26 Kasım tarihli Amerikan gazetelerinde, Başkan Bush’un büyük önem verdiği sağlık reformunun yanı sıra eşcinsel evlilikleriyle ilgili haberlerin öne çıktığını görüyoruz. Dünyadaki gelişmeler arasında ise, Gürcistan’daki yeni yönetim, Irak’ta iktidarın devredilmesiyle ilgili gelişmeler ve İsrail-Filistin ilişkileri hakkındaki haber ve yorumlar dikkati çekiyor. Christian Science Monitor ise, Amerika’nın İran politikasını değerlendiriyor. Gazete, Bush’un İran’dan nefret etmesine rağmen bir yandan da Tahran rejimine ihtiyaç duyduğu yorumunda bulunuyor:
"Amerika, öncelikle El-Kaide’ye karşı mücadelesinde İran’ın yardımına ihtiyaç duyuyor. Bu terör örgütünü önde gelen bir çok ismi İran’da saklanıyor ve bu isimler Usame Bin Ladin’in yakalanması için hayati öneme sahip bilgiler sağlayabiir. Bush, Irak’ta istikrarlı bir demokrasi kurabilmek için yine şiilerin yönettiği İran İslam Cumhuriyeti’nin bu ülkede çoğunluğu oluşturan şiiler üzerindeki etkisini kullanmasına da ihtiyaç duyuyor. Bush’un İslam ile demokrasiyi kaynaştırmaya çalışan İran’la başka hassas sorunları da var. Eğer İran bir kez daha nükleer silah üretiminde kullanılan nükleer malzeme saklarken yakalanırsa, hem Amerika’nın yaptırım uygulanmasını savunan politikası haklı çıkacak hem de uluslararası toplulukla ona meydan okuyan bir başka ortadoğu rejimi arasında çatışma yaratacak. Bunun önlenmesi için İran’da reform yanlısı grubun galip çıkarak bu ülkenin nükleer hırsını önlemesi en iyi çözüm olarak görünüyor."
Washington Post ise İsrail’le Filistin arasındaki barış çabalarında gözlenen canlılığı mercek altına almış. Her iki tarafın da çatışmalara son vererek normal bir hayata geçmek istediğini vurgulayan gazete, “bu talep kalıcı sorunları çözmeye yetmese bile daha uzun süreli bir ateşkesin kapısını açabilr“ görüşüne yer veriyor:
"Filistin yönetimi ve önde gelen reformcular, Filistin tarafında kaosu sona erdirmenin ve sükuneti sağlamanın kendi çıkarları açısından gerkeli olduğuna inanmakla birlikte, bu yönde harekete geçme kapasitelerinin, İsrail’in buna uygun bir ortam sağlamasına bağlı olduğunu düşünüyor. Böylece İsrail’in tavrında gerçekten bir değişiklik sağladıkları konusunda Filistin kamuoyuna bir şeyler göstererek kendi ellerini güçlendirebilecekleri düşüncesini taşıyor. Bir çok İsrailli ise mevcut durumu değiştirebilecek bir anlaşma sağlanabileceği konusunda şüpheli bir yaklaşıma sahip. Ancak yine de Filsitin başbakanı Kureya’nın neler yapabileceğini görmek istiyor. Önümüzdeki günlerde bu fırsatın ne kadar değerlendirilebileceğini göreceğiz. Ancak kesin olan tek şey, Kureya’nın başarısız olması durumunda benzer bir fırsat yaratabilecek üçüncü bir Filistin başbakaı olmayacak ve yakın bir süreçte yeni bir diplomatik açılım gerçekleşmeyecek."
Washington Post gazetesinde ise Gürcistan’da devlet başkanı Edvard Şevardnadze’nin istifasıyla sonuçlanan gelişmelerin önünü açan muhalefet lideri Mikhail Saakashvili ile ilgili bir yazı dikkati çekiyor. Gazete, hukukçu olan Saakashvili’nin Amerika’da okuduğunu, bir süre New York’ta çalıştığını öne çıkararak Gürcü liderin John Kennedy’yi örnek aldığını vurguluyor:
"Saakashvili Salı günü bir röportajda devlet başkanlığına aday olacağını açıkladı, ardından, parlamento seçimlerinin 4 Ocak’ta yapılacağı açıklandı. Seçimleri kazanması durumunda Saakashvili, Baltık cumhuriyetleri hariç, eski Sovyetler Birliği’nin gördüğü en Amerikalılaşmış devlet başkanı olacak. Saakashvili’nin havalı tavırları ise onu bir radikal, demagog ve hatta akli dengesi bozuk bir kişi olarak tanımlayan muhaliflerini rahatsız ediyor. Yandaşları ise, ve “Evet, Saakashvili çok tehlikeli, özellikle Şevardnadze ve onun iktidarının bir parçası olan insanlar açısından“ diyerek bu eleştirileri alayla karşılıyor. Aslında Saakashvili şu anda tavrını yumuşatmış durumda. Ancak şimdi önünde beklentilerini yükselttiği ve bu beklentileri karşılayacak değişikliklerin hayata geçmesini isteyen bir ulusun ihtyaçlarına cevap verme sorunuyla karşı karşıya."