Erişilebilirlik

18 Aralık 2003 - 2003-12-18


Saddam Hüseyin’in yakalanmasının yankıları 18 Aralık tarihli Amerikan gazetelerinde de geniş yer tutuyor. Saddam Hüseyin’in yargılanması konusunda farklı görüşler savunuluyor. Boston Globe, Saddam Hüseyin’in idam cezasına çarptırılması durumunda bile adaletin yerine gelmeyeceğini savunuyor ve tek suçlunun devrik lider olmadığına dikkat çekiyor:

"Bağdat’taki duruşmalarda sanık sandalyesinde Saddam ve suç ortakları olacak. Fakat onların işledikleri suçları bilerek görmezden gelenler, Baas rejiminin acımasızlığına göz yummayı veya affetmeyi tercih eden siyasetçiler, aydınlar, gazeteciler, işadamları da bir anlamda onlarla beraber yargılanacak. Duruşmalar, Amerika’nın Saddam’ı devirmesini önlemek için büyük çaba harcayan Fransa, Almanya ve Rusya’daki savaş karşıtı hareketleri de mahcup edecek. Yargılama süreci, yıllarca Saddam’ın kasaplığını görmezden gelen Amerikan hükümetinin de canını sıkabilir. Bütün bu tarih de yargı önüne getirilmelidir."

USA Today gazetesinde ise İstanbul’daki bombalı saldırılarla ilgili bir haber dikkati çekiyor. Gazete, saldırıların bizzat Usame Bin Ladin tarafından onaylandığını duyuruyor ancak intihar saldırılarında çok sayıda Türk’ün ölmesinden dolayı El-Kaide’nin eylemleri başarısız bulduğunu okuyucularına iletiyor:

"Türk yetkililerin Associated Press’e verdikleri bilgiye göre, Usame Bin Ladin, Türkiye’de Amerika’nın kullandığı İncirlik üssüne saldırı düzenlenmesini önerdi. Ancak militanların yoğun güvenlik önlemleri nedeniyle sivil hedefleri bombalamayı tercih ederek Müslümanların ölümüne neden olması El Kaide liderlerinin planlarını alt üst etti. Bir istihbarat yetkilisinin verdiği bilgiye göre, zanlılardan Fevzi Yitiz, polise verdiği ifadede, suç ortakları Habib Aktaş ve İbrahim Kuş’la birlikte 2002 yılında Afganistan’da Usame Bin Ladin’le görüştüğünü söyledi."

Christian Science Monitor ise, İran’da Şubat ayında yapılacak parlamento seçimleri üzerinde duruyor. Gazete, İran’daki geniş kitlelerin reformcu kanattan umudunu kestiğini belirtiyor ve halkın seçimlere olan kayıtsızlığının muhafazakarların zaferine yol açabileceği yorumunda bulunuyor:

"Bir zamanlar İslam dünyasının en güçlü demokratik dinamiği olarak görülen İran reform hareketi, şimdi siyasi bir varlık mücadelesi veriyor. İran’daki uzmanlara göre, Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’ye ve onun sembolü olduğu reform hareketine verilen kamuoyu desteğinin azalması muhafazakarların İran parlamentosunda kontrolü ele geçirmesine yol açabilir. Ancak bazı uzmanlara göre, ılımlı muhafazakarların kazanacağı bir zafer, siyasi atmosferdeki ve Meclis’teki gerginliği azaltarak her iki taraftan ılımlıların birlikte çalışabileceği bir ortam yaratabilir."

Amerikan gazetelerinde dikkat çeken bir başka konu da, Avrupa Birliği’nin yeni Avrupa anayasası konusunda yaşadığı anlaşmazlık. Washington Times, küçük ülkelerin Fransa-Almanya ittifakına direnerek, bir üst Avrupa devleti kurulması çabalarını şimdilik sonuçsuz bıraktığını belirtiyor:

"Zirve, Avrupa’nın temel konularda hala nasıl bir anlaşmazlık içinde olduğunu ve Fransa ile Almanya’nın Avrupa’nın entegrasyonunu savunan kendi düşüncelerine ne kadar büyük bir zarar verdiklerini gözler önüne serdi. İspanya ile Polonya’nın kendi oy haklarını savunma konusundaki dirençleri, ulusal egemenliğin devri konusunda Avrupa’da yaşanan kararsızlığın ne kadar derin olduğunu ortaya koydu. Sonuçta, Fransa ve Almanya’nın attığı yanlış adımlar Avrupa’da ulusal egemenliğe ve dolayısıyla demokrasiye biraz daha zaman kazandırdı."

XS
SM
MD
LG