Erişilebilirlik

24 Kasım  2004 - 2004-11-24


Ukrayna’daki tartışmalı seçim sonuçlarının yankıları sürüyor. Hemen hemen bütün Amerikan gazeteleri, Rusya yanlısı başbakan Viktor Yanukoviç’in devlet başkanlığı seçimine hile karıştırdığını savunuyor ve başta Washington yönetimi olmak üzere Batılı ülkeleri gelişmelere müdahale etmeye çalışıyor. New York Times gazetesinde yayımlanan Steven Lee Myers imzalı değerlendirmede, Kosova savaşından bu yana Rusya ile Batı arasındaki ilişkilerin hiç bu kadar gerginleşmediği vurgulanıyor:

'Doğu Bloku'nun çökmesiyle Avrupa’daki eski bölünmüşlüklerin aşılacağı düşünülmüştü. Eski Sovyet cumhuriyetleri ve Doğu Avrupa’daki uyduları, ikircikli bir biçimde olsa da demokrasiye doğru ilerledikçe Doğu ve Batı kavramları bile bir süre için aşılmış görünüyordu. Ancak şimdi, rakip siyasi ideolojiler tarafından değil ancak rakip siyasi ve ekonomik çıkarlarla demokrasinin anlamı konusundaki karşıt düşüncelerden kaynaklanan yeni bir bölünmüşlük giderek daha belirgin hale geliyor.'

Boston Globe, seçim sonuçlarını protesto için sokaklara dökülen Ukraynalılara destek verilmesi çağrısında bulunuyor. Seçimlere hile karıştırıldığı yönündeki çeşitli açıklamaları hatırlatan gazete, yaşananlardan Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’i sorumlu tutuyor:

'Kiev’deki gösterilerde Gürcistan bayrağının da kullanılmasının sembolik bir önemi var. Bu eski Sovyet cumhuriyetinde de daha bir yıl önce, kararlı kalabalıklar Gürcistan halkının demokrasi isteğine saygı duyulması talebiyle sokaklara dökülmüştü. Sonuçta, Gürcistan’da bir reformcunun zaferiyle sonuçlanan yeni bir seçime gidildi. Ukraynalılar ve Gürcüler aynı mücadeleyi veriyor. Amaçları sadece jeopolitik olarak Kremlin’e bağlı olmaktan kurtulmak değil aynı zamanda Putin’in Rusya’da yok ettiği şeffaf demokratik yapıları da oluşturmak. Başkan Bush ve Avrupalı liderler Kiev’deki göstericilerle dayanışmak için Ukrayna’daki hileli başkanlık seçimini tanımayı reddetmelidir.'

New York Post yazarı Amir Tahiri ise Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde yapılan uluslararası Irak konferansını yorumluyor. Fransa’nın başını çektiği bir grubun Irak’ta 30 Ocak’ta yapılacak seçimleri erteletmeye çalıştığını ancak başarılı olamadığını kaydeden yazar, Rusya ve bazı Arap ülkelerinin de Irak’ın demokratikleşme sürecini önlemeye çalıştığını iddia ediyor. Tahiri, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı dış güçlerin seçim sonuçlarını etkilemeye çalıştığını da öne sürüyor:

'Irak ve dostları, yasa dışı yöntemlerle seçimleri etkilemeye çalışan çeşitli dış güçlerin çabalarına karşı da uyanık olmalıdır. Örneğin İran, mezhepçi bir temelde İslamcılığı savunan bir çok partiye büyük miktarlarda para akıtıyor. Suriye gizli Baasçı grupları desteklerken, Türkiye açıkça etnik Türkmenlere yatırım yapıyor. Petrol zengini bazı Körfez ülkeleri Sünni köktendinci gruplara kabarık çekler yazıyor. Irak, farklı nedenlerle ülkenin demokratikleşmesini istemeyen büyük bir iç ve dış muhalefetin çabaları arasında ilk özgür seçimini yapmaya hazırlanıyor. Bu koalisyonu yenmenin tek yolu Ocak ayındaki seçimini açık ve adil geçmesi ve Irak halkı tarafından da böyle görülmesidir.'

Washington Times editörlerinden Tony Blankley, Hollandalı film yapımcısı Theo van Gogh’un bir İslamcı militan tarafından öldürülmesinden sonra Avrupa’da gözlenen İslamiyet karşıtı gelişmeleri ele alıyor... Avrupa’daki liberal medyanın bile çok kültürlülüğü sorgulamaya başladığını belirten Blankley, radikal İslam’ı Avrupa’nın gerçek düşmanı olarak tanımlıyor ve Avrupa ile Amerika arasında yeni bir ittifakın bu temel üzerinde yükselmesi gerektiğini savunuyor:

'Avrupalı kuzenlerimizin kalbindeki yaşama ve yenme isteği henüz bitmemiş. Şiddeti giderek artan savaşa katılmak için geç kaldılar ama iş işten geçmiş değil. İkinci büyük anti faşist Avrupa-Amerika ittifakı iki ortak demokratik halk arasında biçimlenmeye başlıyor. Korkak Avrupa hükümetleri de bu gelişmeyi izlemek zorunda kalacak ve kısa bir süre içinde yeni çıkan savaşçı liderler tarafından yönetilmeye başlayacaktır.'

XS
SM
MD
LG