Erişilebilirlik

AB'nin Türkiye'den Beklentileri - 2003-11-05


Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin adaylık süreci ile Kıbrıs’ta siyasi çözüm şartı arasında doğrudan irtibat kurduğunu açıklarken, Türk hükümetinin de Brüksel’den zaten bu yönde bir siyasi bir mesaj beklediğini öne sürdü. Avrupa Komisyonu’na göre, Türk hükümeti Kıbrıs’ta çözümü zorlamak için Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerini baskı aracı olarak kullanmak niyetinde. Avrupa Parlamentosu’nun bugünkü tartışması, 2004 yılının haziran ayında yapılacak seçimlerinde Türkiye’nin üyeliğinin referanduma dönüşeceği sinyalini verdi.

Türkiye ile ilgili nihaî kararını vermesine 13 ay kala Avrupa Birliği’nin Brüksel’de yaptığı açıklama hiç kimse için bir sürpriz teşkil etmiyor. Türkiye’nin Gümrük Birliği'ne geçtiği 1995 yılında Kıbrıs ile ortaklık ilişkileri zaten irtibatlandırılmıştı. Ecevit hükümeti de Helsinki Zirvesi’nde genişleme sürecine dahil edilebilmek için, Yunanistan ile Ege’de, Kıbrıs Rumları ile de adada çözüm mecburiyetini kabul etmişti. Kopenhag Liderler Zirvesi de yine tam üyelik müzakereleri kararını takvime bağlarken, 1 Mayıs 2004 tarihinden önce Kıbrıs’ta çözüm ve birleşmiş bir Cumhuriyet çatısı altında iki toplumun üye olması beklentisini kamu oyuna açıklamıştı.

Sürpriz olan husus, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye ile danışıklı, dövüş izlenimi yaratan Kıbrıs açıklaması oldu. Genişleme yetkilisi Verheugen’e göre tam üyelik müzakereleri ile Kıbrıs’ta çözüm arasında bilinçli olarak ilişki kuruldu, çünkü Ankara Brüksel’den bu yönde bir siyasi sinyal bekliyordu. Niçin? Recep Tayip Erdoğan hükümeti de Kıbrıs’ta nihai çözüm istiyor ve şimdi Rauf Denktaş’ı zorlayabilmek için tam üyelik sürecini baskı aracı olarak kullanacak. Elbette, Günther Verhuegen bu kadar net ve açık sözlerle bunu duyurmadı. Ancak, Verheugen’e yakın kaynakların yorumu bu şekilde.

Komisyona göre, Kıbrıs’ta kilidi açacak anahtar Aralık ayındaki seçimler olacak. Ortasından dikenli teller geçirilen bir ülkenin Avrupa Birliği’ne üyeliği de, Komisyona göre, hiç yakışır bir durum olmayacak. Avrupa Komisyonu’nun İtalyan başkanı Romano Prodi genişleme üzerine yıllık strateji belgesi ile raporların açıklanması münasebetiyle Avrupa Parlamentosu genel kurulunda yaptığı konuşmada Kıbrıs konusuna da değindi. Prodi de çözüm için umutlu olduğu izlenimi yarattı ve 'Birleşik bir Kıbrıs’ın Avrupa Birliği üyeliği Türkiye’nin de menfaatine olacaktır' demeye getirdi.

Kopenhag Kriterleri’ne Türkiye’nin uyumu konusuna gelince; Avrupa Komisyonu’na göre daha kat edilecek mesafe var. Kürtlerin haklarından, Leyla Zana ve arkadaşlarının serbest bırakılmasına kadar uzanan ve uygulama ile çözüm bekleyen sorunlar mevcut. Ordunun sivil yaşam üzerindeki etkisi ve müdahalesi devam ediyor. Üstelik sadece ordu mensupları değil, toplumun her kesimi Avrupa standartlarında çağdaş bir demokrasi ve hukuk devleti kurallarına artık uymak zorunda. İşte bu yüzden Prodi’ye göre, 2004 yılı her alanda Türkiye için bir karar yılı olacak. İçeride de, dışarıda da... Avrupa Birliği bir de Türk alfabesinin değişmesini gündeme getirdi. Birlik yetkililerine göre, alfabede olmayan ve özellikle de Kürt isimlerinde kullanılan w, q ve x harflerinin kullanıma dahil edilmesi iyi olacak.

Verheugen’e göre gerçi alfabenin değişmesi zorunlu değil ama bir kararname ile günlük yaşamda uygulamada kolaylık sağlanabilir. Verheugen Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin Kopenhag Kriterlerinin siyasi nitelikli olanlarını yerine getirmiş sayılamayacağını, bu yüzden de müzakerelere başlanamayacağını vurguladı. Ama yine de son kararın 2004 yılının Aralık ayında verileceğine işaret ederek 'önümüzde zaman var' demeye getirdi.

XS
SM
MD
LG