Erişilebilirlik

25 Haziran 2004 - 2004-06-25


Amerika Birleşik Devletleri, uluslararası adaleti tanımlamak amacıyla Birleşmiş Milletler Örgütü ile girdiği diplomatik mücadeleyi kaybetti. Amerikan askerleri ve işadamları için, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde dokunulmazlık artık bir hayal. Christian Science Monitor gazetesine göre, Ebu Gureyb skandalı Amerika aleyhine gelişen bu kararda büyük rol oynadı ve artık Amerikalılar da savaş suçu, soykırım ve saldırganlık gibi iddiaları yanıtlamak için sanık sandalyesine oturtulabilecek.

"Amerika’nın kaygıları yersiz değil. Çünkü Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yapılan suç duyurularının 100 kadarı Amerikalılar aleyhinde. Mahkeme, Amerikan hükümetinin Ebu Gureyb’daki ihlallerle ilgili kapsamlı bir soruşturma yürütmediği kanaatinde. Bu olaylara karışan Amerikan askerlerinden biri Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf olan bir ülkeye, örneğin Fransa’ya gittiğinde yakalanıp Mahkeme’ye teslim edilebilecek. Ayrıca Başsavcı Luis Moreno Ocampo, katliam yapmış ülkelerin hükümetleri ile iş yapan şirketleri dava etmekte de kararlı."

Aynı konuyu irdeleyen New York Post, “Kofi Annan’ın Zaferi” başlıklı makalede, Amerika Birleşik Devletleri’nin Birleşmiş Milletler’e kolayca teslim olduğunu savunuyor ve bunu eleştiriyor.

"Bush yönetimi bu kadar çabuk pes ederek hata yaptı. Birleşmiş Milletler’de söz sahibi olan üçüncü dünya diktatörlüklerinin tersine Amerika suç işleyen vatandaşlarını kendisi yargılayabilir. Ebu Gureyb skandalı hakkında devam eden duruşmalar bunun kanıtı. Yabancı mahkemelerin Amerikalıları adil biçimde yargılayacağına inanmak doğru değil. Ancak, bu konuda geri adım atan Bush yönetimi Amerika’nın diplomatik düşmanlarına Ebu Gureyb skandalını istismar etme olanağı verdi. Bu gelişme Amerikan halkına ve silahlı kuvvetlerine büyük bir zarar verecektir."

Washington Times, Uluslararası Atom Enerjisi Dairesi Başkanı Muhammed el-Baradey’in son açıklamalarına dayanarak kitle imha silahları ile ilgili bir uyarıyı sayfalarına taşıyor. Baradey’i daima temkinli ve yanlış anlamalara izin vermeyen örnek bir bürokrat olarak tanıtan gazete, başkanın şu sözlerine yer veriyor: “Zamana karşı yarışıyoruz ve ben kazanamayacağımızı düşünüyorum”. Baradey’e göre, teröristlerin uranyuma ve plütonyuma ulaşmaları an meselesi; tehlike ise sanıldığından çok daha büyük.

"90’lı yıllardan bu yana El-Kaide kamplarına sızarak bilgi toplayan İngiliz ajanlar, örgütün Afganistan’daki laboratuarlarda kirli bomba yapmak için çalıştığını rapor etti. Usame bin Ladin’in sağ kolu olarak anılan Ayman el-Zevahiri’nin biyografisini yazan Pakistanlı gazeteci, Zevahiri’nin kendisine El-Kaide’nin elinde karaborsadan alınmış akıllı bavul bombalar olduğunu söylediğini açıkladı. Bu tür bir silahın kullanılması halinde olacaklar NATO’nun Brüksel’de yaptığı tatbikatla ortaya çıktı. Bilanço 40 bin ölü, 300 bin yaralı."

Amerika Birleşik Devletleri’nin Kuzey Kore meselesine yeniden el atmasını yorumlayan New York Times ise, Washington’ın önerilerini geç kalmış fakat yerinde bir girişim olarak niteliyor. Amerika’nın iki aşamalı önerisi, Kuzey Kore’nin nükleer silah programını tamamen durdurmasını; bunun ardından da Kuzey Kore’ye gıda ve yakıt yardımı yapılmasını öngörüyor. Ayrıca, öneride silahsızlanma sürecinde Kuzey’e güvenlik garantileri verilmesi de yer alıyor. Pyongyang yönetimi, kendisine tanınan süre içinde nükleer silah programını askıya alırsa, Washington Güney Kore'yi 'Teröre destek veren ülkeler' listesinden çıkaracak ve siyasi-ekonomik yaptırımları hafifletecek.

"Bush yönetimi bu teklifi yaptı çünkü mecbur kaldı. Irak’taki fiyaskonun ardından Kuzey Kore konusunda askeri çözüm mantıklı bir seçenek değildi. Bu durumda Amerika’nın, Kuzey Kore’nin nükleer silah geliştirmesine karşı vereceği etkin bir karşılık da yoktu zaten. Hükümet bu tehdidi ortadan kaldırmak için nihayet gerçekçi bir plan sundu. Umarız çok gek geç kalınmamıştır."

XS
SM
MD
LG