New York Times, Amerika’nın istihbarat kurumları arasındaki kopukluk nedeniyle 11 Eylül saldırılarını önleme fırsatının kaçırıldığını vurguluyor:
'Amerika Merkezi İstihbarat Örgütü başkanı, hem CIA’yı yönetiyor hem de başkanın istihbarat konusundaki baş danışmanı. Ayrıca 14 ayrı istihbarat kurumunun yönetim ve koordinasyonundan da sorumlu. Ancak bu kurumların personeli ve bütçeleri üzerinde bir yetkiye sahip değil. Haberlere göre, araştırma komisyonu, CIA başkanının kendi kurumunu yönetmesini, diğer iki görev için başkanın kabinesinde yeni bir makam oluşturulmasını öneriyor. Washington’u yakından tanıyanlar böyle bir değişikliğin kolay olmayacağının farkında.
Washington Post ise Sudan’ın Darfur bölgesindeki dramın hala sürdüğünü hatırlatıyor ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden bu konuda bir yaptırım kararı alınmamasından Çin, Pakistan ve Brezilya gibi ülkeleri sorumlu tutuyor. Fransa’nın da sorunun çözümü konusunda çok da istekli olmadığını öne süren gazete, Amerika dışındaki gelişmiş ülkelerin gerekli mali desteği bile sağlamadığının altını çiziyor. Gazete, bütün bunlara rağmen Amerika’nın tek başına da olsa harekete geçmesi gerektiği görüşüne yer veriyor:
'Eğer bir milyon sivilin kurtarılması için kimse adım atmayacaksa, yükün nasıl paylaşılacağı sorusu bir kenara bırakılmalıdır. Irak operasyonunun yarattığı çekingenlik de unutulmalıdır. Vietnam savaşını izleyen yıllarda Amerika uzun bir süre askeri müdahalelere isteksiz yaklaştı. Ama Amerika, Vietnam sendromunun Irak sendromuna dönüşmesini önlemek istiyorsa, dünya liderliğini sürdürmeye hazır olduğunu kanıtlamalıdır. Ve bu konuda, Darfur sorunu kadar zorlayıcı bir neden bulunamaz.'
Washington Times ise, Darfur bölgesindeki insani krizden Sudan hükümetini sorumlu tutuyor ve Afrika ülkelerinin bölgeye binlerce askerden oluşan bir barış gücü göndermeyi tartıştığını aktarıyor. Gazete, Avrupa ülkeleri ile Amerika’nın Hartum’a baskı yapmasıyla bu askerlerin bölgede görevlendirilebileceği görüşünde:
'Avrupalı ve Amerikalı yetkililer, büyük bir askeri konuşlanma için hemen mali destek önermelidir. Fransa’nın Afrika’da hava taşıması ve diğer lojistik için kullanabileceği çok sayıda askeri var, ayrıca Amerika ve diğer ülkeler de destek verebilir. Bu tür bir işbirliği geçen yıl Liberya’da Afrika Birliği öncülüğündeki operasyonda başarılı olmuştu. Afrika ülkeleri, Sudan’a askerlerinin yola çıkmak üzere olduğunu göstermelidir.'
Christian Science Monitor gazetesi ise Amerika başkentinde giderek artan İran karşıtlığını mercek altına alıyor. Gazetenin yazarı Howard LaFranchi, bu konuda sertlik yanlıları ile diyalog politikasını savunanlar arasında tartışmaların hala sürdüğünü aktarıyor. Ancak yazar, özellikle Yahudi lobisinin de etkisiyle Amerikan başkanlık seçimi sonrasında Senatonun daha sert önlemleri gündeme getirebileceğini belirtiyor:
'Ortadoğu reformunun Amerikan çıkarları açısından önemi arttıkça, İran, Washington’daki bazı çevreler açısından bölgenin yeni şeytanı haline geliyor. Bu özellikle İran politikasının rejim değişikliğini amaçlaması gerektiğini savunan İsrail yanlısı ve İran karşıtı şahinlerin etkili olduğu Kongre’de gözleniyor. Ancak, uzmanların büyük bir kısmı Kasım ayındaki seçimlere kadar Kongre’nin bu konuda somut bir adım atmasını beklemiyor.'