ABD'deki Müslüman liderler, bu yıl yaptıkları en büyük toplantıda, ülkede yaşayan bir milyon Müslüman’ı seçmen kaydettirerek önümüzdeki Başkanlık seçimlerinde siyasi bir güç olma kararı aldı.
Müslüman liderlerin, herhangi bir başkan adayına toplu destek vermek için aradıkları koşul ise adayın sivil haklar konusunda izleyeceği tavır olacak.
Ülke içindeki terörist avı nedeniyle hükümetin neredeyse mercek altına aldığı Müslümanlar, kızgınlıklarını sandıkta ifade etmeye hazırlanıyor.
Merkezi Washington’da bulunan sivil haklar örgütü Amerika-İslam İlişkileri Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Nihad Awad, “Amerika’daki Müslümanlar açısından son derece önemli bir dönüm noktası yaklaşıyor, bu ülkedeki geleceğimizi ve kaderimizi nefrete teslim edemeyiz” diyerek siyasete aktif katılımın göçmen Müslümanlar için neden önemli olduğunu anlatıyor.
Müslüman Amerikalılar Kongresi Lideri Ağa Said ise, dün sona eren Kuzey Amerika İslam Toplumu toplantısında biraraya gelen binlerce kişiye yaptığı konuşmada, “Ben Amerikalıyım, Müslüman’ım ve oy kullanıyorum” diyerek son derece açık bir mesaj gönderdi.
Müslüman liderler bir başkanlık seçiminde ilk kez 200 yılında George W. Bush’a destek vererek ortak bir adaydan yana tavır koydular.
Birçoğu Bush’un İsrail’e karşı daha sert bir tavır izleyeceğini ve sınırdışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya olan azınlıkların haklarını koruyacağını düşünüyordu. Ancak Müslümanlar, şimdi her iki konuda da büyük bir hayal kırıklığına uğradıklarını söylüyor.
11 Eylül saldırılarından sonra, bir camiiyi ziyaret eden ve İslamiyet’in barışçıl bir din olduğunu söyleyen Bush, Amerikalı Müslümanlar’ın takdirini kazanmıştı.
Fakat o dönemden sonra, federal hükümet yüzlerce göçmeni tutukladı, teröristlerle bağlantıları olduğu şüphesiyle Amerika’daki Müslüman yardım örgütlerini kapattı ve Yurtseverlik Yasası’na dayanarak yurttaşları izleme konusunda yeni yetkilerle donandı.
Bush yönetimi Amerika’nın güvenliği açısından bu unsurların büyük bir önem taşıdığını savunurken, Amerikalı Müslümanlar, başkalarının yaptıkları işlerin faturasının kendilerine çıkarıldığını söylüyor.
Müslümanlar’ın 2004 seçiminde nasıl bir etkisi olacağı şimdilik bilinmiyor.
ABD'deki Müslümanlar’ın sayısıyla ilgili tahminler iki milyondan altı milyona kadar değişiyor. Fakat göçmen Müslümanlar genellikle iyi eğitimli profesyoneller olduğu için, kampanyalara önemli bağışlarda bulunmaları mümkün.
Müslüman liderler, 2004’te sivil haklara odaklanacaklarını dış politikada kendileriyle aynı görüşte olmayan adayları destekleyebileceklerini de söylüyor.
Şimdiye kadar Filistinlilerin yaşadıkları zorluklar Amerikalı Müslümanların siyasi tartışmalarında hep ön plandaydı. Fakat Müslüman liderler şimdi, hükümette daha etkili olmak için pragmatik davranmaları gerektiğini söylüyorlar.
Eğitimde iyileştirme sağlamak, suça karşı mücadele etmek ve çevreyi korumak için müttefiklerini çoğaltmaları gerektiğini belirtiyorlar.
Müslüman topluluğu son dört yıl içinde önemli ölçüde gelişti. Washington ve New York’taki intihar saldırılarından sonra İslam’a yönelik saldırılar, ülke çapındaki Müslümanları kendi inançlarını savunmaya zorladı.
Nihad Awad’ınki de dahil olmak üzere ulusal düzeydeki Müslüman örgütler üyelik ve bağışlarda ciddi bir atış olduğunu bildiriyor.
Amerikan hükümeti tarafından fazla ilgi gösterilmeyen göçmen Müslümanlar, bölgelerindeki belediye başkanlarını, valileri hatta FBI ajanlarını kendi cemaatleri hakkında bilgi sahibi olmaları için davet etmeye başladılar.
Müslümanlar Ortadoğu uzmanı Daniel Pipes’la ilgili mücadeleyi de kendi siyasi gelişimleri açısından bir başka işaret olarak görüyor.
Başkan Bush, militan İslam’ın önde gelen eleştirmenlerinden Pipes’ı Amerika Barış Enstitüsü adlı federal bütçeden desteklenen bir düşünce kuruluşunun başına atamaya karar verdi.
Pipes’ı sabit fikirlilikle suçlayan Müslümanlar buna sert tepki gösterdi ve atamayı önlemeye dönük yoğun bir kampanya başlattı. Kampanya nedeniyle Senato’dan Pipes için onay alması şüpheli hale gelen Başkan Bush, Senato’yu by-pass ederek tatil sırasında 22 Ağustos’ta Pipes’ı yeni görevine atadı.
Bu arada Pazar günü siyah Müslüman lider İmam Deen Muhammed, Kuzey Amerika İslam Toplumu bünyesinden ayrıldığını açıkladı; ancak Müslümanları ilgilendiren konulardaki çalışmalarına devam edeceğini duyurdu.
Muhammed’in örgütü Amerikalı siyah Müslümanları temsil ederken, İslam Toplumu, göçmen Müslümanlar tarafından kurulan bir örgüt ve çalışmalarını bu kesimi ilgilendiren konularda yoğunlaştırıyor.