Erişilebilirlik

11 Mayıs 2004 - 2004-05-11


Ebu Gureyb cezaevinde yaşanan skandal Amerikan halkının savaşa ve Başkan Bush’a bakışını da olumsuz etkiliyor. USA Today gazetesinin, CNN ve Gallup ile birlikte yaptığı anket Amerikan halkının yüzde 58’inin Başkan Bush’un Irak politikasını onaylamadığını gösteriyor. Ancak USA Today, savunma bakanı Donald Rumsfeld’in istifa etmesi yönündeki çağrılara karşı çıkıyor ve sadece Pentagon’un başındaki ismin değişmesiyle sorunun çözülemeyeceğini savunuyor:

'Rumsfeld’i eleştirenler, görevden alınmasıyla Bush yönetiminin bütün dünyaya işkence sorununu ciddiye aldığı mesajını verebileceğini söylüyor. Bunun, Irak’taki başarısızlıkların çözümü için de bir başlangıç oluşturacağı ileri sürülüyor. Ancak Rumsfedl’in gidişi, gerekli düzenlemelerin yapılacağı anlamına gelmiyor. Bunun yerine Rumsfeld’e Amerika’nın hatalarından ders çıkarttığını ve bu hataları düzelttiğini gösterme fırsatı vermek daha doğru bir tavır gibi görünüyor.'

Washington Times gazetesi, Ebu Gureyb cezaevindeki işkence fotoğraflarını Amerika düşmanlarının istismar ettiklerini belirterek Irak halkının hafızasını tazelemek için Saddam dönemindeki insan hakları ihlallerinin yeniden gündeme getirilmesini öneriyor. Gazete, Saddam Hüseyin’in yargılanmasının 30 Haziran’dan sonra kurulacak Irak hükümetine bırakılmasını da eleştiriyor:

'Iraklıların Saddam’ı, yakın çevresini, Muktada El sadr’ı ve diğer suçluları yargılamaya en erken 2006 yılında başlaması bekleniyor. Bu çok geç bir tarih. Çünkü bu arada, Amerika, demokrasi ve hukuk düşmanları Ebu Gureyb’te yaşananları propaganda malzemesi olarak kullanmaya devam edecek. Amerika, yargılamanın böylesine gecikmesine izin vermemeli. Başkan Bush, Saddam ve benzerlerinin derhal bir Amerikan mahkemesinde yargılanması talimatını vermeli. Ebu Gureyb’teki her kötü muamele görüntüsünün yanına Saddam zulmünün görüntüleri de konmalı.'

Dünya kamuoyunun dikkati Irak’taki gelişmelere çevrilmişken, Christian Science Monitor, dünyanın bir başka bölgesindeki, güneydoğu Asya’daki tehlikeli gidişata dikkat çekiyor. Endonezya’daki Müslüman-Hristiyan çatışması ile Tayland’daki ayrılıkçı Müslüman grupların faaliyetlerini değerlendiren gazete, bölgede daha geniş bir güvenlik işbirliğine ihtiyaç olduğunu belirtiyor:

'Güneydoğu Asya’nın sorunlu bölgelerinde tırmanışa geçen şiddet eylemleri, bölgesel terörle mücadele girişimlerinin sınırlarını da ortaya çıkardı. 2002 Ekim ayında Bali’de yaşanan bombalı saldırılarla sarsılan Güneydoğu Asya ülkeleri, uluslararası teröre ve yerel uzantılarına karşı sıkı önlemler aldılar. Bu işbirliğinin verimli sonuçlar sağladığını söyleyen yetkililer, daha fazla tutuklama yapıldığını, terör saldırılarının önlendiğini, mali denetimin arttığını belirttiler. Ancak, yerel tehditlere karşı güçlerin birleştirilmesi konusunda yeterince işbirliği sağlandığını söylemek mümkün görünmüyor.'

Washington Post ise, Moskova yanlısı Ahmet Kadirov’un öldürülmesiyle, Rusya’nın Çeçenistan’da tam bir çıkmaza girdiği yorumunda bulunuyor. Kremlin’in bitmek bilmeyen saldırılar karşısında hem Çeçen halkının desteğini kazanmak, hem de sorumluluğu üstünden atmak için yönetimi kendisine yakın Çeçenlere devrettiğini hatırlatan gazete, Moskova’nın şimdi yeni bir strateji geliştirmek zorunda kalacağını savunuyor:

'Rusya’nın “Çeçenleştirme” politikası yerle bir oldu. Grozni’deki Moskova yanlısı yönetimin başına getirilen Ahmet Kadirov’u öldüren bomba, Rusya’nın Çeçenistan’da huzuru yerel liderlerle sağlama politikasını paramparça etti. Şimdi Kremlin’in elinde Kadirov’un yerini alabilecek başka kimse yok ve Çeçen krizini nasıl çözeceğine dair bir stratejisi de bulunmuyor.'

XS
SM
MD
LG