Erişilebilirlik

8 Mart 2004 - 2004-03-08


Amerika’nın Ortadoğu için hazırladığı yeni demokratikleşme planıyla ilgili tartışmalar yoğunlaşarak sürüyor. Carter döneminin ulusal güvenlik başdanışmanı Zbigniev Brezinski de bu tartışmaya New York Times’ta yayımlanan bir makalesiyle katılıyor. Brezinski, Büyük Ortadoğu girişimin, özünde doğru olmakla birlikte, yanlış algılamalara açık olduğunu belirtiyor ve Bush yönetiminin bu yanlış algılamalardan kaçınmak için yapması gerekenleri sıralıyor:

"Öncelikle program Arap ülkeleriyle birlikte hazırlanmalı, sadece onlara sunulan bir program olmamalı. İkinci olarak, bu program kendi kaderini tayin hakkından kaynaklanan bir siyasi olgunluk gerçekleşmeden, demokrasinin de gerçekleşemeyeceği gerçeğine dayanmalı. Son olarak Amerika önce Ortadoğu’da bir barış anlaşmasının içeriğini tanımlamalı ve ardından da bu anlaşmanın uygulanması için aktif bir şekilde çaba harcamalı. Ortadoğu’nun dönüşmesi savaş sonrası Avrupa’nın restorasyonundan çok daha karmaşık olacaktır."

Irak’ta Şiilerin de geçici Anayasayı onaylaması Amerikan gazetelerinde geniş yankı buluyor. Ancak Christian Science Monitor, ortaya çıkan uzlaşma havasına rağmen, Irak’ta etnik gerginliğin arttığını vurguluyor. Gazete, özellikle Kuzey Irak’ta Türkmenlerle Kürtler arasındaki gerginliğe dikkat çekiyor ve bu gerginliğin bir Şii Sünni çatışması biçimine dönüşebileceği uyarısında bulunuyor:

"Kürtlerin Kerkük’ü Kuzeydeki kendi denetim bölgelerine ekleme isteğine karşı binlerce Şii milisin aynı mezhepten olan Türkmenleri ve Arapları korumak amacıyla bölgeye gitmesi, Türkmenlerle Kürtler arasında uzun süredir devam eden gerginliğin, bir mezhep gerginliği biçimine dönüşmesine neden oluyor. Kerkük’te çoğunluğu kimin oluşturduğu sorusu ise, kenti ve dolayısıyla zengin petrol yataklarını kimin kontrol edeceği açısından önem taşıyor. Önümüzdeki aylarda yapılması planlanan nüfus sayımı bu tartışmaya bir nokta koyacak gibi görünüyor ancak o zamana kadar bölgede gerginlik sürecek. Bazı Kürt yetkililer, Kürtlerin kenti ele geçirme çabasına karşı İran’ın bölgedeki Şii varlığını desteklediğini öne sürüyor."

New York Post İran’ın nükleer programıyla ilgili olarak Uluslar arası Atom Enerjisi Kurumu’nun Cenevre’de yapacağı toplantı öncesinde Tahran yönetimini eleştiren bir makaleye yer veriyor. Gazete İran’a karşı taviz değil sertlik politikası izlenmesi gerektiğini savunuyor:

"Yönetim tabii ki Irak, Kuzey Kore, Afganistan ve terörle savaş gibi konularla meşgul. Ancak İran meselesi de en az aynı düzeyde önemsenmeli. Üç Avrupa Birliği ülkesinin kibarca zorlama oyununa biraz daha şans tanınması yönünde makul görüşler gündeme geliyor. Ancak sorun şu ki, zaman İran’dan yana çalışıyor. Programı ne kadar uzun süre devam ettirebilirlerse, mollalar bomba üretmeye o kadar yaklaşacak. Ekonomik yaptırımlar geçmişte de geçerliliği kanıtlanmış bir yöntem olabilir. Pratiğe geçmeyen tehditler, İran’ın verdiği sözler kadar anlamsızdır."

Washington Times, Amerika’nın özellikle Irak ve Afganistan savaşları nedeniyle artan askeri harcamalarının bazı kaygılara yol açtığını duyuruyor. Gazete, Kongre’nin Pentagon’un taleplerini karşılamakta daha dikkatli davranmaya başladığına dikkat çekiyor ve Bush yönetiminin askeri harcamaları artırmasıyla Reagan dönemindeki harcamalar arasında bir benzerlik kuruyor:

"Bush yönetime geldiğinde Pentagon’un mali denetimini artıracağını ve eski Sovyetler Birliği’ne karşı düzenlenen ordunun yerine bölgesel savaşlar ve terör ağlarıyla savaşabilecek daha küçük ve daha hareketli birlikler kurulmasını sağlayacak teknolojik dönüşümler gerçekleştireceğini vaat etmişti. Ancak 2001 yılındaki terörist saldırılar savunma harcamalarını artırılmasını tetikledi. Bu da mevcut düzenleme ile aralarında füze savunma sistemleri, pilotsuz uçaklar ve lazer haberleşme uyduları gibi yeni geliştirilen teknolojilerden birini seçmesi yönünde Pentagon’a uygulanan baskıların azalmasını sağladı."

XS
SM
MD
LG