Erişilebilirlik

'Dünyada 3-4 Milyar İnsan Yoksul' - 2004-09-30


Dünyada açlık sorununu ortadan kaldırmak ve zenginlerle fakirler arasındaki uçurumu kapatmak, geçen hafta Birleşmiş Milletler’de sıkça konuşulan konular arasında yer aldı.

Brezilya Devlet Başkanı Lula de Silvo’nun önerisi üzerine 50 dünya lideri, 1 milyar insanı yoksulluktan kurtarmak amacıyla 50 milyar dolar para toplamayı planlıyor.

Yoksulluk, farklı insanlar için farklı anlamlar taşıyor. Bu da, kaç kişinin yoksul olduğunu belirlemekte ve ülkeler arasında yoksulluğu kıyaslamakta zorluk yaratıyor.

Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası, yoksulluğu ölçmek için, “Günde Bir Dolar” diye tanımlanan sistemi kullanıyor. Bu sisteme göre, günde bir dolardan az gelir elde eden insanlar, son derece yoksul sayılıyor.

Dünya Bankası Kalkınma Araştırma Grubu yöneticisi Martin Ravallion şunları diyor:

“Dünyada en yoksul bölgeleri, Afrika kıtasının orta ve güney kesimlerinde bulunuyor. Günde bir dolar ölçüsüne göre, bu bölgede yoksulluk içinde yaşayanların oranı yüzde 50 civarında.”

Uzman, Dünya Bankasının tahminlerine göre dünya nüfusunun altıda birini teşkil eden, 1 milyar 300 milyon kişinin yoksulluk içinde yaşadığını söylüyor.

Sierra Leone, Tanzanya, Etiyopya, Zambiya ve diğer bazı Afrika ülkeleri dünyanın en yoksul toplumların oluşturuyor. Ancak, Martin Ravallion, son 20 yılda Afrika’da yoksulluğun artmasına karşın, dünya genelinde düştüğüne dikkat çekiyor:

“1981–2001 yılları arasında, yoksulluk oranları yarı yarıya: yüzde 40 civarından, yüzde 21 oranına düştü. Gelişmekte olan ülkelere genel olarak baktığımızda, büyük bir ilerleme görüyoruz. Bizim tahminlerimize göre, bu yıllar arasında, 400 milyon kişi yoksulluktan kurtuldu.”

Ancak bazı uzmanlar, bu tahminlerin hatalı olduğunu söylüyor. Pek çok uzman, günde bir doların, yoksulluk sınırı sayılmasının, yanıltıcı olduğunu savunuyor.

Kanada’da Ottawa Üniversitesinde Ekonomi Profesörü ve “Yoksulluğun Küreselleşmesi” başlıklı kitabın yazarı, Michael Chossudovsky, Amerikan Nüfus Dairesinin benimsediği standarda göre, Amerika’da günde 14 dolardan az bir miktarla geçinenlerin yoksul sayıldığına dikkat çekiyor:

“Kurumların kullandıkları standartlarda farklıklar olabilir, ancak 1 ile 14 Dolar arasında çok büyük fark var. Oysa, gelişmekte olan pek çok ülkede, hayat, neredeyse Amerika’daki kadar pahalı...”

Profesör Chossudovsky, dünya nüfusunun altıda birinden daha fazlasının yoksulluk içinde yaşadığını ve yoksulluğun artmaya devam ettiğini söylüyor:

“Günde bir dolarla geçinmenin mümkün olduğunu söylemek, yanılış olur. Ve, bunu günde 2, 3, 4, veya 5 dolar diye düzeltirseniz – ki geçinmek için gerekli olan miktardır bu; O zaman dünyanın yoksul nüfusu çok daha yüksek olur. Bu da, Dünya Bankasının ileri sürdüğü gibi dünyada 1 milyar 300 milyon yoksulun değil; 3-4 milyar insanın yoksul olduğunu ortaya koyar.”

Uzmanlar, sayılar konusunda anlaşamadığı gibi, yoksulluğun sebepleri konusunda da anlaşamıyor. Bazıları, liberal ekonomilerin yaygınlaşmasını teşvik eden batılı finans kurumlarının, sorunu derinleştirdiğini düşünüyor.

Washington’da, Cato Enstitüsünde ekonomi araştırmacısı olan Marian Tupy, bu görüşe katılmıyor. Tupy, yoksulluğun, ekonomilerin liberalleşmesinden değil, iç meseleler yüzünden yaygınlaştığını savunuyor:

“Afrika kıtasında çoğu ülkede, kötü yönetim ve ileri derecede yolsuzluluk var. Uluslararası şirketler ve yabancı yatırımcılar, siyasi istikrarsızlığın, kanunsuzluğun ve kötü ekonomik şartların bulunduğu ülkelere girmek istemiyor. Ve böyle bir ortamda, ülkelerin zenginleşmesi çok zor.”

Marian Tupy, buna rağmen batı devletlerin, gelişmekte olan ülkelerde yaşam standardını arttırmak için yardım edebileceğini söylüyor:

“Örneğin, gelişmiş ülkeler kendi tarım sektörlerine sübvansiyon sağlamaktan vazgeçebilirler. Serbest ticarete izin vererek Afrika ülkelerinin, ürünlerini, batı piyasalarına satmasını sağlayabilirler.”

Marian Tupy, batının yoksul ülkelere tek yanlı olarak yardım göndermekten vazgeçmesi gerektiğini, çünkü bunun, başarısız olduğunu savunuyor.

CATO enstitüsü uzmanı, belirli ekonomik teşvikler sayesinde, ülkelerin, yoksulluktan refaha hızla geçiş yapabileceğini söylüyor:

“Güney Kore, Tayvan, Şili veya Singapur yüksek miktarlarda dış yardım almış değiller. Ancak, şimdi bu ülkeler dünyanın en zengin ülkeleri arasında. Bunu nasıl başardılar? Serbest piyasa ilkelerine bağlılıkları sayesinde... Devletin rolünü sınırlı tutmaya özen göstererek başardılar. Hukuk düzenini ve özel mülkiyet hakkını korumaya yönelik iç kurumlarını güçlendirdiler.”

Ancak, uzmanlar, yoksulluğun, sadece ekonomik gelişmeyle yenilemeyeceğini vurguluyor. Dünyada günde yaklaşık 24 bin kişinin ölümüne neden olduğu bildirilen açlık ve yoksulluğun ancak ekonomik, sosyal, eğitsel, ve diğer alanlarda yapılacak reformları kapsayan toplu bir stratejiyle kontrol altına alınabileceği elirtiliyor.

XS
SM
MD
LG