Erişilebilirlik

Türk Diplomat Washington'da Anıldı - 2004-10-29


1944 yılında Türkiye’nin Rodos Başkonsolosu olan Selahattin Ülkümen, adayı işgal eden Alman Nazi kuvvetlerine karşı çıkarak 50 Yahudi’yi mutlak ölümden kurtarmayı başarmıştı. Yıllar sonra İsrail’deki Yad Vashem Soykırım Kahramanları ve Şehitleri Yönetimi, Selahattin Ülkümen’e cesareti ve kararlı tutumu nedeniyle, İsrail’in en büyük ödülünü vermişti.

Başkent Washington’da bulunan Amerikan Yahudi Soykırım Müzesi de bu hafta Selahattin Ülkümen’i özel bir törenle andı. Konuşmacılar arasında, Ülkümen’in oğlu Mehmet Ufuk Ülkümen, Selahattin Ülkümen’in kurtardığı Yahudilerden biri olan Bernard Turiel, ve Türkiye’nin Washington büyükelçisi Faruk Loğoğlu vardı. 8 Ekim günü de Amerikan Temsilciler Meclisinde, Kongrenin önde gelen Musevi üyelerinden Tom Lantos, gündem dışı bir konuşma yaparak Ülkümen’in kahramanlığından övgüyle sözetti.

Soykırım müzesindeki törende Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu da bir konuşma yaptı ve savaş sırasında, Selahattin Ülkümen ve diğer Türk diplomatlarının insanca davranışlarını dile getirdi. Loğoğlu "Türk diplomatların, en zor anlarda bile, insanlıklarını gösterme gibi bir gelenekleri vardır. Böyle bir geleneğimiz olduğundan çok gururluyum. Selahattin Ülkümen’i bu geleneğimiz ışığında ananlara teşekkür ediyoruz” dedi.

NAZİ Almanyası Rodos adasını 1943 yılında işgal etti. Adolf Hitler’in Yahudileri yok etme planı, Rodos’da da derhal uygulanmaya başlandı. O dönemde adada 1800 Yahudi yaşıyordu. 1944’te Nazi rejimi, Anton Burger’ı, adadaki Yahudilerin, Auschwitz Toplama Kampına sevkedilmelerini sağlamak için Rodos’a gönderdi. Nazi ordularının Ege bölgesi komutanı Alman Korgeneral Ulrich Von Kleeman’a, Burger’ın bütün isteklerine yerine getirmesi için emir verildi. Almanlar, 19 Haziran 1944’te Rodos’taki Yahudilerin, adadaki İtalyan karargahında toplanmalarını ve yanlarında 10 günlük ihtiyaçları için yetecek eşya getirmelerini emretti. Rodos’lu Yahudilere, başka bir adaya yerleştirilecekleri söylenmişti. Türkiye’nin Rodos başkonsolosu Selahattin Ülkümen olaylara seyirci kalmadı ve adada bulunan Türk Yahudilerin serbest bırakılmasını istedi. Amerikan Holocaust Müzesinin tarihçisi Severin Hochberg anlatıyor:

“Türkiye’nin Rodos başkonsolosu Selahattin Ülkümen Yahudilerin hayatlarının tehlikede olduğunu bilerek, ve tarafsız bir devletin temsilcisi olarak, General Von Kleeman’a karşı çıktı. Alman General, Ülkümen’e NAZI kanunlarına göre, Yahudilerin toplama kamplarına gitmek zorunda olduklarını söyledi. Ülkümen ise bunu kabul etmedi. Ülkümen, Alman Generale ‘Türk kanunlarına göre Yahudiler Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında hiçbir fark yoktur’ diye yanıt verdi. Ülkümen Alman General’e, eğer Türkiye Yahudilerini serbest bırakmazsa, Türk hükümetini uyaracağını ve bunun da uluslararası bir krize yol açacağını söyledi. Von Kleeman sonunda, Türk Yahudilerinin serbest bırakılmasını kabul etti.

Amerikalı tarihçi Hochberg, Ülkümen’in aslında blöf yaptığını söylüyor. Hochberg, "Ülkümen aslında blöf yapıyordu. Ülkümen’in 50 kişilik listesindeki çoğu Yahudi, İtalyan veya Yunan vatandaşıydı – Sadece onüçü Türk vatandaşıydı. Türk olmadıkları halde bu kişileri korumak Ülkümen’in kendi kararıydı. Von Kleeman, bu kişileri serbest bıraktı." şeklinmde konuştu.

Tarihçi Severin Hochberg, Ülkümen’in kurtardığı Yahudilerin gerçekten şanslı olduğunu söylüyor. 24 Temmuz tarihinde 1673 Yahudi, Rodos’tan Auchwitz’e gönderildi. Bu gruptan sadece 150 Yahudi kurtuldu. Hochberg şöyle devam etti: “Selahattin Ülkümen, bu trajedide cesareti, insanlığı ve vicdanıyla dikkat çeken bir diplomattır. Onun müdahalesi sayesinde en azından bazı Yahudiler, Almanların elinden kurtulabildi.”

Amerikan Soykırım Müzesindeki anma töreninde, Selahattin Ülkümen’in kurtardığı Yahudilerden biri olan ve sonradan, ailesiyle Amerika’ya göçeden Bernard Turiel de bir konuşma yaptı. Şimdi 70 yaşlarında olan ve New Jersey eyaletinde avukatlık yapan Turiel şöyle konuştu. Bernard Turiel, "Selahattin Ülkümen’i cesur, şefkatli ve erdemli bir insan olarak anıyoruz. Ve ben, onu anmak için burada bulunmamı, bir ayrıcalık olarak görüyorum.” şeklinde konuştu.

Yahudi Soykırım Müzesindeki anma töreninden sonra, Washington’daki Türk Büyükelçiliğinde özel bir toplantı düzenlendi. Burada da, Selahattin Ülkümen’in oğlu Mehmet Ülkümen, babasının duygusal bir anısını anlattı. 50 Yahudi'nin kurtarılmasından sonra, Alman Hava Kuvvetleri, Rodos'taki Türkiye Konsolosluğunu bombaladı. Selahattin Ülkümen'in hamile eşi Mihrinisa bombardımanda yaralandı. Kısa bir süre sonra doğan Mehmet Ülkümen'in annesi, yedi gün sonra aldığı yaralardan hayatını kaybetti. Mehmet Ülkümen, babasıyla baş başa kaldığı bir zaman sormuş: "Hanımını kaybettin, oğlunu da kaybetmek üzereydin. Pişmanmısın?" Selahattin Ülküman, pişmanlığın kesinlikle söz konusu olmadığını söylemiş. Ülkümen, insani görevini yaptığını, ve olacakları bile bile yine aynı şeyleri yapacağını söylemiş.

İkinci Dünya Savaşında Türkiye’nin tarafsızlık politikası sayesinde işgal altındaki Avrupa ülkelerinde görev yapabilen Türk diplomatları pek çok Yahudi’yi mutlak ölümden kurtarmayı başardı. Bu diplomatlar arasında o zamanki Marsilya Konsolosu Necdet Kent; Paris Konsolosu Namık Kemal Yolga ve daha niceleri vardı. Geçen yıl İstanbul’da ölen Rodos Başkonsolosu Selahattin Ülkümen, insanlığı ve şefkati yüzünden ağır bir bedel ödemişti, ancak Ülkümen, yıllar sonra da olsa, en yüksek ödüllere layık görülerek tarihe geçmiş oldu.

XS
SM
MD
LG