Erişilebilirlik

Irak, ATC Toplantılarının Ana Gündemi - 2004-04-06


Pazar günü başlayan yıllık Türk-Amerikan Konseyi (ATC)toplantıları sürüyor. Çarşamba günü sona ermesi beklenen toplantılara davet edilen üst düzey Türk ve Amerikalı yetkililer, oturumlarında Irak, Kıbrıs ve Avrupa Birliği konularını tartıştı.

Açılışını Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu’nun yaptığı dört günlük Türk-Amerikan Konseyi toplantısının oturumları, Irak ve Kıbrıs ağırlıklı oldu. Büyükelçi Loğoğlu, Türkiye’yi bir İslam cumhuriyeti olarak nitelendiren Amerikalı yetkililere verdiği üstü kapalı yanı tta, Türkiye’nin dinin özgürce uygulanmasına izin veren bir ülke olduğunu kaydetti ve dinin devlet işlerinden ayrı tutulduğunun altını çizdi.

Irak konusunun ele alındığı bir panelde söz alan Amerika’nın uluslararası güvenlikten sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Peter Rodman, Türkiye’yi diğer ülkelere örnek olması gereken Müslümanların yaşadığı bir demokrasi olarak nitelemeyi tercih etti.

Savunma Bakan Yardımcısı Rodman, Türkiye’nin Müslüman ve demokrat kimliğinin Irak’a bir örnek oluşturması için uğraştıklarını ve bunun da teröre karşı savaşlarının bir parçası olduğunu dile getirdi.

Amerikalı yetkili, teröristlerden arındırılmış bir Irak’ın ve istikrarlı, barışçı ve ilerleyen bir Ortadoğu’nun da gerek Türkiye, gerekse bölge ülkelerinin çıkarına olacağını kaydetti. Rodman, Ortadoğu’daki aşırı görüşlü terör unsurlarına karşı savaşın yalnızca askeri boyutlarda sürdürülemeyeceğini, bölgedeki ılımlı odakların güçlendirilmesi yoluyla desteklenebileceğini sözlerine ekledi.

Irak’ın birleşik, demokratik ve ılımlı bir devlet olmasındaki başarısından Türkiye’nin en iyi biçimde yararlanacağını kaydeden Amerikan Savunma Bakanlığı yetkilisi, bunun ekonomik getirileri olacağını söyledi ve Türk firmalarının Irak’ı yöneten koalisyondan aldığı ihaleleri buna örnek gösterdi.

Türkiye ve Amerika’nın terör gibi ortak sorunlarla karşı karşıya kaldığını kaydeden Savunma Bakan Yardımcısı Peter Rodman, Washington’un PKK konusunda Türkiye’ye verdiği desteği yineledi ve amaçlarının, Irak’ı, teröristlerce Türkiye ya da başka bir ülkeye saldırı düzenlenebilecek bir bölge olmaktan çıkarmak olduğunu belirtti.

Irak konulu toplantıda söz alan Washington Enstitüsü Türkiye Programı Koordinatörü Soner Çağaptay’da, kendi aralarındaki farklılıkları gidermeleri durumunda, Türkiye ve Kuzey Iraklı Kürtlerin 'doğal siyasi müttefikler' olabileceğine dikkat çekti:

Laiklik, Kerkük petrolleri ve yeniden ortaya çıkabilecek bir su anlaşmazlığının, Türkiye ve Kürtleri böyle bir ortaklığa zorlayabileceğini ifade eden Çağaptay, Kürtlerin geçen yıl Amerika’nın, Irak’ı işgalini elden geldiğince iyi değerlendirmeye çalıştığını söyledi.

Irak’ın parçalanması durumunda, bu parçalanmanın kuzeyden başlayabileceğine dikkati çeken Çağaptay, Irak’ın kuzeyinin, ülkenin geri kalan kesimlerinden daha fazla farklı etnik ve dini unsur bulundurduğunu ve bu unsurların Kürtlerin yönetiminden hoşnut olmadığını vurguladı. Bununla birlikte Çağaptay, Iraklı Şiilerin de önemli bir unsur olduğunu belirtti ve Kürtlerin, özellikle Irak petrollerinin yüzde 40’ına sahip Kerkük bölgesini almalarına, öncelikle Şiilerin izin vermeyeceğini söyledi. Türk uzman, Iraklı Şiilerin yıllar süren diktatör baskısından kurtulmalarının ardından ilk kez, kendilerini güç kavramına bu kadar yakın hissettiklerini ve demokrasiyi kendilerine araç olarak kullanarak, Irak’ın yönetiminde birinci elden söz sahibi olmaya çalıştıklarını belirtti.

Aynı toplantıda söz alan American Enterprise Enstitüsü araştırmacılarından ve Irak’ı yöneten koalisyonda görev alan Michael Ruben ise, Irak’ta istikrarın, Türkiye’yle kuracağı bir ekonomik ortaklığa bağlı olduğunu söyledi. İran’ın bölgede ideolojik bir tehdit oluşturduğunu kaydeden Ruben, Irak’ın Türkiye’yi örnek almasının, İran ya da Suudi Arabistan’ı örnek almasından çok daha iyi olacağını ifade etti.

Türkiye'nin Kıbrıs Görüşmelerindeki Tavrına Övgü

Kıbrıs ve Avrupa Birliği konularıysa, dün yapılan Türk-Amerikan Konseyi toplantılarının diğer bir oturumunda konuşuldu. Oturumda söz alan Amerikan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Charles Ries, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik çabalarına Washington’un verdiği desteğin gerekçelerini açıkladı ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin, hem Amerika hem de Avrupa’nın çıkarına olduğunu söyledi. Aynı toplantıda söz alan Türkiye’nin Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Murat Sungar da, Amerika’nın Türkiye’nin Avrupa Birliği çabalarına verdiği destekten dolayı teşekkür etti.

Toplantıya katılan Amerika’nın Kıbrıs Özel Temsilcisi Thomas Weston da, Kıbrıs görüşmelerinde şu ana kadar varılan noktayı Türkiye’nin başarısı olarak niteledi.

Kıbrıs’ta 24 Nisan’da Annan Planı’nın sorgulanacağı referandumlardan olumlu sonuç çıkmasını beklediğini söyleyen Weston, Annan Planı’nın karşılıklı tavizlerden oluştuğunu ve görüşmelere katılan dört tarafın da temel isteklerini kapsadığını belirtti. Weston, baskı altında geçen görüşmeler sırasında Türkiye’nin mevcut bir Avrupa Birliği üyesinden daha fazla çaba sarf ettiğini söyledi ve bu çabaların birliğin genişlemeden sorumlu yetkilisi Günther Verheugen’in ve diğer üyelerin gözünden kaçmayacağını kaydetti. Amerikalı diplomat, aynı şekilde, referandumların geçmemesi durumunda bundan Türkiye’nin hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacağının altını çizdi.

XS
SM
MD
LG