Erişilebilirlik

22 Mart 2004 - 2004-03-22


Boston Globe, Suriye’deki Baas rejiminin bu ülkede yaşayan Kürtlere yönelik politikalarını sert bir biçimde eleştirdiği makalede, Suriye, İran ve Türkiye’nin Irak’taki gelişmeleri bir tehdit olarak algıladığı yorumunda bulunuyor. Gazete, İran ve Türkiye’de olduğu gibi Suriye’de de yönetimin Iraklı Kürtlere siyasi ve kültürel özerklik tanınmasından dolayı paniğe kapıldığını iddia ediyor ve göstericilere karşı uygulanan sert tavrı bu panikle açıklıyor.

Irak’taki yeni anayasanın Arapça’nın yanı sıra Kürtçe’yi de resmi dil olarak kabul etmesi, Suriye’deki Baas yönetimi açısından tahammül edilemez bir tehdit oluşturuyor. Suriye’deki Baas yönetimi, Arap milliyetçiliği ideolojisini farklı bir Kürt kimliğini ısrarla reddetmelerinin bir gerekçesi olarak kullanıyor. Asıl mesele Kürtlerin şu veya bu ülkedeki statüsü tartışmasından değil, Arap, Türk ve İran toplumlarına karşı tarihi bir meydan okumadan kaynaklanıyor. Bu ülkeler, azınlıkların kendi kimliklerini koruyarak çoğunlukla beraber yaşamasına tahammül etmeyi öğrenmek zorunda.

Irak ve Afganistan savaşlarını ardından bu ülkelerde demokratik açılımların yaşandığını belirten New York Times, bu gelişmelerin Ortadoğu’daki diğer ülkeleri de derinden etkilediğini yazıyor. William Safire imzalı makalede, demokrasi ve refahın geliştirilmesiyle radikal İslami terörün yükselmesinin önlenebileceği görüşüne yer veriliyor.

Koalisyonun Saddam’ı devirmesi Kuveyt’ten Katar’a kadar bir çok ülkede siyasi bir kuvvet şurubu oldu. Libya’daki diktatör, ekonominin çökmesini ve kendisinin devrilmesini önlemek için silahlar konusunda taviz vermeye başladı. Baskı altındaki İran’da devrim süreci olgunlaşıyor. Türkiye’den başlayıp Irak üzerinen İsrail’e kadar uzanan demokrasi ekseni, Mısır yönetimini ve Suudi prenslerini rahatsız ediyor. Irak’ta demokrasinin başarısı Ortadoğu genelindeki demokratik reform açısından büyük önem taşıyor.

Christian Science Monitor ise Kosova’da Arnavutlarla Sırplar arasında yaşanan çatışmaları değerlendirdiği makalede bölgede yaşananlarla Irak’taki gelişmeler arasında bir kıyaslama yapıyor. Irak’ta egemenliğin Haziran ayında Iraklılara devredileceğini hatırlatan gazete, Kosova’da ise savaşın üstünden beş yıl geçmesine rağmen bölgenin geleceğine ilişkin hala bir karar verilmemiş olmasını eleştiriyor.

Hristiyan Sırp azınlıkla, çoğunluğu Müslüman olan Arnavutlar arasında geçen hafta yaşanan şiddet olayları, şaşırtıcı bir hızla tırmandı ve yayıldı. Muhtemelen aşırılık yanlısı Arnavutlar tarafından tırmandırılan bu olaylar Birleşmiş milletler’in bölgeyi yönetme becerisi ve NATO öncülüğündeki barış gücünün yeni cinayetleri önleme kapasitesi konusundaki soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Ancak hepsinden önemlisi, bu olaylar bağımsız bir Kosova düşüncesine uluslar arası destek verilmesini sağlayacak olan Sırp-Arnavut birlikteliğinin yaratılmasında ne kadar başarısız olunduğunu da ortaya çıkardı.

Washington Post ise, terörle savaş konusunun Kasım ayında yapılacak Amerikan başkanlık seçimlerindeki önemini ve İspanya’daki bombalı saldırıların seçmenlerin tercihini nasıl etkilediğini hatırlatıyor. Gazete, İspanya’da olduğu gibi benzer bir saldırıyla Amerika’nın izlediği politikaları değiştirmeyi amaçlayabilecek olanlara karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor.

Hem Bush hem de Kerry, Amerika’nın, ne Irak’ta ne de başka bir yerde bir meydan okuma karşısında geri adım atmaması gibi ortak bir noktadan hareket ediyor. Ancak son günlerde hem Cumhuriyetçilerden hem de Demokratlardan bu konuda bazı sorumsuzca açıklamalar geldi. Başkan yardımcısı Dick Cheney’in de dediği gibi Amerikalılar son 20 yılda ilk kez bir başkanlık seçiminde ulusal güvenlik konusunda bu kadar açık ve anlamlı bir seçimle karşı karşıya. Ama bu seçim, Amerika’nın halen sürdürdüğü ve büyük önem taşıyan muharebeleri nasıl kazanacağı konusunda olmalı, savaşıp savaşmama konusunda değil.

XS
SM
MD
LG