Erişilebilirlik

'Gül En Doğru Zamanda Washington'da' - 2003-07-23


Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Washington’da Amerikan yönetim yetkilileri ve Kongre üyeleriyle görüşmeler yapıyor. Abdullah Gül’ün bu temasları Türk-Amerikan ilişkilerine nasıl bir yön verecek, Washington’un bu ziyaretten beklentileri neler, gündemde neler var. Bu soruları merkezi Washington’da bulunan Heritage Vakfı uzmanlarından John Hulsman’a yönelttik. Hulsman’la Melek Çağlar konuştu.

Uluslararası Politika uzmanı John Hulsman’a göre Abdullah Gül’ün ziyareti herşeyden önce Irak savaşı öncesi ve sonrasında ikili ilişkilerde oluşan kötü havanın dağıtılmasına yarayacak.

Heritage Vakfı uzmanına göre artık tarafların birbirlerini karşılıklı olarak suçlamaktan vazgeçip, derin bir nefes alması ve geleceğe bakması gerekiyor: “Türkiye, bölgedeki tek müttefik olma özelliğini koruyor, ancak ABD’nin tek kaygısının Türkiye olması gerektiğini düşünmek dar görüşlü bir yaklaşım. Herkesin derin bir nefes alıp, Irak’ın istikrara kavuşturulması, Kıbrıs sorununun çözülmesi gibi ortak hedefler üzerinde çalışması gerekiyor.”

Süleymaniye’de Türk askerlerinin gözaltına alınmasında Ankara’nın hatalı olduğunu söyleyen Heritage Vakfı uzmanı Hulsman, Irak’a barışgücü askeri gönderilmesi fikrini ise ileriye dönük olumlu bir jest diye niteliyor. Hulsman, Gül’ün Washington temaslarında Türkiye’den gönderilmesi düşünülen askerlerin nerede konuşlandırılacağı, kaç kişilik birlik gönderileceği gibi konuların ele alınacağını söylüyor. Uzmana göre Amerikalı yetkililer görüşmelerde Gül’e Washington’un Irak’taki orta vadeli hedeflerini daha ayrıntılı biçimde anlatacak, ABD’nin Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti istemediğinin altını çizecek.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson’a dayandırılan bazı haberlerde, Washington’un Türkiye’den gönderilecek barış gücü askerlerinin Kuzey Irak’a konuşlandırılmasına sıcak bakmayacağı belirtiliyordu.

Heritage Vakfı uzmanı bu konuda ne düşünüyor: “Askerlerin kuzeye gönderilmesi doğru olmaz, hatta bana kalırsa bu, felakete davet olur. Türk askerlerinin Sünni ve Şii’lerin olduğu yerlere gönderilmesi daha doğru olacaktır."

Hulsman’a göre, askerlerin, Irak’a gönderilmeleri durumunda, nerede konuşlandırılacağı konusu ilişkilerdeki sıkıntıyı yeniden tırmandıracak bir unsur değil.

Ziyaretin zamanı bundan iyi olamazdı

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Ankara’da ziyaretiyle ilgili olarak gazetecilere açıklamalar yaparken Amerika’yla yakınlaşmasının Türkiye’ye daha fazla zarar getirip-getirmeyeceği ve ziyaret tarihinin doğru seçilip-seçilmediği sorulan sorular arasındaydı. Aynı soruları Amerikalı uluslararası ilişkiler uzmanı John Hulsman’a yönelttik. Hulsman,“ABD yerine kiminle yakınlaşma tercih edilecek. ABD bugün tek süper güç durumda. Bu açıdan ilişkilerin güçlendirilmesi diplomatik açıdan en doğru yol. Blair örneğine bakın, her ne kadar şimdilerde sıkıntılı günler yaşıyor olsa da Washington’da kimin nüfuzu daha fazla Blair’in mi, Jacques Chirac’ın mı? Benim stajyerim bile Washington’da Chirac’dan daha fazla söz sahibi Türkiye’nin ABD’yle uzun yıllara dayanan güçlü bir müttefik ilişkisi var, bunu mevcut anlaşmızlıklar yüzünden bir kenara fırlatıp atmak diplomatik açıdan sağduyulu olmaz. Bence Abdullah Gül çok doğru bir zamanda Washington’a geliyor, açıkcası bundan daha iyi bir zamanlama olamazdı” diyor.

Hulsman’a göre Türkiye ve ABD’nin üzerinde anlaştığı ortak hedefler ilişkilerin üzerinde oluşan kara bulutu dağıtacak güçte.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Washington temaslarında yalnızca Bush yönetimiyle değil, Kongre üyeleriyle de biraraya gelecek. Bu temaslarda, Türkiye’yi Irak savaşındaki tutumu nedeniyle eleştiren Kongre üyelerinin olumsuz tavrını değiştirmek mümkün olabilecek mi?

Heritage Vakfı uzmanı yanıtlıyor: “Kongre Türk-Amerikan ilişkilerine geniş bir açıdan bakıyor, tezkerenin reddinden sonra 1 milyar Dolar’lık hibenin ayrılması da bunu gösteriyor. Kongre, istikrarlı ve müreffeh bir Türkiye’nin hem Ankara hem de Washington’un ortak hedefi olduğunun farkında. Elbette son dönemde ilişkiler çok yara aldı. Ama bunu giderecek sihirli bir formül yok, tek çözüm ortak hedefler doğrultusunda hareket etmeyi sürdürmektir.”

John Hulsman, Türk-Amerikan ilişkilerinin son dönemdeki seyrinde AKP hükümetinin rolü ve partinin İslami kökeninin etkili olup-olmadığı yolundaki soruyu şöyle yanıtlıyor: "Sorun AKP hükümetinin deneyimsiz olmasından kaynaklandı. Parti lideri Erdoğan’ın meclise girmesi gecikmeli oldu, o karışıklıkta tezkere için parti kararı alınmaması bence AKP hükümetinin yanlışı oldu. Bu da az önce belirttiğim gibi AKP’nin Amerikan aleyhtarı tavrından değil, deneyimsizliğinden kaynaklandı dolayısıyla bu ideolojik bir tavırdan çok tecrübe eksikliğiydi."

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Başbakan olmadan önce Washington’a yaptığı ziyaret sırasında, tanıma imkanı bulduğunu söyleyen Hulsman, “Erdoğan güçlü sezgileri olan bir lider, örneğin Kıbrıs konusunda hükümetin yaklaşımı son derece açık ve ileriye dönük oldu” diyor.

Hulsman, ABD’de birçok kesimin, mecliste çoğunluğa sahip olan ve ülkenin ekonomik sorunlarıyla mücadele etmek isteyen bir hükümetin işbaşında olmasından memnun olduğunu söylüyor.

Hulsman, ortak çıkarların eninde sonunda, ikili ilişkileri gölgeleyen bulutları dağıtacağını da sözlerine ekliyor.

XS
SM
MD
LG