Erişilebilirlik

12 Ekim 2004 - 2004-10-12


Los Angeles Times yazarı Tracy Wilkinson, Avrupa Komisyonunun Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlanması yönündeki tavsiyesinin ardından Türkiye’nin ne kadar Avrupalı olduğu tartışmasının alevlendiğini hatırlatıyor. Türkiye’de muhafazakarlarla çağdaşlaşma yanlıları arasındaki çekişmenin hiç bu kadar belirgin olmadığını belirten Wilkinson, ülkedeki çelişkilerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği politikalara da yansıdığını savunuyor ve zinanın suç sayılması girişimini buna örnek gösteriyor:

"Bush yönetimi, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini, İslamiyet’in demokrasi ile birlikte yaşayabileceği bir modelin teşvik edilmesi olarak görüp desteklerken, yapılan kamuoyu yoklamaları Avrupalıların çoğunun Türkiye konusunda en azından çelişkili düşüncelere sahip olduğunu gösteriyor. Uzmanlara göre, eğer Türkiye’nin Avrupa birliği üyeliği perspektifi olmazsa, ekonomik ve siyasi reformların en önemli nedeni de ortadan kalkacak ve Türkiye İslamiyet’in daha milliyetçi bir türüne yönelecek. Avrupa Birliği üyeliği olasılığı, hem Erdoğan’ın görevde kalmasına hem de ordunun kenarda durmasına yarıyor."

New York Times Afganistan’daki devlet başkanlığı seçimlerini mercek altına alıyor ve bütün olumsuz koşullara rağmen seçime katılım oranının yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Gazete, seçimi boykot eden adayların seçim sonuçlarının iptal edilmesi talebinden vazgeçerek bağımsız bir soruşturmaya razı olmasını da, katılım oranının yüksekliğine bağlıyor:

"Bu seçimin uzun vadeli başarısı, Afganistan’ın yeni devlet başkanının, Amerikan askerlerinin sonsuza kadar ülkede bulunmasına ihtiyaç duymadan Taliban ile aşiret reislerini yenmesi için ihtiyaç duyduğu meşruluğu sağlayıp sağlayamayacağına bağlıdır. Bu konuda parlamento seçimleri büyük bir önem taşıyor çünkü ülkede farklı diller konuşan etnik ve dini gruplar arasındaki farklılıkları uzlaştıracak demokratik bir mekanizma olmadan, işlevsel bir yönetim de kurulamaz. Bu da, daha küçük ölçekli yerel seçimler için daha yüksek bir seçim standardı ve daha fazla güvenlik sağlanması gerektiği anlamına geliyor. "

Christian Science Monitor de, Afganistan seçiminde halkın bütün tehditlere rağmen sandık başına gitmesini korku duvarının aşılması olarak tanımlıyor. Ülkede hala güvenlik, yoksulluk ve cehalet gibi önemli sorunlar yaşandığını belirten gazete, kızların okula gitmeye başlaması, yeni yolların inşa edilmesi ve mültecilerin evlerine dönmesi gibi gelişmelerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor:

"Franklin Roosevelt 1933’te, ‘Korku, gerilemeyi ilerlemeye dönüştürmek için gösterilen çabaları felç eder’ demişti. Bu sözden hareketle, bu seçime damgasını vuran asıl önemli noktanın oy verme işlemindeki sorunlar değil, korkudan kurtulmak olduğunu söyleyebiliriz. Afganistan gibi cemaat ve aşiret yapısına dayalı bir ülkede gerçekleşen ilk demokratik devlet başkanlığı seçiminde yaşanan teknik sorunların, sonraki seçimlerde azalabileceğini hatırlamak gerekiyor. Ancak korkunun etkisini kırmak çok daha zor bir görevdir ve geçen hafta sonu ortaya çıkan manzara bu görevin başarıldığı yönündedir. "

Washington Post ise Suriye ile ilişkilerde gelinen son noktayı değerlendiriyor ve Şam yönetiminin hem Amerika’dan hem Birleşmiş Milletler’den gelen uyarılara rağmen, sorumluluklarını yerine getirmediğini savunuyor. Gazete, Suriye üzerindeki baskının artırılması gerektiği görüşüne yer veriyor:

"Güvenlik Konseyi, yaptırım tehdidi de içeren şekilde Suriye’nin Lübnan’dan çekilmesi talebini tekrarlamalıdır. Onlarca yıldır Birleşmiş Milletler’in İsrail’le ilgili kararlarının kutsallığı konusunda ısrar eden Arap ülkeleri bu konuda kamuoyu önünde tavır almaya zorlanmalıdır. Bush yönetimi ve Iraklı liderler, isyancıların ve teröristlerin sınırdan Irak’a sızmasının Suriye’nin düşmanca bir tavrı olarak değerlendirileceğini, bunun, ilişkilerin kesilmesinden –son çare olarak- askeri müdahaleye kadar bir dizi tepkiye yol açacağını açıkça belirtmelidir. Suriye’nin yasa dışı davranışlarını hoş görmeyi sürdürmek için hiçbir neden yok, tam tersine değişime en fazla ihtiyaç duyulan bu Arap ülkesine bu konuda baskı yapmanın tam zamanıdır."

XS
SM
MD
LG