Erişilebilirlik

Cumhuriyetçiler'in Rakipsiz Adayı Bush - 2004-02-23


Başkan George Bush’un bu yıl yapılacak Amerikan Başkanlık seçimlerinde, Demokrat aday adayları karşısında bazı avantajları var. Öncelikle, Bush Cumhuriyetçi Parti’nin tek adayı olarak kendi partisi içinde mücadele etmek zorunda değil. İkinci avantaj ise daha önceki örneklerde de görüldüğü gibi görevdeki bir başkan olarak ikinci kez seçilme şansının yüksek olması.

Amerikalı seçmenlerin, ülkenin seçime gitmesine aylar kala, zihinlerinde hala taze olan bazı görüntüler var; Başkan Bush’un Bağdat’taki Amerikan askerlerine yaptığı sürpriz ziyaret, Saddam’ın yakalanışı gibi.

Demokratlar kendi adaylarını belirleme çabasını sürdürürken Başkan Bush özellikle dış politika konusunda almak zorunda kaldığı zor kararlarla seçmenlere kendini kanıtlamaya çalıştı.

Siyaset Bilimci Jack Pitney, bu yıl yapılacak seçimlerin, 2000 yılında o zamanın Teksas valisi olarak yarışa katılan George W. Bush için çok daha farklı olacağını dile getiriyor: "2000 yılındaki seçim kampanyasında George Bush seçimlere ılımlı bir muhafazakar olarak katılmıştı ve kampanyada ülkenin iç sorunlarına daha sık yer vermişti. O zamanlar, birçok insan Bush’un dış politika ve ulusal güvenlik sorunlarıyla bu kadar ilgilenen bir başkan olacağını tahmin etmemişti. Bu daha çok kaderin belirlediği bir rol oldu."

Bush, Anayasa Mahkemisi’ne kadar giden, Amerikan tarihindeki en tartışmalı seçimlerden biri sonucunda başkan oldu. Halk Bush’un başkanlığının yasallığı konusunda ikiye bölünmüşken patlak veren 11 Eylül olayları Amerika’nın ve tüm dünyanın dikkatini başka yöne çekti.

Başkan Bush, New York’ta Dünya Ticaret Merkezi’nin yıkıntılarına vardığında şok ve yas hala devam ediyordu. Bush eline bir megafon alarak, metal ve beton yıkıntıları arasında kalanları çıkarmaya çalışan kurtarma ekiplerine şöyle seslendi: "Sizi duyuyorum, tüm dünya sizlerin sesini duyuyor. Çok yakında bu binaları yıkanlar da bizim sesimizi duyacaklar."

Bush’un başkanlığına damgasını vuran, teröre karşı başlattığı uluslararası savaş ve yarattığı yeni dış politika oldu. Bush’un yeni dış politikası yükselen tehditlere karşı hemen harekete geçmeyi; önleyici müdahaleciliği öngörüyordu. Amerikan askerleri ilk önce Afganistan’daki teröristleri yakalamaya ve onları destekleyen Taleban rejimini devirmeye gitti. 19 Mart 2003 tarihinde ise Amerika ve müttefikleri Irak’a karşı askeri operasyon başlattı.

Iraklı devrik liderin 2003 yılı sonunda yakalanışı, kamuoyu yoklamalarında Başkan Bush’a desteği artırdı. Buna karşın, Başkanlık tarihçisi Robert Dallek, Irak konusunun Bush’un yeni seçim kampanyasında sorun yaratabileceğini belirtiyor. Dallek, CBS televizyonuna yaptığı açıklamada, Irak’ta şiddetin devam etmesi halinde, Amerikalıların savaşın yol açtığı can ve mal kaybı karşısında, sabırlarının tükenebileceğini söylüyor: "Ben bir izolasyon politikası izlememiz ya da tek başımıza hareket etmemiz gerektiğini savunmuyorum. Ama öncelikle kendi ülkemizin ihtiyaçlarını daha sonra Irak’taki durumu düşünmemiz gerekiyor. Yönetim eğer bu konuda bir denge sağlayamazsa ,bu onların sonu olabilir."

Kaliforniya’daki Claremont-McKenna Üniversitesi profesörü Jack Pitney ise George Bush’un 1992 yılında kendi babasının başkanlığa tekrar seçilmemesinden büyük bir ders aldığını belirtiyor ve ulusal güvenlik konularıyla ne kadar meşgul olsa da iç sorunlara önem vermeye devam etmesi gerektiğinin farkında olduğunu dile getiriyor: "George Bush’un 1992’de aldığı ders, 'uluslararası ilişkilere odaklanmış bir başkan bile olsanız, iç politikayı ihmal edemeyeceğiniz' gerçeğiydi. Baba Bush’u eleştirenler, onun orta sınıftaki Amerikalıları, diğer bir deyişle, ekonomiyi ihmal ettiğini sıkça dile getirdiler. Bush aynı hataya düşmeme konusunda kararlı."

Seçim kampanyasına para toplamak için ülkeyi dolaşan George Bush, hem ulusal güvenlik, hem de ulusal ekonomiyi koruma gerekliliğinin altını çiziyor. Bush, bunu her fırsatta da dile getiriyor: "Seçim kampanyasına hazırlanıyorum. Ama asıl yapmam gereken bir işim var. O da diğer insanların işlerine odaklanmak. "

Ocak 2001’de Amerikan tarihinde ikinci kez, eski bir başkanın oğlu, başkanlık görevini aldı. Amerikalılar buna ilk kez 1825 yılında John Quincy Adams’ın, babası gibi başkanlık koltuğuna oturmasıyla tanık olmuştu. Fakat Adams sadece bir dönem başkanlık yapabilmişti, Bush ise ikinci dönem için mücadele ediyor.

XS
SM
MD
LG