Erişilebilirlik

Bugünkü ABD Basınından Derleme - 2003-07-29


ABD halkı gibi, basını da 100 yaşında hayata veda eden hazır-cevap komedi ustası Bob Hope için yas tutuyor. 60 yıllık sanat yaşamını, Broadway’i de kapsayan sahne şovları, sinema filmleri, radyo ve televizyon programları ve kitaplarıyla zenginleştiren bu komedi dahisi, hayatı boyunca ödüle boğulmasına rağmen, Oscar ödülüyle hiçbir zaman doğrudan tanışamadı.

Amerikan gazeteleri de bugünkü yazılarında, İngiliz asıllı bu sanatçıyı, yıllarca denizaşırı görev yapan Amerikan birliklerine moral vermek üzere düzenlediği sahne şovlarıyla vurgulamayı tercih ediyor.

Amerikan basınındaki diğer güncel konulara dönüyoruz. Irak’taki Amerikan birlikleri son günlerde başkent Bağdat çevresindeki operasyonlarını yoğunlaştırmalarına rağmen, kendileri için çok daha tehlikeli sayılabilecek Felluce kentinde farklı bir uygulamaya girişti.

Washington Post gazetesi, 28 Nisan günü Felluce’de sivil göstericilerin üzerine ateş açarak 15 kişinin ölümüne yol açan Amerikan birliklerinin, kendilerini kent halkına bağışlatmaya çalıştığını yazıyor:

"Felluce’de 28 Nisan’da yaşanan olayların ardından intikam saldırılarından çekinen Amerikalı komutanlar, kendileri alışık olmasa da yerel geleneklere uygun bir yöntem uygulamaya başladı: Iraklı aşiret liderlerini ziyaret edip, Amerikan birlikleri tarafından öldürülen siviller için özür dilediler. Öldürülen her sivil için bin 500 dolar tazminat ödenirken, yaralananlara da 500 dolar verildi. Bütün bunlar, Amerikan güçlerine yönelik nefretle kaynayan kenti biraz olsun yumuşatmaya yönelik. Komutanlar askerlerine ev araması yaptıklarında kapı zilini çalmalarını sürekli tembih ediyor. Aynı zamanda kentin Amerikalılar tarafından atanan belediye başkanına, kendi milis güçlerini tutmasına izin verildi ve kentin yeniden yapılandırılması için 2 milyon dolar fon ayrıldı. Artık Felluce’de sokaklar Amerikan askeri kaynamıyor. Kilit noktalarda Iraklı güvenlik güçleri tutuluyor ve aramaları onlar yapıyor."

Irak’ta bu gelişmeler yaşanırken, başkent Washington yoğun diplomasi gündeminin arasında kaldı. Başkan George W. Bush, İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un hemen ardından Washington’a gelen Suudi Dışişleri Bakanı Suud Faysal ile görüşecek.

Bu konuda Washington Post gazetesinin haberi şöyle:

"Alelacele planlanan bu randevu, bir anlamda Suudi Arabistan’ın 11 Eylül eylemcileriyle olası bağlantısını irdeleyen Kongre raporuna karşı öfkesini gösteriyor. Aynı zamanda bu devletin Bush Yönetimi üzerindeki nüfuzunu da ortaya koyuyor. Suudi yetkililerin, raporun kendileriyle ilgili ve henüz açıklanmamış 28 sayfasının kamuoyuna açıklanması yönünde Washington’a baskı yapacağı öğrenildi. Bir Suudi yetkili, dışişleri bakanının Başkan Bush’la “iki ülke arasında ortak çıkarları ilgilendiren konular” üzerinde görüşeceğini belirtiyor."

Suudi tarafı, Kongre raporunun kendileriyle ilgili bölümünün gizli tutulmasının nedenini, içindeki iddiaların “kanıtlanamamış” olmasına bağlıyor.

New York Times gazetesinin yorumunda da bu iddiaların kamuoyuna açıklanması isteniyor. Ancak gazete, bu ülkenin 11 Eylül olaylarındaki bağlantısını ortaya koyan iddiaların Suudi yetkililerce açıklanması gerektiğini belirtiyor:

"İki yıl önce kaçırılan uçaklardaki hava korsanlarının çoğunun Suudi asıllı olmasının kötü bir tesadüften mi ibaret olduğu, ya da bu ülkeden kaynaklanan kasıtlı bir eylem mi olduğu açıklık kazanmadı. Herşeyden önce Pentagon’a düşen yolcu uçağını kaçıran iki eylemciye para verdiği iddia edilen Ömer El Bayumi adlı Suudi vatandaşının sorgulanması gerekiyor. Eğer Suudi devleti Amerika’yla işbirliğinde kararlıysa, Bayumi’yi derhal iade etmeli. Öte yandan Kongre raporunun gizli tutulan bölümlerinin açıklanması gerekiyor, çünkü o bölümlerde Suudi yetkililerin terör örgütlerini finanse eden yardım kuruluşlarına para aktardıklarını gösteren ayrıntılar bulunduğu sanılıyor."

Christian Science Monitor gazetesi ise bir yorumunu, İsrail Başbakanı Şaron’un bugün Başkan Bush’la yapacağı görüşmeye ayırmış:

"İsrail’in, Yahudilerin yaşadığı bölgeleri Filistinlilerden ayırmak için yaptığı yüksek duvarlar ve dikenli tellerden oluşan bariyerler, elbette intihar bombacılarını durduruyor olabilir. Ancak Başkan Bush’un da belirttiği gibi, bu duvar Ortadoğu’da barışı sağlayacak yol haritasının önünde bir engel olarak duruyor. Çünkü İsrail’in inşasını sürdürdüğü bu duvar, gelecekteki Filistin Devleti’nde kalması öngörülen bazı toprakları da bölüyor. Bugün Şaron’la biraraya gelecek Başkan Bush en azından, bu duvarı gelecekteki görüşmelerin önüne siyasi bir engel olarak dayatmayacağı yönünde İsrail’den sağlam bir güvence almalı. Aynı zamanda Bush’un, bu duvarın Batı Şeria topraklarında bir yılan gibi uzayarak Filistin topraklarının oldu-bitti şeklinde işgal edilmesine göz yummaması gerekiyor."

XS
SM
MD
LG