Washington Post, Irak’ta geçici anayasa konusunda varılan uzlaşma ile Kerbela ve Bağdat’ta patlayan bombaları değerlendiriyor. Gazete, saldırıların Irak’ta hem bir siyasi uzlaşma ihtimalini hem de bir iç savaş tehlikesini gösterdiği yorumunda bulunuyor. Irak’ın Amerikalı sivil yöneticisi Paul Bremer’la telefonla yapılan bir röportaja yer veren Washington Times, Irak’ın geleceği açısından geçici anayasa konusundaki uzlaşmanın daha önemli olduğunu savunuyor:
"Şiiler, İslamiyet’in yasaların tek kaynağı olması konusundaki ısrarlarından vazgeçti. Sünniler, Şiileri iktidara getirmesi beklenen seçimlerin bu yıl sonunda yapılmasını onayladı. Kürtler Kuzey Irak’ta daha ılımlı bir özerklik talebini ve Kürt bölgesinin sınırlarının daraltılmasını kabullendi. Geçici anayasa üzerindeki uzlaşma, Bremer’in yeni Irak’ta kurumsallaşma yönündeki en büyük başarısını oluşturuyor. Ve bu gelişme, Bremer’in Irak’taki siyasi grupların baskıyla karşılaştıklarında, bütün ülkeyi felakete sürükleyecek “ya hep ya hiç” politikası yerine rasyonel bir şekilde davranarak uzlaşmayı seçecekleri görüşünü de destekliyor."
USA Today ise, İngiltere’nin Filistin konusundaki ilginç bir önerisini duyuruyor. Gazete, İsrail’in Yahudi yerleşim merkezlerini tamamen boşaltarak çekilmeyi planladığı ve Hamas’ın etkili olduğu Gazze şeridi için Londra’nın Filistin yönetimine güvenlik yardımı teklifinde bulunduğunu yazıyor. USA Today, İsrail’in bu öneriye soğuk baktığını da belirtiyor:
"İsrail’in bu öneriye ilk tepkisi soğuk olsa da, İsrailli yetkililer Gazze’de güvenliğin sağlanmasını önemli bir ihtiyaç olduğunu belirtiyor. İsrail’in çekilmesi durumunda iyice güçsüzleşmiş olan Filistin Yönetimi bölgede yaşayan bir milyon Filistinliyi kontrol etmekte zorlanabilir. İsrail’in en büyük kaygısı ise, Mısır’dan kaçak olarak getirilen silahlar ve Gazze şeridinden İsrail topraklarına füze saldırıları düzenlenmesi ihtimali. Başkan Bush geçen yıl gündeme getirdiği yol haritası adlı barış planını hala desteklediğini söylese de, Beyaz Saray İsrail başbakanı Şaron’un çekilme planını kabul etmiş görünüyor."
Christian Science Monitor, Amerikan birliklerinin Pakistan’da konuşlanarak Usame Bin Ladin’in yakalanması amacıyla operasyonlar düzenlemesi karşılığında Pakistan’ın nükleer teknoloji kaçakçılığına karışmasının görmezden gelinmesi yönünde bir anlaşma yapıldığı yönündeki haberleri hatırlatıyor. Gazete, başkanlık seçimi öncesinde Bin Ladin’in yakalanmasının Bush’un yeniden seçilme şansını artıracağını da hatırlatıyor:
"Beyaz Saray’da seçim öncesinde yapılacaklar listesinde “Irak’ta iktidarı devret” maddesinin hemen yanında herhalde “Usame Bin Ladin’i yakala” maddesi yer alıyordur. Hiçbir şey, Bush’un seçmen desteğinin artmasına, 11 Eylül saldırılarını düzenleyen ve Amerika’yı güvenlik alarmları dönemine sokan teröristlerin liderinin yakalanması kadar yardımcı olamaz. Ancak El Kaide liderinin yakalanmasının Pakistan’ın tehlikeli bir biçimde nükleer karaborsaya girmiş olmasını görmezden gelmek gibi acı bir bedeli olabilir."
Washington Times, Amerika ve Avrupa’nın Rusya ile ilişkilerini değerlendiren bir makaleye yer veriyor. Batı’nın Baltık bölgesi, Kafkaslar ve Orta Asya’da etkinliğini artırdığını belirten gazete, bu durumdan rahatsızlık duyan Rusya’nın bir uzlaşma arayışında olduğunu yazıyor:
"Amerika ve Avrupa Birliği, Batlıklarda ve diğer bölgelerde Rusça konuşan azınlıkların haklarının korunmasına yardımcı olabilir. Orta Asya’da İslami köktenciliğin kontrol altonda tutulmasına katkı verebilir. Rusya’nın genişleyen Avrupa Birliği’ne yapacağı ihracatın kotası artırabilir ve Kaliningrad halkının Rusya’ya geçişini kolaylaştıran önlemler alabilir."