Erişilebilirlik

26 Aralık 2003 - 2003-12-26


Amerikan gazeteleri, 2004 Kasım’ında yapılacak başkanlık seçimleriyle ilgili haber ve yorumlara giderek daha fazla yer vermeye başlıyor. Irak savaşıyla ilgili tartışmalar da, başkanlık seçimi çerçevesinden değerlendiriliyor. Demokratların en güçlü adayı Howard Dean’ın savaşa dönük eleştirileri, Başkan Bush’a destek veren kalemler tarafından sert ve alaycı eleştirilere uğruyor. NEW YORK TIMES gazetesinde, Dean’in dış politika konusunda cehaletle suçlandığı bir yorumda, diplomasinin tek başına yeterli olmadığı görüşüne yer veriliyor ve Bush’un “önleyici saldırı” politikası savunuluyor:

"Diplomasi iyi bir şey. Ama, Kanada’yla değil haydut rejimlerle uğraşıyoruz. Ve haydut devlerle uğraşırken işe yarayan tek diplomasi süngü diplomasisidir. Irak savaşının domino etkisi giderek daha belirgin hale geliyor. İran’ın nükleer denetimleri kabul etmesi bir sürpriz değil. Ortadoğu’nun bir başka bölgesinde Hizbullah savaştan bu yana sessizliğe büründü. Suriye yıllar sonra ilk kez barış mesajları vermeye başladı ve son olarak Libya, kitle imha silahlarının varlığını ve bunlardan vazgeçeceğini kabul etti. Bunlar diplomasinin zaferleri değil, savaşın artçı sarsıntılarıdır."

NEW YORK TIMES, Irak’taki Sünnilerin tek bir çatı altında toplanma girişimlerini ele alıyor. Gazete, Sünnilerin 1920’lerden bu yana Irak’ı yönettiğini hatırlatıyor ve işgal sonrasında kendilerini dışlanmış hisseden Sünnilerin, yeni kurulan Sünni Devlet Konseyi aracılığıyla ülkenin yeniden inşası sürecinde seslerini duyurmayı amaçladığını belirtiyor:

"Saddam Hüseyin’in yaklaşık iki hafta önce yakalanması, Irak’ta azınlık olan Sünni Araplar açısından, ülkenin yeni kurulacak siyasi yapısında kendi haklarını koruyacak bir liderin ortaya çıkıp çıkmayacağı sorusunu doğurdu. Sünnilerin bir çoğu, Amerikalıların oluşturduğu geçici yönetim konseyinde yeterince temsil edilmediklerinin düşünüyor. Ve Sünni Arapların, siyasi arenada şimdiye kadar Şiiler ve Kürtler kadar etkin olamamalarına rağmen, kurulan yeni konsey sayesinde bu durum değişebilir."

WASHINGTON TIMES’ta ise, Avrupa anayasası çabasının sonuçsuz kalmasının ardından Almanya ve Fransa’nın “iki hızlı” Avrupa projesini yeniden gündeme getirdiğini duyuruyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin Irak savaşına gösterdikleri muhalefetle daha da yakınlaştığına dikkat çekiyor ve Avrupa Birliği üyesi bazı ülkelerin bu gelişmeyi kaygıyla izlediğini yazıyor:

"Avrupa Birliği üyeleri ile üye olmaya hazırlanan 25 ülkenin Brüksel’de yaptığı ve tartışmalı geçen zirvenin ardından Almanya Başbakanı Gerhard Schroeder, iki hızlı bir Avrupa öngördüğünü söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da, Paris ve Berlin liderliğindeki öncü bir grubun Avrupa’nın daha hızlı, daha ileri ve daha iyiye gitmesi için bir örnek ve motor işlevi göreceğini söyledi. Bu sözler, diğer Avrupa başkentlerinde ve Atlantik’in diğer yakasında bazen şüphelere yol açan Fransa-Almanya ortaklığını daha da derinleştirmeye dönük adımların son örneği olarak değerlendiriliyor."

BOSTON GLOBE gazetesi ise sık sık çatışmalara sahne olan ve Hindistan’la Pakistan arasında bir nükleer savaşa yol açmasından endişe edilen Keşmir’deki barış umutlarının arttığını duyuruyor. Yıl boyunca iki ülkenin Keşmir konusunda karşılıklı jestler yaptığını hatırlatan gazete, Pakistan ve Hindistan’ın sorunun çözümü için uygun bir görüşme zemini yaratıldığı yorumunda bulunuyor:

"Pakistan’ın ve Yeni Delhi’nin yeni bir yaklaşıma açık olduğu görünüyor. Bu açıklık, Hindistan Başbakanı Vajpayee ile Pakistan Devlet Başkanı Müşerref’in gelecek ay İslamabad’da bölgesel bir zirve sırasında yapacağı görüşmede daha da geliştirilebilir. Her iki lider de, kendi isteksiz bürokratlarını Keşmir sorununa bir çözüm bulmaya zorluyor. Ayrıca hem Amerika hem de Çin, Pakistan’a Keşmir’de savaşan vatandaşlarını önlemek için daha fazla çaba harcaması yönünde baskı yapıyor."

XS
SM
MD
LG