Başkan Bush’un Salı günü eşcinsel evliliklerini yasaklayan bir anayasa değişikliğinden yana olduğunu açıklamasıyla bu konuda ülke çapında süren tartışma daha da yoğunlaştı.
Eşcinsel evlilikleri konusunun bu yılki Amerikan başkanlık seçiminde de başlıca tartışma konularından biri olması bekleniyor.
Başkan Bush Beyaz Saray’da eşcinsel evliliklerini yasaklayacak bir anayasa değişikliğini desteklemeye karar verdiğini açıklayarak seçim yılı için hararetli bir tartışma başlattı. Bush şunları dedi:
"Halkın sesine kulak verilmeli. Taraflı mahkemeler halka tek bir seçenek bıraktı. Eğer evliliğin anlamının değiştirilmesini önlemek istiyorsak, Amerika’da evliliği korumak için bir anayasa değişikliğine gidilmesi gerekir.”
Bush, anayasa değişikliğinin, en güçlü insani kurum olarak tanımladığı evliliğin tanımının yargıçlar tarafından değiştirilmesini önlemek için gerekli olduğunu söyledi.
Bush ayrıca, bir erkekle bir kadının evliliğinin kültürel, dini ve doğal kökenlerinden koparılamayacağını da belirtti. Bush’un açıklamasına eşcinsel hakları savunucuları ülke çapında hemen tepki gösterdi.
Eşcinsellerin haklarını savunan Lambda Yasal Savunma Vakfı’nın avukatı David Buckel de tepki gösterenler arasındaydı:
"Hizmet ettiğimiz aileler açısından bu nükleer bombayla aynı anlama geliyor. Bu açıklama, onların kendi aileleri için eşitlik kazanmak amacıyla harcadıkları çabayı sıfırlayacak bir potansiyele sahip.”
Başkanın bu kararında son günlerde eşcinsel evlilikleri konusundaki çabaların artması etkili oldu. Massachusetts’teki yetkililerin eyalet yüksek mahkemesinin talebine uyarak Mayıs ayından itibaren eşcinsellerle evlilik cüzdanı vermeye başlaması bekleniyor.
San Francisco'da ise, kent belediyesinin bu ay başında eşcinsellere evlilik cüzdanı vermeye başlamasından bu yana 32 bin eşcinsel çift evlendi. Bunlar arasında toplumun birbiriyle evlenen eşcinsellerden korkmaması gerektiğini savunan kadınlar da var.
Bir kadın şunları diyor:
"Anayasa değişikliği halkın önüne geldiğinde, bizim yılardır süren yasal evliliklerimiz olmuş olacak ve insanlar bizim evliliklerimizden korkmak için bir neden olmadığını görecek.”
Konunun, bu yılki başkanlık seçiminde de önemli bir tartışma gündemi olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Demokrat Parti aday adayları arasında öne çıkan Massachusetts Senatörü John Kerry, Bush’un yaşadığı siyasi sorunlar nedeniyle anayasayla oynamaya çalıştığını söyledi.
Yine Massachusetts Senatörü olan Edward Kennedy de Kongre’deki Demokratların uzun sürecek bir anayasa değişikliği sürecine başlamaya çok da istekli olmadıklarını ifade etti.
"Umarım Kongre’nin olmayan bir sorun nedeniyle ayrımcı ve tartışmalı bir anayasa değişikliğinden daha önemli işleri olduğu konusunda hepimiz uzlaşabiliriz.”
Ancak Bush’un eşcinsel evliliklerine karşı bir anayasa değişikliğini destekleme kararı aylardır bu konuda başkanın desteğini almak için baskı yapan muhafazakar gruplar tarafından sevinçle karşılandı.
Geleneksel Değerler Koalisyonu’nun kurucusu ve başkanı olan rahip Louis Sheldon düşüncelerini şu sözlerle ifade etti:
"Eşcinseller istediklerini yapmakta özgürdür. Ancak tarihin başlamasından bu yana varolan ve adına evlilik denen bir kurumu çalmaya hakları yok.”
Kamuoyu yoklamaları Amerikan halkının çoğunluğunun eşcinsel evliliklerine karşı olduğunu gösteriyor. Ancak aynı kamuoyu yoklamalarına göre, Amerikan halkı, bu konuda anayasaya ek madde konması konusunda yarıyarıya bölünmüş durumda.
En az 38 eyalet ve federal hükümet eşcinsel evliliklerin tanınmasını yasaklayan düzenlemeleri kabul etmiş durumda. Vermont eyaleti ise eşcinseller arasındaki sivil birliktelikleri tanıyor, birkaç eyalet de eşcinsel çiftlere bazı haklar tanıyan yasal düzenlemeleri onayladı.
Muhafazakar liderler eşcinsel evlilikleri konusunun Kasım ayındaki seçimlerde Başkan Bush ve diğer Cumhuriyetçi adaylara verilen desteğin artmasına yarayacağını savunuyor. Connecticut Aile Enstitüsü’nden Brian Brown da bu düşünceyi destekleyenler arasında.
"Bu ülke halkı buna karşı Massachusetts’de bile. Bu yüzden böyle bir liderliğe ihtiyaç var ve sanırım Başkan da, evliliğin tanımını korumaya çalışarak, bu ülkenin halkının ondan yapmasını istediği şeyi yapıyor.”
Ancak bu düşünceyi destekleyenler bile bir anayasa değişikliğinin yıldırıcı bir süreç olduğunu itiraf ediyor.
Anayasada bir değişikliğe gidilebilmesi için bunu hem Senato’nun hem de Temsilciler Meclisi’nin üçte iki çoğunlukla onaylaması, ayrıca 50 eyaletin dörtte üçünün değişikliği kabul etmesi gerekiyor ve bu süreç yıllarca sürebilir.