ruhsatı için başvuracak olan üçüncü aşı oldu.
Doktor Anthony Fauci, “Gıda ve İlaç Dairesi’nin bu aşıları onaylayacağına güveniyor. Şu ana kadar ikisi gayet etkili ve yararlı. Dahası da gelecek. Ve ben de hiç tereddütsüz bu aşıyı olacağım ve aileme de aşı olmalarını tavsiye edeceğim” demişti.
Başta Fauci olmak üzere birçok sağlık yetkilisi de aşıya büyük destek veriyor. Siyasetçiler de Amerikalılar’ı aşı olmaya teşvik etmeye çalışıyor.
Son anketler aşı olmayı kabul edecek Amerikalılar’ın sayılarında artış gösterse de, nüfusun farklı kesimleri bu kadar kısa sürede üretilen aşılara şüpheyle yaklaşıyor:
Araştırma şirketi Gallup’un son anketine göre Amerikalılar’ın yüzde 58’i aşıyı yaptırmaya hazır. Bu oran Eylül ayında yüzde 50’ydi. Ancak beyaz Amerikalılar arasında bu oran yüzde 61’ken, diğer irk ve etnik kökenlerde yüzde 48’e geriliyor.
Aşıyı olmayacaklarını söyleyenlerin en büyük gerekçesi aşının aceleye getirilmiş olmasına inanmaları. Diğer gerekçeler arasında aşının güvenli olduğundan emin olmak istemeleri, aşının etkinliğini bekleyip görmeyi tercih etmeleri ve genel anlamda aşı karşıtı olmaları var.
Siyahlar içinse Amerikan tarihinde bazı hastalık ve ilaç deneylerinde denek olarak kullanılmış olmanın getirdiği travmalar da ortaya çıkıyor. Kulaktan kulağa yayılan bir başka iddia da aşıya şüphe duyulmasına neden oluyor. Bu iddia, aşıda kullanılan elçi yani mesajcı RNA teknolojisinin, insan genetiğini değiştirdiği. Bilimadamları bu iddiaları yalanlıyor.
Uzmanlar aşının güvenliği konusunda büyük ölçüde emin konuşsa da etkinliği ile soru işaretlerini haklı da buluyor. Amerikan Bilimadamları Federasyonu’ndan Eric Feigl-Ding, “Biraz daha dikkatli olmalıyız çünkü daha fazla veri toplamamız lazım. İki aşı çalışmasında verilere konu olan, 30 ile 40 bin gönüllü arasından sadece 150-200 kişi. Ayrıca açıklanan aşının yüzde 90 etkili olması ne kadar kalıcı, bunu görmemiz lazım. Çünkü vücudun bağışıklık yanıtı en başta daha güçlüdür. Bağışıklık sistemi ve aşı uzmanları bu yanıtın zamanla azaldığı konusunda bazen uyarı yaparlar. Aşıyı güçlendirecek takviye doz gerekecek mi? İlerleyen aylarda bunlarla ilgi biraz daha bilgi edinmeliyiz’’ diyor.
Corona virüsü ile mücadelede aşılama kampanyalarının etkin olabilmesi içinse, ABD yönetiminin ve dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerin, halkın ve farklı etnik grupların güvenini kazanması gerekiyor.
