Erişilebilirlik

Avrupa Liderleri ve Kuruluşları İstanbul Saldırılarını Kınadı - 2003-11-15


Hiçbir mazeret barbarca bir saldırıyı meşrulaştıramaz... İstanbul’da sabah saatlerinde meydana gelen ve iki Havra’yı hedef alan bombalı saldırılara Avrupa kuruluşlarının yöneticilerinden kınama mesajları yağdı. Saldırılar, Avrupa’da son günlerde Yahudilere karşı artan ırkçılığın kullanılarak Türkiye’nin iç huzur ve barışının bozulmaya çalışılması, şeklinde yorumlanıyor.

Avrupa’nın istihbarat teşkilâtları Yahudilerin can ve mal varlıklarını hedef alacak bir saldırıyı bekliyorlardı ve teyakkuz durumundaydılar. Ancak, bu saldırının Avrupa Birliği ülkelerinden birinde ve hatta İngiltere’de yapılacağını tahmin ediyorlardı.

Saldırının tam da NATO’da Özel Komite adı verilen ve 19 ülkenin İstihbarat Servisleri’nin şeflerinin Brüksel’deki ittifak karargâhında yaptıkları toplantının hemen ertesine rastgelmesi de ilginç bir rastlantı. Zira Özel Komite belki de Dünya’nın en önemli istihbarat servislerinin yöneticilerinin karşılıklı bilgi teatisinde bulundukları, müttefikleri ve diğer devletleri hedef alan tehditleri değerlendirdikleri bir platform olarak tanınıyor... Saldırıların, Avrupa Birliği ile İsrail arasında bir kamuoyu araştırması nedeniyle baş gösteren gerginlik döneminin hemen ardından gelmesi de ilginç bir başka rastlantı... Irak savaşı nedeniyle Avrupa’da yapılan bir sondaj sonuçları İsrail’i Dünya için en tehlikeli ülkeler sıralamasının başına yerleştirmişti. Zaten Avrupa polisini ve istihbarat örgütlerini teyakkuz durumuna geçiren de Yahudilere karşı nefret duygularının artması olmuştu.

Bugün İstanbul’daki saldırıların ardından İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde yine Yahudileri hedef alan küçük çaplı saldırıların meydana geldiği bildiriliyor... İbranice’de BARIŞ VAHASI anlamına gelen Neve Şalom ile Betyaakov Sinagoglarını hedef alan terör saldırısının Avrupa’da duyulması ardından telin mesajları yağdı demek abartı olmaz. Avrupa Birliği’nin liderleri Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül’e telefonla veya temsilcilikleri aracılığıyla yazılı olarak başsağlığı ve acil şifa dileklerini iletirlerken, basın sözcüleri aracılığıyla da Avrupa ve Dünya kamu oylarına mesajlarının içeriğini açıkladılar.

En sert kınamanın 45 üyeli Avrupa Konseyi’nden geldiği görüldü. Genel Sekreter Walter Schwimmer dehşet verici ve hayvanca olarak nitelediği saldırıların, Yahudiler’in kutsal gününde meydana gelmesinin daha da vahim olduğuna dikkat çektiği açıklamasında “hiçbir gerekçe böyle bir barbarlığı meşru kılamaz” dedi. Avrupa Konseyi’nin insan haklarından sorumlu yüksek temsilcisi Alvaro Gil-Robles de açıklamasında barış ve ibadet yerlerini hedef alan tedhiş saldırılarının tarifi mümkün olmayan şiddette kınanmasını istedi.

Terör saldırısını güçlü ifadelerle kınayanlardan biri de NATO genel sekreteri Lord Robertson oldu. Genel sekreter Havra’lar ile masum insanları hedef alan bu barbarca saldırıları hunharca cinayet sözleriyle yorumladıktan sonra kin ve hoşgörüsüzlük eylemleri olarak tanımlayıp, sertçe kınadı.

Hemen her kınama mesajının ortak noktasını tahmin edileceği gibi yaşamını yitirenlerin yakınları ile Türk halkına başsağlığı, yararlılara da acil şifa dilekleri oluşturuyor. İsrail’i yaptığı kamu oyu araştırmasında en tehlikeli ülke olarak niteledikten sonra yapılan tahribatı bir türlü onaramayan Avrupa Birliği de İstanbul’daki saldırıları Brüksel ve Roma’dan yapılan açıklamalarla telin etti. İtalya’da bulunan Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi, Milano Havra’sını ziyaret etti ve 'Teröristlerin nefret etmede gösterdiği ısrarı, bizim sevmekte gösteremememiz beni kaygılandırıyor. Avrupa'da eski korkular canlanabilir' şeklinde konuştu.

Avrupa Komisyonu’nun Brüksel’deki sözcüsü de şekli ve koşulları ne olursa olsun tedhişe karşı mücadelenin kendileri açısından bir öncelik teşkil ettiğine dikkat çekti. Avrupa Birliği’nin dış politika ve güvenlik işlerinden sorumlu yüksek temsilcisi Javier Solana ise defedilmesi zorunlu hale gelen hoşgörüsüzlüğün yeni bir ifade tarzı olarak tanımladığı saldırılar dolayısıyla duyduğu dehşeti dile getirdiği bir açıklama yaptı. Geleceğin birleşik Avrupa’sının bir Hıristiyan topluluk olarak kalması için mücadele veren Vatikan dinî hoşgörüsüzlükten kaynaklanan şiddet ve tedhiş eylemlerinin sona erdirilmesi yönünde bir çağrıda bulundu.

Papa 2. Jean Paul adına yapılan açıklamada kişisel inanç ve iman özgürlüğüne saygı gösterilmesi bağlamında her bireyin barışın yanında, terörün karşısında yer alacak şekilde harekete geçmesi istendi. Papa ayrıca bir dine mensup olmanın, insanlığı mahveden kanlı saldırılara kaynak teşkil etmemesi dileğinde bulundu. Yahudilerin en zor şartlarda yaşadığı ülkelerden Almanya da Şansölye Schröeder ve Dışişleri Bakanı Joschka Fischer ağzından iki ayrı açıklamada bulundu. Fischer Yahudi düşmanlığına ve teröre karşı ne derece kararlı bir mücadele verilmesi gerektiğinin bugün bir kez daha kanıtlandığına dikkat çekti.

Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da demokratik toplumlara yönelik açıklamasında, İstanbul’daki barbarca saldırıların taassubun her türüne karşı daha kararlı bir mücadele verilmesinde etkili olacağını vurguladı. Avrupa’da hakim olan genel kanaati ise Belçika Dışişleri bakanı ve başbakan yardımcısı Louis Michel dile getirdi: Bu tür saldırıların tek bir hedefi vardır: Türkiye’deki Yahudiler ile Müslümanlar arasında mevcut barış, huzur ve istikrarı bozmaktır...

XS
SM
MD
LG