Erişilebilirlik

22 Nisan 2004 - 2004-04-22


Irak’ta istikrarın bir türlü sağlanamaması, Amerikan basınında eleştiri oklarının Irak’ın komşularına, özellikle de İran ve Suriye’ye çevrilmesine yol açıyor. Suriye’nin Irak’taki koalisyon güçlerine yönelik saldırıları desteklediğini öne süren New York Post, Şam hükümetinin durdurulması çağrısında bulunuyor. İlk önce Amerikan Kongresi’nde kabul edilen ve Suriye’ye yaptırımlar içeren yasanın uygulanmasını isteyen gazete, ikinci adım olarak da şunları öneriyor.

"Güvenlik Konseyi’nde Suriye’nin Lübnan’dan çekilmesi çağrısı yapılmalı. Irak-Suriye petrol boru hattının kapalı kalması sürdürülmeli. Suriye’nin Türkiye ve İtalya gibi büyük ticaret ortakları ticari ilişkileri sınırlı tutmaya teşvik edilmeli. Teröristlerin Suriye sınırından Irak’a sızmasını önlemek için sınır boyunda daha fazla Irak birlikleri konuşlandırılmalı. Suriye, hızla şer ekseninde Irak’ın yerini alıyor. Artık, Şam hükümetine Irak’taki Baas rejiminin sonunu hatırlatmanın zamanı geldi."

Washington Times gazetesi de, Şam hükümetinin, başta Kürtler olmak üzere, kendi halkına baskı yaptığını vurguluyor ve Irak’a sızan teröristleri desteklediği görüşünü tekrarlıyor. Gazete, Devlet Başkanı Beşir Esat’ın bu tavrının ardında kendi geleceğine ilişkin korkuların yattığını belirtiyor.

"Esat, bütün Afganistan’ı değiştiren ve Irak’ı etkileyen özgürlük dalgasının kendisini de yerinden edebileceğinden korkmakta haklı. Başkan Bush, bu ayın başlarındaki basın toplantısında “Ben başkan olarak kaldığım sürece, özgürlük için bastıracağım. Özgürlüğün gücüne fazlasıyla inanıyorum” demişti. Suriye’nin izlediği politika, Amerika’nın kararlı tavrıyla desteklenen bu gücün bütün bölgeyi derinden etkilediğini kanıtlıyor. Bu politika, özgür insanların Suriye’ye baskı yapması gerektiğini de ortaya koyuyor."

İspanya’daki bombalı saldırıların ardından Avrupa ülkelerinin terörle mücadele konusunda yeni önlemler aldığını hatırlatan Christian Science Monitor ise, yaşlı kıtada sayısı hızla artan Müslüman nüfusa dikkat çekiyor. Gazete, Avrupalı liderlerin terörle mücadelede Müslüman nüfusu göz ardı edemeyecekleri görüşüne yer veriyor.

"Avrupa, Müslümanların kalbini ve beynini kazanmalı ama bu kültür karmaşasının içinde kendi geleceğine ilişkin bakış açısını kaybetmemeli. Bu beraberlikten ne çıkacağını kestirmek zor. Bir Müslüman düşmanlığı mı yeşerecek yoksa Müslümanlaşma mı? Yoksa farklı cemaatler bir arada veya birbirlerine karışarak mı yaşayacak? Avrupa’da cihat, kamu güvenliği açısından Müslüman-Hıristiyan ilişkilerinin yeniden incelenmesini de gündeme getirebilir."

İngiltere başbakanı Tony Blair’in Avrupa anayasasını referanduma götürme kararını inceleyen New York Times, Avrupa birliği üyesi diğer ülkelerin de benzer bir yönteme başvurabileceği yorumunda bulunuyor. Birliğin iç işleyişine ilişkin eleştirileri hatırlatan gazete, referandumlar sayesinde, Avrupalı vatandaşlarla Brüksel arasındaki yabancılaşmanın bir ölçüde aşılabileceği görüşüne yer veriyor.

"Birliğin bir çok önemli kararı, halkın bir şey anlamadığı bürokrasi dilini konuşan Komisyon üyeleri tarafından veya liderlerin bütün gece boyunca süren toplantılarında alınıyor. Karar mekanizmasında verimliliği artırmayı ve yeni bir Avrupa yöneticisi oluşturmayı öngören anayasa taslağı, birliğin nasıl çalıştığı konusunda halkın eğitilmesi ve kendi geleceği konusunda halka söz hakkı tanınmasını da öngörmektedir ki bu fırsat kaçırılmamalıdır."

XS
SM
MD
LG