Erişilebilirlik

9 Temmuz 2004 - 2004-07-09


Christian Science Monitor, Uluslar arası Atom Enerjisi Kurumu başkanı Muhammet El Baradey’in İsrail ziyaretini değerlendirdiği makalede, Ortadoğu’nun nükleer silahlardan arındırılması için İsrail’in bazı tavizler vermesi gerektiğini savunuyor. Gazete, İsrail’in benzer adımlar atmadığı sürece İran’ı nükleer silah programından vazgeçirmenin mümkün olmayacağını vurguluyor ve silahlanma yarışının tırmanması durumunda bölgenin hızla istikrarsızlığa sürükleneceği uyarısında bulunuyor.

"İsrail’in nükleer silahlar geliştirmesini yıllarca görmezden gelen Amerika, hem İran hem de İsrail’den görüşmelere başlamasını isteyerek bu konuda adil bir tavır takınabileceğini göstermelidir. Bu konuda bir gelişme sağlanmadıkça, Amerika El Kaide’nin nükleer bir silah edinme riskiyle karşı karşıya kalacaktır. Dolayısıyla Ortadoğu’nun nükleer silahlardan arındırılması dünyanın güvenliği açısından hayati önem taşımaktadır."

Washington Post yazarlarından David Ignatius da, İran politikası konusunda Bush yönetimi içinde bir bölünme yaşandığını belirtiyor ve bunun sonucu Tahran’la ilişkilerde doğru bir strateji belirlenemediği görüşüne yer veriyor. Tahran ve Washington arasında 11 Eylül sonrasında yürütülen gizli görüşmelerin bir çok alanda faydalı sonuçlar sağladığını kaydeden yazar, görüşmelerin 2003 Mayıs’ında kesilmesiyle İran’ın daha sert bir politika izlemeye başladığını ifade ediyor.

"Nükleer hırsı ve terör kapasitesi olan İran’a karşı izlenecek doğru politikayı saptamak kolay bir iş değil. Ancak son birkaç yılda yapılan gizli görüşmelere katılan İranlılar ve Amerikalılar en iyi yöntemin büyük bir pazarlık yürütülmesi olduğu görüşünü paylaşıyor. Bu yöntem sadece her iki ülkenin de çıkarlarına hizmet ettiği gibi karşılıklı endişelerin giderilmesine de yardımcı oluyor. Ocak ayında Beyaz Saray’daki gündem maddelerinden biri de bu konu olacak."

New York Times gazetesi ise, Amerika-Pakistan ilişkilerini mercek altına alıyor ve Pakistan devlet başkanı Pervez Müşerref’e sert eleştiriler yöneltiyor. Müşerref’in kendini radikal İslami teröre karşı Amerika’nın önemli bir müttefiki olarak gösterdiğini hatırlatan gazete, buna rağmen Pakistan devlet başkanının demokrasi, nükleer silahlar ve benzeri konularda karnesinin zayıflarla dolu olduğunu vurguluyor.

"General Müşerref’in Pakistan’ı Amerika’nın önümüzdeki dönemde karşılaşacağı bir çok büyük tehlikeyi barındırıyor. Müşerref’inki gibi diktatörlükler, bütün İslam aleminde tehlikeli bir huzursuzluk kaynağı oluşturuyor. Ayrıca nükleer silahların giderek yayılması, haklı olarak Amerikalıları korkutuyor. Pakistan’ın radikal İslami terörle ilişkileri de tehlikeli bir muğlaklık içeriyor. General Müşerref elbette Usame Bin ladin gibi bir bağnaz, Kuzey Kore lideri Kim Jong İl gibi bir münzevi veya İran’daki mollalar gibi açık bir Amerikan düşmanı değil. Ancak radikal İslami terör, nükleer silahlanma ve diktatörlüklerle mücadele konusunda kendini kanıtlamış bir müttefik de sayılmaz."

Bugünkü Amerikan gazetelerinde öne çıkan bir başka konu ise iflas eden enerji devi Enron şirketinin kurucusu Kenneth Lay’in yargılanma sürecine başlanması. Los Angeles Times, Lay’in ilk savunmasından yola çıkarak “olup bitenlerden haberdar değildim” biçiminde bir strateji izlemesinin beklendiği yazıyor ve böyle bir savunma tarzının şirket için ciddi bir darbe olacağı görüşüne yer veriyor. Gazete, davanın siyasi boyutuna da dikkat çekiyor.

"Lay, Enron’un Houston’daki gökdeleninde gizli mali işlemleri yapanlarn denetleyebilmesinin imkansız olduğunu savunuyor. Ancak George Bush’un “bizim Kenny” dediği bu adam, başkanla ilişkilerini kullanarak, aynı çalışanları bu ülkenin “şimdi kullan, sonra öde” diye özetlenebilecek enerji politikasını belirlenmesinde kilit görevlere getirmişti."

XS
SM
MD
LG