Erişilebilirlik

Irak'ta Süreç Karmaşık - 2004-02-17


Iraklıların egemenliğine kavuşmasına bir kaç ay kala, halkı, geçici bir Irak yönetiminin kurulması, anayasanın hazırlanması, ülke çapında seçimler yapılması gibi karmaşık bir süreç bekliyor. En tartışmalı alanlardan biri de yeni Irak devleti içinde etnik grupların statüsü, özellikle de Kürtlerin özerk talipleri.

Kuzey Irak’taki Kürt partilerine ait binalara, önceki hafta yapılan saldırılar, Irak’ta demokratik bir devlet kurmanın zorluğunu bir kez daha gösterdi. Olayda, Amerika’nın Irak’taki en iyi müttefiklerinden olan Kürdistan Yurtesever Birliği ve Kürdistan Demokratik Partisi’nin üst düzey yetkilileri öldü. Bu iki grup, Irak’ta Saddam Hüseyin’in devrilmesini sağlayan işgali kuvvetle desteklemişti.

Bu saldırıdan bir kaç gün önce Başkan Bush Washington’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinde, Amerika’nın Kürtlerin kendi devletini kurmasına taraftar olmadığı konusunda Erdoğan’a güvence verdi.

Türkiye’de nüfusun beşte birini oluşturan Kürtler, Ortadoğu’nun başka hiçbir ülkesinde bu kadar büyük bir nüfusa sahip değil. Türkiye, bağımsız bir Kürt devleti kurulmasının, Türkiye’deki Kürtler arasında da benzeri telaplere yol açmasından kaygı duyuyor.

Kuzey Irak’taki Kürtlerin liderlerinden Yurtsever Birlik yetkilisi Barham Salih ise çoğu Iraklı Kürdün, bağımsız bir Kürdistan’ı gerçekçi bulmadığını söylüyor:

"Iraklı Kürtlerin çoğu bağımsızlığını kazanma hakkını istiyor ancak bu konuda gerçekçi bir tutum içindeler. Irak’ın parçası olmamızı ve içinde yaşadığımız coğrafi bölgeye bağlı zor siyasi gerçekler bulunduğunu anlıyorlar. Bu durumda Irak’ta demokratik federal bir devlet oluşturma ve hem Kürtlerin özerkliğine izin verme, hem de Irak’ın toprak bütünlüğünü koruma gibi bir seçeneğimiz var. Yani Türkiye ve Irak’ın komşuları için, Irak’ın birliği konusunda herhangi bir tehlike yok."

Ortadoğu gözlemcilerinden ve geçmişte Amerikan istihbarat dairesi CIA’de üstü düzey görevlerde bulunmuş olan Graham Fuller, Türklerin, Kürtlerin özerkliği konusuna, Türkiye’deki Kürtler konusunu öncelik alarak yaklaştığını söylüyor:

"Geçmişte Türkiye’de kültürel hakları verilmeyen Kürtler silahlı ayaklanama eylemi içindeydi. Bu durum artık değişti. Türkler, Kürt azınlığın sorunlarının farkına varmaya başladı, onlara anadil ve kültüre yönelik haklar tanımanın yanı sıra yaşadıkları yoksul bölgeleri geliştirme projeleri de geliştirdiler. Ancak Türkiye’deki Kürtler, içinde bulundukları şartlardan mutlu olmazsa, Irak’ta özerk bir Kürdistan devletinin bulunması felakete yol açabilir çünkü bu Türkiye’deki Kürtlerin de aynı şartları istemesi için tahrik edici görülecektir."

Türkiye’de doğan ve halen Pennsylvania’daki Lehigh Üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü başkanı olan Profesör Henri Barkey ise Kürtlerin özerkliği konusunda iki noktaya dikkat çekiyor. Birisi bu özerkliğin neleri kapsadığı, diğeri de özerk bölgenin coğrafi sınırları:

"Türkiye’de, Irak’ta federasyona karşı olan kesimler bile şimdi buna daha sıcak bakıyor ama bu federasyonun etnik çigiziler bazında olmasına karşı çıkıyor. 21’inci yüzyılda artık sadece etnik bazda kurulmuş bölgeler istemediğimiz doğru. Bunu başarmak için de bazı yollar var. Biri, azınlıklara yönelik güçlü anayasal garantiler sağlamak. Ancak bu öyle akıllıca yapılmalı ki, kurumlar ve sınırlar oluşturulurken, azınlıkların hakları çiğnenmemeli. Eğer Irak’ta demokrasi kurulacaksa, Irak kendi azınlıklarının haklarını nasıl koruyacağını da tayin etmeli. Çoğunluk elbette çoğu kurumu kontrolü altında tutacaktır ancak Kürtlere, Sünnilere ve Türkmenlere öyle haklar verebilmelisiniz ki, Şiilerin, üzerinde anlaşmaya varılmış olan anayasal yapıyı değiştirmesini önleyebilsinler."

Barham Salih’e göre, Kürtlerin kültürel kimliğine kavuşmasını ancak Bağdat’taki merkezi bir yönetim sağlayabilir:

"Ortadoğu halkının değişik kültürel, etnik ve milli kimliklerinin bulunduğunun kabul edilmesi gerekiyor. Iraklı bir Kürt olarak, tarih ve coğrafyanın benim Irak’ın bir parçası olmama yol açtığını kabul etmiş durumdayım. Ancak Irak’ta bütün haklara sahip bir vatandaş olarak yaşamak ve Irak devletinden kimliğime saygı göstermesini istiyorum. Kürtlerin de, Arapların da, Türkmenlerin de, Süryanilerin de anlaması gereken bir şey var. O da birlikte yaşamamız gerektiği ve birbirimize ihtiyacımız olduğu."

Kuzeyde Kürt bölgesinin sınırında bulunan petrol zengini Kerkük üzerinde Iraklı Kürtlerle diğer Iraklılar arasında büyük çekişme yaşanıyor. Profesör Barkey, Saddam Hüseyin’in etnik grupları oradan oraya sürekli hareket ettirmesine rağmen, Kerkük’te her zaman Kürt grupların bulunduğunu söylüyor:

"Kürtler Kerkük’te belki çoğunluk değiller ama her zaman oradaki en büyük tek grup olarak kaldılar. Diğer iki önemli grupsa Türkmenler ve Araplar. İnsanları geldikleri yere geri gönderme gibi bir düşünce var. Bu barışçı bir çözüm olarak görülebilir ancak aynı zamanda çok da acı verici. Maalesef çatışmaya ve şiddete yol açar. Kerkük, Kürt bölgesi içine dahil edilse bile, bu kent için özel bir statü verilmesi söz konusu olabilir. Bütün bunların üzerinde konuşulup, tartışılması gerekiyor. Şu anda her grup, her parti istediğinin en fazlasını ortaya koyuyor çünkü pazarlıkların daha en başındayız."

Barham Salih, Irak’taki bütün etnik grupların petrol kaynaklarından elde edilen gelirden eşit yararlanması gerektiği görüşünde:

"Irak’ta diktatörlüğün güç kazanmasının nedenlerinden biri petrol siyasetiydi. Petrol gelirleri Bağdat’ta, merkezde toplanıyordu ve bu gelirler diktatörlüğün devam etmesi için kaynak sağlıyordu. Bu durumun tekrar etmesine asla izin vermemeliyiz. Petrol, Irak halkı için iyilik değil kötülük getirdi. Bunu tersine çevirmek istiyoruz. Nasıl yapabiliriz? Adil dağıtımla ve petrol zenginliğini Irak halkının yararına olacak şekilde kullanarak... Diktatörlere ve yolsuzluk içindeki siyasi elit yararına olacak şekilde değil."

Amerika’nın, Irak’ta petrol gelirinin nasıl dağılacacağı gibi hassas bir konuyla başa çıkmaya çalışırken, ülkede etnik ve dini bölünmeleri daha da derinleştirecek adımlar atmaktan kaçınması gerekiyor. Graham Fuller, Washington’un, savaşta kendisine en çok destek veren Şii ve Kürt toplumunu kaybetmeyi göze alamayacağını vurguluyor:

"Amerika, bölgede bazı çevrelerin öne süreceği gibi, Irak’ı fethetmeye ve daha sonra da birliğini bozmaya, zayıflatmaya gitmiş bir devlet olarak algılanmak istemez. Diğer yandan da Amerika, Kürtleri koruma zorunluluğunu hissediyor çünkü Irak savaşında en büyük desteği onlardan gördü. Bir yandan da Amerika, Şiileri memnun etmek istiyor. Yani oldukça zor bir durumdayız."

Irak’ın federal bir devlet olup olmayacağı, Iraklı Kürtlerin özerk bir bölgeye sahip olup olmayacağı önümüzdeki aylarda Iraklılar tarafından tayin edilecek. Bu arada herkesin üzerinde anlaştığı konu ise, geçiş sürecinin oldukça zor olacağı.

XS
SM
MD
LG