Erişilebilirlik

16 Nisan 2004 - 2004-04-16


Washington Post gazetesi, Usame Bin Ladin’in Avrupa ülkelerine ateşkes öneren ses kaydını, El Kaide liderinin sürdürdüğü psikolojik savaş çerçevesinde değerlendiriyor. Gazete, Bin Ladin’in yeni ses kaydıyla Avrupa kamuoyunu hedef aldığı görüşünde.

"Bin Ladin’in daha önceki ses ve görüntü kayıtlarını inceleyen uzmanlara göre, El Kaide lideri, psikolojik savaşta güçlü bir silah kullanıyor. Bin Ladin, batı demokrasilerinin yapısını anlayan bir propaganda mekanizmasını devreye sokarak, siyasi görüş ayrılıklarından yararlanmaya çalışıyor. Kasette her ne kadar Avrupalı liderlere Irak’taki askerlerini geri çekmeleri karşılığında ateşkes önerilse de, Amerikalı yetkililer, asıl hedefin Atlas Okyanusu’nun iki yakasını bölmek olduğuna inanıyor."

USA Today gazetesi ise Irak’ta son günlerde giderek yoğunlaşan rehin alma eylemleri üzerinde duruyor. Son sekiz günde 28 yabancının rehin alındığını hatırlatan gazete, bu tür eylemlerin koalisyon güçlerini Irak’tan çekilmeye zorlamayı amaçladığını belirtiyor.

"Rehin alma olayları Orta Doğu veya savaş tarihi açısından yeni bir şey değil. Modern ordularla savaş meydanında başa çıkamayan isyancıların bir çok kez başvurduğu bir yöntem. Hemen hemen bütün ülkeler, teröristlerle pazarlık etmeyeceklerini açıkladı. Ancak Iraklı isyancılar, koalisyon içindeki ülkelerin iradesini ve dayanma güçlerini zayıflatmayı amaçlıyor. Ve rehin alma eylemleri, belki de kanlı saldırılardan daha etkili oluyor. Hükümetler, bu konuda taviz vermeseler de, yardım görevlilerinin ve Irak’ta iş yapan firmaların ülkeden ayrılmasını önleyemiyorlar."

New York Post ise, “İran faktörü” başlıklı makalesinde, Iraklı Şii lider Muktada Sadr ile koalisyon güçleri arasında yaşanan sorunun çözümünde Tahran hükümetinin arabuluculuk girişimini ele alıyor. Irak’taki istikrarsızlıkta İran’ın da rolü olduğunu savunan gazete, bölgedeki karışıklığın sorumluları arasında Hizbullah ve Hamas’ın yanı sıra Suriye’yi de sayıyor.

"Yabancıların bu müdahalesinin nedenlerini anlamak zor değil. Kendi içinde rahatsızlıklar yaşayan İran, yanı başında kötü örnek oluşturacak laik ve batı yanlısı bir rejim istemiyor. Dünyadaki tek Baas yönetimi olarak kalan Suriye’nin ise, Irak’taki milliyetçi muhalefetin sürmesini istemesi için geçerli gerekçeleri var. Böylece hem Irak’taki azınlıkların siyasi olarak güç kazanmasının kendi Kürt nüfusunu etkilemesini önleyebilir hem de uluslar arası toplumun bu konudaki dikkatini başka yöne çevirebilir. Daha genelden bakıldığında ise, bu iki ülke ve onlarla işbirliği yapan gruplar, Amerika’nın teröre karşı savaşının bölgedeki statükoyu, kendi lehlerine olmayacak bir biçimde değiştirmesinden korkuyor."

Boston Globe ise İran’a karşı daha yumuşak bir tavır sergiliyor. Bush yönetiminin Irak’ta izlediği yanlış politikalar nedeniyle sadece Birleşmiş Milletler’in değil, Iraklı Şii din adamlarının ve Tahran yönetiminin de yardımına ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Boston Globe, atılacak yanlış bir adımın Irak halkının çoğunluğunu Amerika’ya karşı silahlı mücadeleye iteceği uyarsında bulunuyor.

"Necef’e düzenlenecek bir saldırı, Şiilerin en büyük ruhani lideri Ayetullah Ali Sistani’nin silahlı direnişe onay vermesi sonucunu doğuracaktır. Bu da, Irak halkının çoğunluğunun Amerika’ya karşı savaşa girmesi demektir. Bu nedenle Bush, Sistani’nin temsilcisinin Muktada Sadr’la konuşarak silahlı çatışmanın önlenmesini sağlayacak ve görüntüyü kurtaracak bir öneride bulunmasına sevinmeli ve bu memnuniyetini gizlememelidir. Bush’un İran’ın sağlayabileceği her türlü yardıma isteksiz olması da anlayışla karşılanabilir ancak Irak’ta barış ve güvenliğe yapabilecekleri katkıyı önleyecek bir adım atılmamalıdır."

XS
SM
MD
LG