Erişilebilirlik

22 Kasım 2004 - 2004-11-22


Irak’ta Felluce operasyonu sonrası durumu mercek altına alan New York Times, kentteki isyancıların yenilgiye uğramasının ardından güvenliğin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekiyor. Daha önce başta Bağdat olmak üzere diğer kentlerde de yağmalama olaylarına rastlandığını hatırlatan gazete, Amerika Savunma Bakanlığı’nı geçmişten ders almamakla suçluyor ve yaklaşan seçimlerin güvenli geçmesi açısından Irak’a 20 ila 40 bin kişilik takviye asker gönderilmesini savunuyor. Gazete özetle şu görüşleri dile getiriyor:

" Amerikalı komutanlar, Felluce’de güvenliği sağlamakla diğer bölgelerdeki isyancıların peşine düşmek arasında bir tercihe zorlanmamalıdır. Seçimlerin başarılı olması için her iki görev de yerine getirilmelidir. Gerekli olan şey, düzenli ordu sayısında sürekli bir artışa gitmektir. Ancak kısa süreli çatışmalar, barış gücü görevinin başkasına havale edilmesi ve minimum kara birlikleri gibi teorilere saplanıp kalan Savunma Bakanlığı’nda kabarık bütçenin insan unsuruna ayrılmasını destekleyen fazla kimse yok. Bu teorilerin bedelini uzun bir süredir işsiz ve susuz Iraklı sivillerle barışı kazanmayı amaçlayan açık bir stratejiden yoksun Amerikan askerleri ödemeye devam ediyor."

Washington Post gazetesi de Adalet Bakanlığı’na getirilen Alberto Gonzales’i hedef alıyor. Gazete, Irak’taki Ebu Gureyb cezaevinde yaşanan kötü muamele olaylarının ardında Cenevre Sözleşmelerini hiçe sayan bir başkanlık tezkeresinin bulunduğunu hatırlatıyor ve bu tezkerenin mimarının Gonzales olduğunu belirtiyor. Washington Post, Senatodan, Gonzales’e hem Amerikan adalet anlayışını hem de uluslararası hukuku çiğneyen bu uygulamaların hesabını sormasını istiyor:

" Bush ve diğer üst düzey yöneticiler gibi Gonzales de Cenevre sözleşmesiyle ilgili kararın Irak ve Afganistan’daki kötü muamelelere yol açtığı gerçeğini kabullenmekten kaçındı. Hatalı ve zarar verici hukuki tavrı ancak mahkemelerin kararları sonucunda ve gönülsüzce değişti. Senatörler, Gonzales’e kendi işkence tanımını hatırlatarak, başka ülkelerde tutuklu Amerikalılara organ kaybına yol açmayacak biçimde acı çektirmelerini kabul edip etmeyeceğini sormalıdır. Gonzales her şeyden önce, düşünceleri kendi hükümeti açısından böylesine feci sonuçlara yol açan bir hukukçunun adalet bakanlığını niçin hak ettiğini açıklamalıdır."

Christian Science Monitor ise gündemdeki bir başka önemli konuya, Amerikan dolarının değer kaybına değiniyor. Amerika’nın dış ticaret ve bütçe açıklarının büyük ölçüde dolar satın alan yabancılar tarafından finanse edildiğini belirten gazete Merkez Bankası başkanı Alan Greenspan’in “bu sonsuza kadar böyle gidemez” uyarısını hatırlatıyor ve hükümetin piyasalara müdahalesini savunuyor:

" Amerika, şu anda yabancılara 2,6 trilyon dolar borçlu ve bu da Amerikan ekonomisinin dörtte biri demektir. Doların değer kaybıyla birlikte Amerika’nın ihracatı artarken, bu rakam da aşağıya çekilmelidir. Kongre’nin de, Greenspan’ın tavsiyesine uyarak geçtiğimiz on yıldaki bütçe disiplinine dönerek kamu harcamalarını denetim altına alması gerekiyor."

NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer’in ittifakın işleyişindeki sıkıntılara ve çözüm önerilerine ilişkin açıklamalarını hatırlatan Washington Times ise, üye ülkeler arasındaki tartışmaların ittifakın işlerliğini engellemesini önleyecek şekilde yeni bir mekanizma kurulması gerektiği görüşüne yer veriyor. Gazete, Washington yönetiminin genel sekreterin önerilerine destek vermesi gerektiğini vurguluyor:

" NATO gibi çok uluslu örgütler artık oybirliği yerine oy çokluğuyla karar alacak bir işleyişe yönelmelidir. Böyle bir işleyiş, Amerika’nın terörle mücadele ve diğer stratejik konulardaki çıkarlarına da hizmet edecektir. NATO’ya siyasi olarak söz hakkı tanınması, üye ülkelerin bir dizi konuda bir çoğunluk uzlaşmasına varmasını da kolaylaştıracaktır. Jaap De Hoop Scheffer, NATO’nun geleceği için, Washington’un da güçlü bir biçimde desteklemesi gereken parlak bir geleceğin yolunu gösteriyor."

XS
SM
MD
LG