Erişilebilirlik

Eski İstihbaratçılar Eleştiriyor - 2003-06-07


Irak’ta kitle imha silahları olduğu yolundaki iddiaların hala kanıtlanamamış olması, Amerikan ve İngiliz istihbarat kuruluşlarının ne derece doğru bilgiler elde ettiği konusunda tartışmalara yol açtı. Amerikalı yetkililer ve batılı müttefik ülkelerin istihbarat sorumluları, Irak’la ilgili bilgilerinin sağlam olduğu konusunda ısrar ediyor ve savaşın haklılığını ispatlayacak bu silahların eninde sonunda bulunacağını ileri sürüyorlar.

Amerika’nın Sesi Muhabiri Gary Thomas'ın haberi

İstihbarat çalışmalarında, önce, gerek gizli kaynaklar yoluyla gerekse açıkça elde edilen bilgiler bir yerde toplanıyor. Bunlar, uydulardan çekilmiş fotoğraflar, elektronik haberleşme kayıtları ya da bireylerden alınmış bilgiler olabiliyor. Daha sonra bu bilgiler, gerçekliği araştırılarak bir elemeden geçiriliyor. Sonuçta ortaya çıkan ve istihbarat diye adlandırılan çalışma, izlenecek politikaların belirlenmesinde kullanılmak üzere Başkan ve yardımcılarına gönderiliyor. Bilgi toplama ve değerlendirme çalışmaları teorik olarak bu şekilde yürütülüyor. Ancak, gerçek hayatta, istihbarat toplama işini, tüm bürokrasilerde olduğu gibi, para ve güç için birbirleriyle yarışan ve emrinde çalıştığı siyasetçinin çıkarını düşünen devlet memurları yapıyor.

Politika, istihbarat bilgileri baz alınarak yönlendirilir. Ancak eski CIA uzmanı David MacMichael, genelde bunun tam tersinin yapıldığını ve istihbaratın zaten belirlenmiş politikaları haklı çıkarmak için kullanıldığını söylüyor. Uzman şöyle diyor:

"Tecrübelerime dayanarak, dürüstçe söylemem gerekirse, istihbarat işi politikaları belirleyenlerin beklentileri doğrultusunda yapılıyor. Yani, siyasetçiler harekete geçebilecekleri bilgileri almak istiyorlar. Bence, ki bunu söylemekle toplumsal gerçeklerin dışına çıktığımı sanmıyorum, siyasetçilerin zaten kafalarında karar verdikleri bir politika var. Almayı istedikleri istihbarat ve bilgiler de bunu doğrulayıcı, haklı çıkarıcı bilgiler oluyor."

MacMichael, belirlenmiş politikalar doğrultusunda bilgi sağlamayan istihbaratçıların zaman zaman açığa alındığını belirtiyor. Uzman siyasetçilerin beklediği istihbaratı sağlamayan kurumların da gözden düşebildiğini ve bunun sonucu olarak mali kaynak kaybına uğrayabildiğini anlatıyor:

"Bugünlerde böyle bir durumu yaşıyoruz. Son yıllarda devletin bütün istihbarat faaliyetini Savunma Bakanlığı bünyesinde toplama eğilimi doğdu. Dolayısıyla istihbarat görevi yürüten CIA ve FBI gibi mevcut diğer kurumlar, kaynak kaybına uğrayabilir. Bunda bir tür kurumsal çekişmenin sözkonusu olduğu da açıkça ortada."

Aralarında David MacMichael’ın da bulunduğu 25 Amerikalı eski istihbarat görevlisi, İstihbaratta Sağduyu Grubu adlı bir örgütlenmeye gitmişler ve Amerikan devletinin istihbarat çalışmaları hakkında incelemeler yapıyorlar. Bu grup, Irak’ta savaşı haklı göstermek için, istihbarata belirli bir yön verildiğini öne sürüyor.

Bir başka eski istihbaratçı, Ray McGovern, yönetimin, Merkezi İstihbarat Teşkilatı-CIA’den aldığı cevabı beğenmediği takdirde, istediği cevabı alacağı başka yerlere başvurduğunu söylüyor. MvGovern şöyle diyor:

"Başkana, Irak’a karşı savaşa açabilmesi ve Kongre’den gerekli desteği alabilmesi için ihtiyaç duyduğu bilgiyi sağlamak gerekiyordu. İstedikleri bilgiyi CIA’den ve hatta daha da güvendikleri Savunma Bakanlığı’nın istihbarat teşkilatından alamayınca, gidip Pentagon’da (Savunma Bakanlığı) kendi CIA’lerini kurdular. Ve Başkan’a yeterli ve iyi görünebilecek kanıtlar üretmeye başladılar. Hani nerede kitle imha silahları?"

Bush yönetimi bu iddiaları sert bir şekilde red ediyor. Adının verilmesini istemeyen ve halen görevde olan bir istihbarat uzmanı, Irak’la ilgili istihbaratı sağlayan bütün kuruluşların, verdikleri bilgilerin arkasında olduğunu söylüyor; İstihbarat dünyasından uzun süredir uzak olan McGovern ve diğer eski uzmanların, artık içinde olmadıkları bir süreç hakkında fikir yürütmelerinin yanlış olduğunu savunuyor. Ancak McGovern, emekli uzmanlarla kurdukları grubun ve halen teşkilatın içinde bulunan eski çalışma arkadaşlarının kendisini bilgilendirdiğini ve olaylardan uzak kalmamasını sağladığını söylüyor.

Bütün bunlara rağmen, Saddam Hüseyin’in iddia edilen kitle imha silahı deposunun halen ortaya çıkarılamamış olması, Irak’la ilgili bilgilerin kalitesi konusunda istihbarat dünyasının içinde de eleştiri ve bir tür iç-denetime yol açtı. Yetkililer, bunu ucu açık bir süreç olarak niteliyor ve ne zaman sona ereceği konusunda bilgi vermiyorlar.

XS
SM
MD
LG