Washington’da bulunan Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Mehmet Ali Talat, Amerika Dışişleri Bakanı Colin Powell’la dün New York’ta yaptığı görüşmeyi “çok yapıcı ve umut verici” diye niteledi.
Talat dün New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan ve Amerika Dışişleri Bakanı Powell’la görüştükten sonra Washington’a geldi.
Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nde bir konuşma yapan ve katılımcıların sorularını yanıtlayan Başbakan Talat, Powell’la görüşmesinde, Kıbrıs Türklerinin içinde bulundukları tecrit edilmişlik durumuna son verilmesi yolundaki taleplerini dile getirdiğini, Powell’ın verdiği karşılığın yapıcı ve umut verici olduğunu söyledi.
Mehmet Ali Talat, Türk tarafının, tecrit edilmiş durumunu ortadan kaldırma yönündeki isteklerinin sınırlı olduğunu ve Colin Powell’la görüşmesinden, bu isteklerin yerine gelebileceği yönünde umutla ayrıldığını bildirdi.
Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Türk tarafında çoğunluğun, referandumda Birleşmiş Milletler planına, kendileri için yaratacağı büyük güçlüklere rağmen “evet” oyu vermesinin ardında, yıllardır süren tecrit durumuna son verme arzusunun yattığını söyledi.
Talat, Rum tarafının, plana “hayır” dediği halde, Avrupa Birliği’ne girerken, Türk tarafını hala dünyadan kopuk bir şekilde tutabilmesinin, olağan dışı ve son derece haksız bir durum olacağını belirtti.
Kıbrıs Türk Başbakanı uluslararası topluluğun bu durumu düzeltme zamanının geldiğini, bunun Türk tarafını ödüllendirmek değil, adaleti yerine getirmek için gerekli olduğunu söyledi.
Talat, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin diplomatik alanda tanınması gibi bir talepleri olmadığını, sadece dünyayla bütünleşmek istediklerini vurguladı.
Başbakan, çözüm çabasının başarısızlığa uğramasından sorumlu olmadığı halde Kıbrıs Türk tarafının, çözüm vizyonunu kaybetmediğini ve adanın yeniden bütünleşmesini istediğini söyledi.
Referandum sonucuyla Kıbrıs Türk tarafında önemli bir siyasi yapı değişimi olduğunu belirten Mehmet Ali Talat, ancak beklenen bazı gelişmeler olmazsa bu değişimin uzun ömürlü olmayabileceğini kaydetti.
Başbakan Talat, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türk tarafına bir defa için 259 milyon Euro’luk yardım yapmasının, Türk kesiminde ekonomiyi düzeltmek için yeterli olmayacağını, Türkiye’nin her yıl Kıbrıslı Türklere 300 milyon Dolar verdiğini söyledi.
Amerika’nın, Kıbrıs Türk tarafının dünyadan tecrit edilmiş durumuna son verme konusunda, çabuk karar verebilme yeteneği sayesinde hızla bazı adımlar atabileceğini vurgulayan Talat, beklentilerini, Türk tarafına uluslararası uçak seferleri başlatılması, liman ve havaalanlarından ihracat imkanı ve Kıbrıslı Türklerin karşı karşıya olduğu uluslararası seyahat zorluklarına son verilmesi olarak sıraladı.
Talat, Avrupa Birliği’nin 28 Nisan tarihli Yeşil Hat Düzenlemesi’yle Kıbrıs Türk mallarının yeşil hattan Rum tarafına geçirilerek ihrac edilmesinin öngörüldüğünü ancak bunun yeterli olmadığını, diğer yan sektörlerin de ihracat faaliyetinden yararlanabilmesi için Türk liman ve havalanlarını kullanmak istediklerini bildirdi.
Mehmet Ali Talat, “Kıbrıslı Rumlar, Türk tarafının dolaylı yoldan tanınmasından hep korkmuşlardır. Bizim dünyayla bütünleşmemiz yolunda uluslararası topluluk tarafından bazı adımlar atılırsa Rumlar da tutumlarını gözden geçirme ihtiyacını hissederler” diye konuştu.
Başbakan Talat, Kıbrıs Türk tarafındaki iç siyasi durumla ilgili bir soru üzerine, başında bulunduğu koalisyon hükümeti şu anda azınlık hükümeti durumuna düştüğü için erken seçime gitmek gerekebileceğini ancak erken seçimin şu dönemde, kendi partisi için iyi olsa da Kıbrıs Türkleri için iyi bir gelişme olmayacağını belirtti. Talat, bu dönemde her türlü çabanın, uluslararası alanda tecrit edilmişlik durumuna son vermeye yöneltilmesi gerektiğini söyledi.
Başbakan Talat, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’la aralarında bazı zorluklar yaşandığını ancak Denktaş’ın son zamanda tutumunu değiştirmiş göründüğünü belirtti. Talat, Kıbrıs Türk Anayasasına göre Cumhurbaşkanlığı makamının törensel nitelik taşıdığını ve yürütme alanında yetkisi bulunmadığını söyledi.
Bu arada Amerikalı yetkililer, Kıbrıs Türk tarafının dünyayla bütünleşme talebinde, son referandum sonuçları ışığında haklı olduğunu ve Amerika’nın, Kıbrısla ilgili tutumunu hızla değiştirmek için çalışmalar yaptığını belirtiyor. Yetkililer, Rum tarafının bu çabalara karşı çıkmasını beklediklerini ve bu konuda gerekenin yapılacağını söylüyor.