Erişilebilirlik

AB'den İnsan Hakları Raporu - 2003-05-05


G-8’ler olarak adlandırılan, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Japonya ve Kanada’nın Adalet ve İçişleri bakanları Paris’te terör konusunu görüştükleri bir sırada, Avrupa Birliği de karşı mücadelede temel hak ve özgürlükler alanında ihlâllerin tespit edildiğini vurgulayan bir rapor yayımladı.

G-8’lere göre uluslar arası tedhiş sona ermiş değil, tehdit oluşturmaya devam ediyor ve uzun bir süre de gündemde kalacağa benziyor.

G-8’ler bu yönde kamu oylarını uyarıp, özellikle istihbarat servisleri arasında işbirliği ile bilgi değişiminin zarureti üzerinde dururlarken, Avrupa Birliği ülkelerinde kurunun yanında yaş da yanıyor.

Almanya’nın bazı eyaletlerinde, oturma izni almak veya iznini uzatmak için Yabancılar Dairesi’ne giden Türkler ve diğer yabancılardan hiçbir aşırı örgüte mensup olmadıklarına, sempati duymadıklarına dair imzalı belgeler alınıyor ve bir tür fişleme yoluna gidiliyor.

Milliyetçi Hareket Partisi, Saadet Partisi gibi Türkiye’de yasal olan siyasi oluşumların üye ve dış temsilcilikleri kara listeye alınıyor.

Belçika’da Türkler dahil Müslüman ülkelerden gelenlerin tabiyete geçiş işlemleri yavaşlatılıyor.

Milli Görüş Teşkilâtı Belçika temsilciliği baskı altında kalmamak için isim değiştirip, Belçika İslâm Federasyonu adını alıyor. Neredeyse Türkler ve diğer Müslüman yabancıların ekseriyeti potansiyel birer terörist olarak görülüyor.

Kredi çekmek veya toplu para havalesi yapmak isteyenlere neredeyse ahiret sorusu soruluyor. Elbette dışa yansımayan ama her Türk’ün veya yabancının günlük yaşamında karşılaştığı an, hissettiği bu psikolojik baskı ve yıldırma huzursuzluk yaratıyor.

Avrupa Birliği Komisyonu’nun tarafsız uzmanlara hazırlattığı bir rapor da bu uygulamaların insan hakları ihlâli sayılacağı uyarısında bulunarak, bireyleri sosyal yaşamdan dışlayan tedbirlerde dikkatli davranılmasını istiyor.

Avrupa Komisyonu 11 eylül saldırılarından sonra geçtiğimiz yıl birlik üyesi ülkelerde terörle mücadele alanında alınan tedbir ve uygulamalar üzerine yıllık raporlar hazırlamak üzere, bir bağımsız komite kurulmasını kararlaştırmıştı.

Komisyona göre bir taraftan bireyleri korumak için tedbirlere işlerlik kazandırılırken, öte yandan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5.maddesi uyarınca teminat altına alınan, kişilerin özgürlüklerini ve güvenliklerini kısıtlama yoluna gitmek, temel hak ihlâli sayılıyor.

Başta Türkiye olmak üzere bir çok ülkedeki tutukluluk ve gözaltı şartlarını eleştirmekten kaçınmayan Avrupa Birliği’nin kendisi bu kez raporda, bir tür suçlu sandalyesine oturtuluyor.

Son olarak Brüksel’in Forest Hapishanesi’nde gardiyanları bile çileden çıkartarak, greve gitmelerine yol açan kötü tutukluluk şartları da raporda şikâyet konusu yapılıyor.

Uzmanlara göre, Avrupa Birliği’ne sığınma talebinde bulunan yabancıların kapatıldıkları kamplardaki durum da çoğu üye ülke de hiç de memnuniyet verici değil. Fakat asıl vahim olan, günümüzün çağdaş Dünya’sında bir tür köleliğin giderek yayılması.

Uzak doğu ülkelerinden, Filipinlerden getirtilen genç kız ve erkekler elçilikler dahil bir çok resmi ve özel kuruluşta veya evlerde köle gibi çalıştırılıyorlar.

Ellerinden pasaportları alınan ve neredeyse karın tokluğuna çalıştırılan bu insanlara başlangıçta oturma ve çalışma izni vaad ediliyor. Avrupa Birliği’nde hudutların kaldırılmasından sonra fuhuş sektöründe özellikle Balkan ülkelerinden getirilen genç kız ve kadınlar da köle gibi çalıştırılıyorlar.

Bir başka önemli sorun da çigan veya roman diye adlandırılan çingene toplulukların durumu. Avrupa Birliği’nin genişlemesinden sonra bu toplulukların yaşam şartlarının daha da vehamet kazanacağı, hazırlanan raporda özellikle belirtiliyor.

Zira bu topluluklara ne sürekli oturma izni ne de pasaport veriliyor. Geldikleri ülkelerde belirli bir süreyi geçmeyecek şekilde kalmalarına izin veriliyor. Elbette bu durum da özellikle çocukların eğitimi açısından büyük sorun yaratıyor.

Avrupa Komisyonu’nun hazırlattığı rapor sadece insan hakları alanındaki ihlâl ve eksiklikleri sıralamakla yetinmiyor. Üye ülkelerin mevzuat, içtihat ve uygulamaları ile uluslar arası sözleşmeler arasında kıyaslamalar da yapıyor.

XS
SM
MD
LG