Erişilebilirlik

AB’de Kriz Zirvesi Öncesi ‘Mini Zirve’


Aquarius gemisindeki göçmenlerin İtalya’ya alınmaması ile başlayan tartışmalar, Avrupa Birliği içindeki göçmen krizine ilişkin çatlağı iyice su yüzüne çıkardı. AB’ye mensup 16 ülke lideri, 28-29 Haziran tarihlerinde Brüksel’de düzenlenecek ve 28 üye ülke liderinin katılacağı zirve öncesinde, göçmen krizine ortak bir Avrupa yanıt bulmak üzere “gayrı resmi mini zirvede” biraraya geliyor.

Resmi olmayan mini zirveyi AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker düzenledi. Brüksel’de yapılacak zirve davetine AB’nin dinamo ülkelerinden Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez katılacağını duyurdu. Krizden doğrudan etkilenen İtalya’nın yanısıra Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras, Bulgaristan Başbakanı Boiko Borrisov, Malta Başbakanı Joseph Muscat ile diğer bazı AB liderleri katılacağını bildirdi.

Zirve öncesinde pek çok ülke, birbirine son derece zıt görüşler içeren çözüm önerilerini dile getirdi. Mini zirveden bir gün önce İspanya’nın yeni Başbakanı Pedro Sanchez ile görüşen Fransa Cumhurbaşkanı Macron, soruna "ortak bir Avrupa yanıtı ve işbirliği" önerdi.

Macron, Sanchez ile düzenlediği basın toplantısında, AB üyesi ülkelerin finansal olarak cezalandırılmasını dile getirdi ve "AB'nin dayanışmasından büyük ölçüde yararlanan, ancak göç meseleleri söz konusu olduğunda ulusal bencilliklerini kitlesel olarak dile getiren ülkelere sessiz kalamayız" dedi.

Macron’dan "kapalı merkezler" önerisi

Macron ve Sanchez, Akdeniz’den Avrupa’ya ulaşmayı başaran göçmenler için sınırlarda "kapalı merkezler" kurulmasını ve Avrupa'yı bölen bir krize "farklı ve tamamlayıcı bir çözüm" bulunmasını savundu.

Macron, "Avrupa toprağına ulaşıldığında, Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı'nın kriterlerine uygun kapalı merkezler kurmaktan yanayız. Avrupa da acil bir mali dayanışmaya, konunun iyi çalışıldığı bir eğitime ve böylece her ülkenin organize bir şekilde sığınma hakkı olan kişileri almasının sağlanmasına ihtiyaç var" dedi. Macron, Avrupa’da yükselen aşırı sağ hareketleri ise "cüzzam" benzetmesi yaptı.

Fransa’nın önerdiği, Almanya ve İspanya’nın da desteklediği planın temelinde sığınma talebinde bulunan mültecilerin kabul edilmesi, ekonomik sığınmacıların ise geri gönderilmesi fikri yatıyor. Sınırların Frontex adı verilen ajanslarla korunması, halen 1500 görevli tarafından yürütülen Frontex’te bu sayının 10 bine yükseltilmesi hedefleniyor. Mültecilerin ancak burada başvuruları kabul edilirse Avrupa’ya geçmelerine izin verilmesini öngörüyor.

Salvini ‘den sert yanıt: "Fransız ukalalığı"

Ancak bir süredir göçmen krizi konusunda Macron ile polemik yaşayan İtalyan İçişleri Bakanı Matteo Salvini ise, bu önerilere karşı çıkarak, "Macron’u hakaret etmeyi bırakarak, Fransa’nın limanlarını gemilere açarak cömertliğini göstermeye ve kadın, erkek, çocuk, göçmenleri Vintimille’ye geri göndermekten vazgeçmeye çağırıyorum. Eğer ukala Fransızlar, bir kaç kuruş bahşiş vererek, İtalya’yı Avrupa’nın mülteci kampına çevirmeyi düşünüyorsa, tamamiyle yanılıyor" diye yanıt verdi.

Visegrade ülkelerinden zirveye boykot

Avrupa’da Almanya ve Fransa’ya karşı olan tek ülke İtalya değil. ‘Visegrad Grubu’ olarak bilinen Polonya, Macaristan, Çekya ve Slovakya da, bu plana karşı olduklarını açıklayarak zirveyi boykot etti. Visegrad ülkeleri her durumda zirveden çıkacak sonucun kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

“En iyisi boşuna yol parası vermemek” diyen İtalyan İçişleri Bakanı aşırı sağ lider Matteo Salvini, hem içerik hem de biçim olarak büyük zirve öncesi buluşmaya karşı olduklarını açıkladı. Komisyon’un hazırladığı sonuç bildirgesinin Dublin sözleşmesine bağlı kalmasını da sert eleştirdi.

Macron’un ‘Avrupa çözümü’ bulunması önerisine karşı çıkan İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, mini zirve sonucunun "sadece tartışılan konuların ele alındığı basit bir açıklamadan" ibaret olacağını açıkladı.

Merkel de Conte’ye destek veren bir açıklama yaparak, mini zirvede ortak bir karar çıkmayacağını, daha çok, Yunanistan, İtalya ve Bulgaristan gibi ülkelerle ikili, üçlü ve çok taraflı anlaşmaların tartışılacağını söyledi. Merkel’in bu açıklamasının ardından İtalya, zirveye katılmayı kabul etti.

İtalya ve Visegrad ülkeleri, Avrupa Komisyonu tarafından ‘Avrupa içinde dayanışmanın tartışılmasını ve ülkelere göre göçmen kotası belirlenmesini’ öngören bir ortak sonuç bildirgesi yayınlanmasını reddetti.

Merkel’i kurtarma zirvesi

Merkel Hükümeti’nin sağ kanadı CSU’nun lideri Horst Seehofer ise, Haziran ayı sonuna kadar bir çözüm bulunamazsa, Almanya’ya gelen kaçak göçmenleri geldikleri ülkelere göndereceğini açıkladı.

Geçtiğimiz Perşembe günü Budapeşte’de toplanan 4 Visegrad ülkesi, “Merkel’i kurtarma amaçlı” zirveye katılmanın Merkel’e destek olarak algılanabileceğini belirterek, zirveyi boykot ettiklerini ve sözlerini 28 Haziran zivesinde söyleyeceklerini açıkladı.

Brüksel’in 2 yıldır dile getirdiği göçmen kotası politikası, Doğu Avrupa ülkelerinin göçmen karşıtı politikalarında daha da sertbir tutum almalarına yol açtı. Doğu Avrupa’lı AB üyesi ülkeler, bugün kendi vizyonlarını AB’ye kabul ettirmek için sıkı hazırlanıyor.

Pazar günü yapılacak mini zirvenin ardından asıl tartışma 28-29 Haziran’da yapılacak hükümet ve devlet başkanlarının katılacağı zirvede ele alınacak. Almanya, Fransa ve İspanya üçlüsünün ‘AB dışındaki ülkelerde platformlar oluşturulması’ ya da ‘kapalı merkezler kurulması’ fikirlerinin zirvede çatışma yaratacağı şimdiden öngörülüyor. Avusturya ve Danimarka’nın sert tepki gösterdiği bu önerilerin hukuki olmadığı görüşü de tartışmayı alevlendiriyor.

AP seçimleri öncesi son kozlar paylaşılacak

Öte yandan Almanya, İtalya ve Avusturya’nın oluşturduğu yeni "Alp Aksı" ise AB’deki güç dengelerini de değiştirdi. Avusturya’nın 1 Temmuz’dan itibaren AB Dönem başkanlığını üstlenecek olması da bu dengenin aşırı sağ aks lehinde bozulmasına katkı yapacak. Brüksel’de 28-29 Haziran’ta toplanacak zirvede, AB’nin göçmen krizine yanıt olarak Schengen sınırlarının kapatılmasından, ulusal sınırlara dönülmesine kadar pek çok karşıt öneriyi gündeme getirecek. Zirvenin ardından her ülke 2019 yılında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine ilişkin kampanyaya başlayacak.

STÜDYO VOA

Uluslararası yatırımcılar Türk ekonomisinden güvence bekliyor – 17 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:50 0:00
XS
SM
MD
LG