Erişilebilirlik

6 Temmuz 2004 - 2004-07-06


Demokratik ve barışçıl bir devrim yapmanın yöntemini öğrenmek isteyenler, bugün Washington Post’u mutlaka okumalı. Gazetenin yazarlarından David İgnatius, Kahire’den Hong Kong’a kadar bir çok bölgede reform yanlılarının bu sorunun cevabını aradığını belirtiyor ve Gürcistan’da Kasım ayında gerçekleşen Gül Devrimi’nin lideri Mikhail Saakashvili’ye başarının sırrını soruyor. İşte çıkardığı sonuçlar:

'Rejimi içeriden çökertin. Diğer bir çok reformcu gibi, Saakashvili de, sonradan devirdiği yönetimin içinden geldi. Siyasi bir taban oluşturmak için sivil toplum örgütlerini kullanın. Modern, medya ile ilişkilerden anlayan ve Batı ile iyi ilişkileri olan bir siyasi hareket oluşturun. Asla korku ifadesi göstermeyin, ne kadar çok kışkırtma olursa olsun şiddete başvurmayın. Düşmanlarınızın dostluğunu kazanın. Saakasvili’nin yaptığı en akıllıca işlerden biri de, Gürcistan ordusunun ve polisinin desteğini almaktı.'

Washington Times ise, geçen ay yapılan Avrupa Parlamentosu seçimleriyle ilgili bir değerlendirmeye yer veriyor. Araştırmacı Thomas Cheplik’in imzasını taşıyan yorumda, Birleşik Avrupa projesini savunan partilerin güç kaybettiği hatırlatılıyor ve Avrupalı seçmenin ulusal egemenlikten vazgeçmeye hazır olmadığı görüşü savunuluyor:

'Avrupalılar statükodan yana oy kullandılar ve durumlarından memnun olduklarını gösterdiler. Avrupalılar, cömert işsizlik ödeneğinden, devlet destekli tiyatrolardan ve sağlık hizmetlerinden vazgeçmek istemiyor. Kendi ulusal meselelerinde denetimi, denenmemiş Brüksel bürokrasisine bırakmak istemiyor. Ve “şeytan” Amerika hakkında atıp tutan politikacıları, tehlikeli bir şekilde Amerika ile düşmanlığı sürdürmek isteyen radikaller olarak görüyor.'

Los Angeles Times ise, Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’e yöneltilen suçlamalar arasında, terör saldırılarıyla bağlantı ve kitle imha silahları geliştirme gibi Amerika’nın savaş gerekçelerini oluşturan iddiaların yer almadığına dikkat çekiyor. Gazete, Saddam Hüseyin’in yedi ay süren sorgusundan sonra, Amerika tarafından Iraklılara devredilmesinin de Cenevre Sözleşmeleri'ne aykırı olduğunu savunuyor:

'Eğer Amerika, dünyanın büyük bir kısmı gibi, Saddam Hüseyin’in insanlığa karşı suç işlediğine inanıyorsa, Nürnberg’de Nazi savaş suçlularına karşı yapıldığı gibi, uluslararası standartları uygulayabilirdi. Saddam Hüseyin’in yargılanmak üzere eski siyasi rakiplerine veya kurbanlarına teslim edilmesi gibi durumlarda, adaletin yerine gelmediği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bizim bu konuda sadece yeni Irak hükümetinin talebini yerine getirdiğimiz iddiası herhalde kimse için şaşırtıcı olmayacaktır. Ne de olsa, yeni hükümetin başı olan İyad Allawi, yıllarca CIA bordrosunda yer aldı ve yeni görevine de Amerika tarafından atandı.'

New York Times ise, Ortadoğu’daki propaganda savaşını mercek altına alan bir yoruma yer veriyor. Dış İlişkiler Konseyi üyesi Steven Cook imzalı makalede, Amerika’nın kurduğu El Hurra televizyon kanalının daha etkin kullanılması gerektiği görüşüne yer veriliyor. Amerikan Savunma Bakanı Rumsfeld’in Ebu Gureyb cezaevindeki kötü muamele ile ilgili olarak Kongre tarafından sorgulanmasının El Hurra’da yayınlanmasının çok etkileyici olduğunu belirten yazar, kanalın inandırıcılık sorununu benzer yöntemlerle aşabileceğini savunuyor:

'Bush yönetiminin Ortadoğu’da demokratikleşmeyi vurgulayan söylemi, olumlu bir değişiklik. Aslında yönetimin, siyasi liberalizmi destekleyen girişimleri yeni değil. İyi yönetimi destekleyen programlar, yoksullara yönelik mikro finans uygulamaları önemli. Ancak bütün bunların Ortadoğu’daki otoriter siyasi yapı üzerindeki etkisi çok sınırlı oldu. Değişim, elbette yavaş gerçekleşecektir. Ancak, Amerikan siyasi hayatından kesitler sunulması, Amerikan demokrasisinin ilkelerini, uygulama biçimini ve ruhunu Arap dünyasına yaymakta yardımcı olabilir.'

XS
SM
MD
LG