Erişilebilirlik

Gül'den Washington Ziyareti Yorumu: 'Kritikti' - 2003-07-25


Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1 Mart’ta asker tezkeresini reddinden sonra başlayan ve Süleymaniye’de Türk askerlerinin ABD birliklerince gözaltına alınmasıyla yaşanan Türk-Amerikan ilişkilerindeki krizi aşma yönünde adımlar atılıyor.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bu çerçevede Washington’da bulunuyor. Hafta başıhda gelen Gül, 5 gün süreli ziyaretinin merakla beklenen görüşmelerini dün gerçekleştirdi.

Gül’ün, Beyaz Saray-Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon üçgenindeki görüşmelerinde öne çıkan konu, Türkiye’nin Irak’ın geleceğinde oynayabileceği rol, oldu. Bir diğer ifadeyle Irak, temasların ağırlıklı konusuydu.

Ayrıca PKK/KADEK örgütüne yönelik planlar ele alındı. Bir de Türkiye-Amerika ilişkilerinde yaşanan krizi aşma ve Süleymaniye’de Türk askerlerinin Amerikan birliklerince alı konmasına benzer bir olayın tekrarlanmaması için ne tür bir mekanizmanın oluşturulabileceği konuşuldu.

Türk Dışişleri Bakanı dün, Başkan Yardımcısı Dick Cheney, muadili Colin Powell, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Savunma Bakanı’nın Yardımcısı Paul Wolfowitz, Amerikan Genelkurmay Başkanı Richard Myers ve Irak’ın Amerikalı sivil yöneticisi Paul Bremer’le görüştü.

Gül, görüşmelerinde Türkiye’nin Irak politikalarının yalnızca Irak’ın Kuzeyi’ne endeksli olmadığını, bundan böyle yeni gerçekler çerçevesinde yaklaşım sergileneceğini dile getirdi.

Bu önemli bir politika değişikliği. Çünkü bugüne kadar Türkiye’nin Irak politikası denilince yalnızca Irak’ın Kuzeyinde bir Kürt devleti kurulabileceği kaygısı vardı ve de terör örgütü PKK/KADEK militanlarının kampları önemliydi. Ankara’nın Irak politikası bu iki konuyla çerçevelenmişti. Bir de Türkmen azınlığın hakları tabi ki. Şimdi ise yeniden şekillenen Irak dengeleri eksenli politikalar gözden geçiriliyor.

Türk Dışişleri Bakanı, Washington yönetimine, Ankara’nın Irak’ta üslenen terör örgütü PKK/KADEK konusundaki hassasiyetinin asla göz ardı edilmemesini vurguladı.

Bakan Gül, gazetecilere yaptığı açıklamada, Amerikan yönetimin önde gelen isimlerinin kendisini dinlediğini, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki ayrılıkçı Kürt gruplarına ilişkin kaygılarını anlaşılır bulduklarını belirttiklerini söyledi.

Bakan’ın verdiği bilgiye göre, Washington yönetimi, Irak topraklarında aralarında PKK/KADEK’in de yeraldığı hiçbir tehdiş hareketinin barındırılmayacağı yönünde Ankara’ya güvence verdi.

Türkiye, Irak'ta Geçici Yönetim Konsey üyeliğine getirilen Mahmut Osman’ın PKK/KADEK bağlantısından duyduğu rahatsızlığı Pentagon'daki görüşmelerde dile getirdi. Amerikan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Irak'ta ve ülkenin kuzeyinde teröre fırsat verilmeyeceğini vurgulayarak, PKK terörüne karşı güvence verdi.

Rumsfeld ve Pentagon kurmay ekibi, Irak’ta şu an oluşturulan yönetim konseyinin geçici olduğuna vurgu yaparak ilerisi için Türkiye’nin kaygılarının not edildiğini belirttiler.

Türk Dışişleri kaynakları, ABD'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’ndan önceki gün dönen Topluma Kazandırma Yasası’yla yakından ilgilendiklerini söyledi.

Yetkililer, bu konunun görüşmelerde gündeme geldiğini, Dışişleri Bakanı Gül’ün de, yasanın kabul edilerek yürürlüğe gireceğine inandığını söylediğini belirttiler.

Abdullah Gül’ün görüşmelerinde ağırlıklı olarak Irak İstikrar Gücü’nde Türk askerinin görev alması konusu ele alınırken, Ankara’nın yanıtının acilen beklendiğine dikkat çekildi. Bu noktanın altı hem Amerikan Dışişleri Bakanı Powell, hem Savunma Bakanı Rumsfeld, hem de Başkan Yardımcısı Cheney tarafından kararlılık içeren ifadelerle çizildi.

Burada şu noktaya da dikkat çekmek gerekiyor sanırım; AKP Hükümeti, Türkiye’den asker talebini resmen ilan eden Bush yönetimine, geçen Haziran ayında “Türkiye’nin Irak’ta neler yapabilecekleri”ne ilişkin bir liste sunmuştu.

ABD yönetimi, dünkü görüşmeler sırasında kendisine sunulan bu önerilerin incelendiğini belirterek, Irak’ın geleceğine ilişkin süreçte Türkiye’den beklentilerinin neler olduğunu içeren 4 sayfa uzunluğunda bir belge sundu. Bu belge şimdi Bakan Gül’de.

ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Richard Myers, Irak’ta diğer ülkelerden 30 binden fazla askerin katkısına gereksinim duyduklarını Kongre’de anlattı.

General Myers’ın verdiği bilgiye göre, asker istenen ülkeler nezdinde baskılar yoğunlaşmış durumda. Washington’un Irak’a asker talep ettiği başlıca ülkelerin Türkiye, Hindistan ve Pakistan olduğu da resmen açıklandı.

Türk diplomatik kaynakları, asker gönderme konusunun, Gül'ün Türkiye'ye dönerek hükümete bilgi vermesinin ardından ele alınacağını söylediler. Bu yönde bir karar çıkması halinde de, Türk askerinin, Bağdat'ın kuzey ve batısında görev yapabileceğini vurguluyorlar.

Buradan şu anlam çıkartılabilir; Türkiye asker gönderme konusunda soğukkanlı olmak ve iyi hesap yapmak gerektiğini dile getiriyor. Kamuoyu da çok hassas.

Irak’a gidecek Türk askerinin karşı karşıya kalacağı durum, bir diğer ifadeyle riskler, Ankara’da Genelkurmay Başkanlığı tarafından inceleniyor, değerlendirmeler yapılıyor.

Türk diplomatik kaynakları, asker masraflarının kim tarafından karşılanacağının konuşulmadığını söylerken, "Zaten bunlar ekonomik değil, politik değeri olan şeyler" yorumunu yaptılar.

Türk diplomatları, Amerikan Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin Bakan Gül ile randevusunda, Beyaz Saray’ın Irak'ta istikrarın sağlanmasını ve uluslararası bir konum kazanmasını istediğini hatırlatarak, “bu çerçevede Türkiye'nin katılımından Amerika’nın memnun olacağını” ifade ettiğini de aktardılar.

Dışişleri Bakanı Gül, Başkan yardımcısı Dick Cheney’e Türkiye’nin Irak’ın geleceği konusunda Amerika ile yakın işbirliği içinde olmak istediğini vurguladığını, rolünün somut ve etkili bir çerçeveye oturtulmasının arzulandığını anlattığını söyledi.

Amerikan kaynaklarının bu konuda vurguladığı bir nokta da var; Bush yönetimi, Irak’a asker gönderilmesi konusunda Türkiye’nin mümkün olan en kısa sürede karar vermesini istiyor ve son tezkere sürecine benzer yeni bir pazarlığa girilmeyeceğini vurguluyor.

Bu Dışişleri Bakanı Gül’e her fırsatta aktarıldı, ayrıntılı biçimde anlatıldı. Zaten şu anda Türkiye’ye uluslar arası istikrar gücünde yer alması yönünde teklif yapılmış durumda ve Irak savaşında olduğu gibi bir baskı söz konusu değil. Buna Amerikalı yetkililer dikkat çekiyorlar ve “karar Türkiye’ye ait” diyorlar.

Abdullah Gül’e göre, 1 Mart’ta Meclis’in asker tezkeresini reddetmesinden sonra iki müttefikin ilişkileri güç bir süreçteydi ve Süleymaniye olayıyla kriz derinleşti. Bakan Gül, Washington ziyaretinin böylesi bir süreçte çok büyük önem taşıdığını kaydetti ve bir cümlede ziyaretini, “Bu kritik bir seyahatti” diye tanımladı.

Türk Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Washington’da “Dışişleri, Beyaz Saray ve Pentagon” üçgenindeki görüşmelerinde “AKP hükümetinin Türk-Amerikan dostluğuna ve ABD'nin dünyaya sunduğu demokratikleşme, serbest Pazar ekonomisi gibi değerlere inandığını” söylediğini de bizzat dile getirdi.

XS
SM
MD
LG