Erişilebilirlik

20 Mayıs 2004 - 2004-05-20


Washington Post, Amerika’nın bir yıl önce Saddam Hüseyin’i devirerek kazandığı stratejik gücü koruyamadığını yazıyor. Gazete, 30 Haziran’da yönetimin göstermelik bir şekilde Iraklılara devredilmesinin hem Irak hem de Amerika açısından vahim sonuçlar doğuracağını öne sürüyor ve Bush yönetiminin en azından iki stratejik hedefi benimsemesi gerektiğini savunuyor. Yazar Jim Hoaghland'a göre Bush yönetimi, Kuzey Irak’taki istikrarı korumak ve Sünni azınlığın iktidarı yeniden ele geçirmesini önlemek için ne gerekiyorsa yapmalı:

'Koşullar, Başkan Bush’u, Ortadoğu için model oluşturacak şekilde Irak’ta demokrasinin geliştirilmesi yönündeki iddialı hedefinden vazgeçmeye zorluyor. Ama Bush, Kürt ve Şiilerin yeniden köleleştirilmesine suç ortaklığı yapamaz. Eğer bunun önlemenin tek yolu Irak’ın geçici olarak üç özerk bölgeye bölünmesiyse, bırakın bölünsün. Ancak bağımsız bir Kürdistan’a yol açabilecek resmi bir bölünme, İran, Türkiye ve Arap ülkeleriyle pahalıya patlayacak diplomatik sorunlar yaratabilir. Bu nedenle, birleşik Irak düşüncesinden vazgeçilmemelidir.'

New York Post ise, Irak’ta işlerin kötüye gitmesini medya savaşının kaybedilmesine bağlıyor. Felluce’de Amerikan askerlerinin El Cezire televizyonunda yayınlanan yalan haberlere yenildiğini iddia eden gazete, medyanın bu yıkıcı etkisini azaltmak için zamana karşı yarışmak gerektiğini ileri sürüyor. Ralph Peters imzalı yazıda, Amerikan birliklerinin medyaya zaman tanımayacak kadar hızlı hareket etmesi isteniyor:

Küresel medya Amerikan ve koalisyon güçlerinin komuta kademesini böldü. Yabancı basının haberleri, kendi hükümetimiz içinde bile tartışmalara yol açtı. Bunun sonucunda kararlılığımız zarar gördü. Enformasyon savaşını düşmanlarımız kazandı. Buradan çıkarılması gereken savaş taktiği çok net. Doktrin, eğitim, donanım, organizasyon ve planlarımızı düşük yoğunluklu çatışmaları çok daha hızlı kazanacak bir şekilde düzenlemeliyiz. Küresel medya gelip düşmanlarımızın yapamadığını gerçekleştirmeden önce işi bitirmeliyiz.'

Christian Science Monitor gazetesinde yayınlanan bir yazıda, Bush yönetiminin izlediği politikalar nedeniyle Ortadoğu’da bütün inandırıcılığını yitirdiği ileri sürülüyor. Yazıda, Bush yönetiminin demokratik değerler ve insan haklarıyla çelişen tutumu nedeniyle, bölgedeki reform yanlısı Arapların bile artık 'demokrasi ve insan hakları' ifadelerini kullanmaktan çekindiğini yazıyor. Tüm dünyada demokrasiyi teşvik eden Özgürlük Evi adlı kuruluş uzmanlarından Mikaela McDermott ve Brian Katulis imzalı yazı özetle şöyle:

'Bütün bölgede, Amerika’nın Ortadoğu’da siyasi reformu destekleyen yeni girişimine ilişkin kaygılar giderek artıyor. Suriye, Ürdün ve Bahreyn’e yaptığımız son seyahatte, reform yanlıları, bırakın Amerika’nın finanse ettiği demokrasiyi geliştirmeye dönük projelerde çalışmayı, artık 'demokrasi' ve 'reform' kelimelerini bile kullanamadıklarını söyledi. Ne yazık ki bu kelimeler, askeri işgal, sivil kayıplar ve tutuklulara kötü muamele ile eş anlamlı hale gelmiş durumda.'

New York Times, Gazze’de İsrail’in giderek artan saldırılarını 'Gazze bataklığı' başlığıyla değerlendiriyor. Gazete, İsrail-Filistin anlaşmazlığıyla ilgili yorumunda, İsrail başbakanı Ariel Şaron’un tek yanlı olarak Gazze’den çekilme planının lideri olduğu Likud partisi tarafından reddedilmesinden sonra başlatılan operasyonları, İsrail’in tek yanlı olarak Filistin topraklarını mahvetmesi olarak yorumluyor:

'Elbette ki İsrail Gazze’deki Hamas hücrelerinin tehdidiyle karşı karşıya, ama Filistinlilere yönelik bu saldırıların Hamas’ın yeni kadrolar kazanmasından başka bir işe yaradığını söylemek çok zor. Şaron’un savunma bakanı bile Gazze’nin işgalini 'tarihi bir hata' olarak tanımlıyor. Ancak Şaron’un asıl hatası, Gazze’den geri çekilme koşullarını ve Filistinlilerle yapılacak uzun vadeli bir anlaşmanın genel hatlarını İsrail’in tek yanlı olarak belirleyebileceğini düşünmesiydi.'

XS
SM
MD
LG