Kongre’de 11 Eylül komisyonunun açıkladığı raporun yankıları sürüyor. USA Today gazetesi, Irak savaşından bir hafta önce yapılan kamuoyu yoklamasına göre Amerikan halkının % 88’inin Saddam Hüseyin’in Amerika’ya karşı saldırı planlayan terör örgütlerini desteklediğine inandığını hatırlatıyor. Gazete, buna karşılık Bush yönetiminin Irak’a savaş açmasında bu ülkenin kitle imha silahlarına sahip olduğu düşüncesinin daha etkili olduğunu vurguluyor ve her iki gerekçenin de sonuçta yanlış olduğunun ortaya çıktığını kaydediyor.
"Askeri müdahalenin gerekçeleri haklı olsun veya olmasın, savaş sonrası Irak’ın teröristler için bir cephe haline geldiği açık bir gerçektir. Savaşla ilgili sorulması gereken, bir terör tehdidini ortadan mı kaldırdığı yoksa yeni bir terör tehdidi mi yarattığıdır. Bu sorunun cevabı bundan sonra atılacak adımlara bağlı, tabii bir de savaş öncesine göre çok daha doğru bir tehdit değerlendirmesi yapılabilmesine."
New York Post ise Irak’ta iktidarın devredilmesinden sonra geçici hükümet ile Amerikan askerleri arasındaki ilişkiyi mercek altına alıyor. Gazetenin yazarlarından Ralph Peters geçici hükümetin yapılacak her operasyona karışmak istemesi durumunda, en doğru yöntemin Amerikan askerlerinin geri çekilmesi olacağını savunuyor.
"Irak’ta sadece Iraklı politikacıların keyfi için bulunmuyoruz. Bunu hatırlamaları gerekiyor. Bu ülkede, özgürlük davamızın yanı sıra kendi çıkarlarımız için de bulunuyoruz. Eğer yeni bir Irak yaratılmasına verdiğimiz destek, teröre karşı savaşta Irak'’n desteğine yol açmayacaksa, can ve mal kaybımızı sona erdirmemiz gerekir."
Christian Science Monitor yazarlarından Dan Murphy ise, Irak’taki güvenlik konusuna farklı bir açıdan yaklaşıyor. Irak’ta son günlerde yoğunlaşan saldırıların, Irak’ın kendi güvenlik güçlerini kurmasını önlemeyi amaçladığını belirten yazar, bu durumun 30 Haziran’da iktidarın devredilmesinden sonra Irak’ta güvenliğin sağlanmasına yönelik planlar için de önemli bir tehdit oluşturduğunu vurguluyor.
"Ekonomik gelişmenin sağlanması, adil bir seçim yapılması ve Iraklıların Amerikan askerlerine hoşgörüyle yaklaşması için güvenliğin sağlanması hayati önem taşıyor. Bunun için de çok sayıda becerikli ve akıllı Iraklının güvenlik kuvvetlerine katılması gerekiyor. Ancak suikastlar, intihar saldırıları ve firarlar bunu önlüyor. Bu da, iktidarın devredilmesinden sonra Amerikalıların güvenlik konusunda Iraklılara ne kadar yetki vereceği sorusunu gündeme getiriyor."
Washington Post ise, son günlerde sık sık gündeme gelen İran’ın nükleer programına değiniyor. İngiltere, Fransa ve Almanya’nın İran’a karşı yanlış politika izlediğini belirten gazete, bunun başarısızlıkla sonuçlandığı görüşüne yer veriyor.
"İran’a karşı bir askeri operasyon en azından Batılı ülkeler için şimdilik ihtimal dahilinde görünmüyor. Durum böyle de olsa yeni bir krizi önlemek için daha iyi bir strateji geliştirilmesi şart. Bir zamanlar, yaptırım kararı alınması için konunun Güvenlik Konseyi’ne götürülmesini isteyen Bush yönetimi, şimdi sadece İran’a belirli bir süre tanınmasını öneriyor."