Erişilebilirlik

8 Ocak 2004 - 2004-01-08


New York Times gazetesi, yıllarca Ortadoğu’da görev yapmış Pulitzer ödüllü gazeteci Thomas Friedman’ın “düşüncelerin savaşı” başlıklı bir yazısına yer veriyor. Friedman, beş bölümlük yazısının ilk bölümünde, 11 Eylül’ün üçüncü dünya savaşını başlattığını belirtiyor. Friedman, El-Kaide’nin en az Sovyet Kızıl ordusu kadar önemli bir tehdit olduğunu savunuyor:

“Tamam ama, binlerce nükleer silahı olan Sovyetler Birliği’ni El-Kaide ile nasıl aynı kefeye koyarsın?” dediğinizi duyuyorum. Çünkü, her akşam yatarken, Sovyetlerin, yaşam sevgisi, bize olan nefretlerinden daha büyüktü. Aramızdaki farklılıklara rağmen, uygarlığın temel kurallarında anlaşabiliyorduk. İslamcı militan örgütler söz konusu olduğunda ise, bize olan nefretleri yaşam sevgilerinden daha güçlü olan insanlar görüyoruz. Bu da Sovyet Kızıl Ordusu’ndan daha büyük bir tehlike oluşturuyor, çünkü canlı bombalar açık bir toplumun en önemli unsuru olan güveni hedef alıyor."

Washington Times ise, Fransa Cumhurbaşkanı Jak Şirak’ın türban yasağını desteklemesinin Arap dünyasındaki yankılarını değerlendiriyor. Gazete, Fransa’nın Amerikan politikalarına karşı çıkmasına rağmen, türban yasağıyla radikal İslamcıların hedefi haline gelmekten kurtulamadığı görüşüne yer veriyor:

"Fransa karşıtı kutsal kampanya, Şirak’ın El Cezire televizyonunda da canlı olarak yayımlanan konuşması biter bitmez başladı. Spikerler, yorumcular, din adamları Amerika’ya karşı çıkan Şirak’a acımadı. Ve türban krizini kitle katliamlarına tırmandıracak insanların varlığı da biliniyor. Şimdi, Fransa, bütün tercihlerin anasını seçmek zorunda."

Financial Times gazetesi ise, bir yandan Irak’ta kitle imha silahları arayan 400 kişilik ekibin sessizce geri çekildiğini duyuruyor, bir yandan da Carnegie Uluslar arası Barış Vakfı’nın Irak’taki kitle imha silahlarıyla ilgili bir raporuna yer veriyor. Raporda ise, Beyaz Saray’ın Irak’ın oluşturduğu tehdidin boyutuyla ilgili istihbarat raporlarını çarpıttığı iddia ediliyor:

"Merkezi Washington’da bulunan saygın düşünce kuruluşunun bugün açıklanacak raporuna göre, Bush yönetimim yetkileri, savaş öncesinde Irak’ın kitle imha silahlarının oluşturduğu tehditle ilgili bilgileri sistemli olarak çarpıttı. Rapora göre, bu çarpıtma, istihbarat hatalarıyla da birleştiğinde, aslıda Amerika, Ortadoğu ve küresel güvenlik açsından acil bir tehdit oluşturmayan bir ülkeyle ilgili risk değerlendirmelerinin abartılmasına neden oldu."

Boston Globe gazetesinde ise, Hindistan ile Pakistan arasındaki barış arayışları ile ilgili bir yorum dikkat çekiyor. Her ikisi de kalabalık bir nüfusa ve nükleer güce sahip olan Hindistan ve Pakistan’ın görüşmelere devam etme kararı aldığını hatırlatan gazete, küresel güvenlik açısından Bush yönetimi başta olmak üzere bütün dünyanın bölgede kalıcı bir barış sağlanmasına yardımcı olması gerektiğini vurguluyor:

"Hindistan’la Pakistan’ın barış yapmaya hazır olmasını sağlayan arka plana rağmen, uranyumun zenginleştirilmesi açısından büyük önem taşıyan teknolojinin Pakistan’dan İran, Libya ve Kuzey Kore’ye transfer edildiği yönünde giderek artan kanıtlar ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturuyor. Ve bu tehdit, sadece hükümetleri kandırarak ya da tehdit ederek ortadan kaldırılamaz. Bu tür bir gizli nükleer silahlanma, özellikle Pakistan açısından ekonomik büyüme ve demokratikleşme için gerekli istikrar koşullarının yaratılmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor."

XS
SM
MD
LG