Erişilebilirlik

AB-Türkiye Ortaklık Konseyi - 2003-04-15


Lüksemburg’da toplanan AB-Türkiye Ortaklık Konseyi’nde, Avrupa Birliği Türkiye’deki reform sürecinin bu yıl sonuna kadar tamamlanmasını, Kıbrıs’ta çözüm için daha fazla çaba göstermesini isterken; Türkiye, üyelik sürecinden geri adım atılmayacağı ve Kopenhag Kriterleri uyarınca tüm yükümlülüklerin yerine getirileceği güvencesi verdi.

Toplantıya başkanlık eden Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Washington’u, Suriye hakkındaki iddialarını kanıtlayıcı delil göstermeye çağırırken, diğer bölge ülkelerinin de barış ve istikrar için gerekli adımları atmalarının zorunlu olduğuna dikkat çekti.

Ankara’nın Brüksel ile ilişkileri önümüzdeki 12 Eylül'de 40 yaşına basacak. İşte bu ilişkilerin en üst düzey siyasi karar organlarından biri olan Ortaklık Konseyi 42.toplantısını Lüksemburg’da yaptı. Görüşmelere Kıbrıs’ın üyeliği, Irak’ta savaş sonrası durum ve Suriye’ye yönelik suçlamaların gölgesi hakim oldu demek abartı olmaz. Avrupa Birliği tarafı memnun; Türk hükümetinin Irak politikasından memnun, reform sürecinde kararlılık sergilemesinden memnun, Kıbrıs’ta çözüm için çaba göstermesinden memnun. Yeterli mi? Hayır ! Avrupa Birliği heyetine başkanlık eden Yunanistan’ın Avrupa işlerinden sorumlu devlet bakanı Tassos Giannitsis, Türkiye'nin daha fazla çaba göstermesi gerektiğini söyledi.

Avrupa Komisyonu’nun genişleme dairesi yetkilisi Gunther Verheugen’e göre de her alanda ilerleme sağlanabilmesi için siyasi ortam müsait. Reform süreci hızlandırılmalı. Sadece hızlandırılmakla kalınmamalı yeni bir boyut ve dinamizm kazandırılarak ilerlenmeli.

Verheugen’e göre Türk hükümetinin önünde bu yılın kasım ayına kadar ulaşması gereken iki hedef var: Kopenhag kriterlerinin siyasi nitelikli olanlarını yerine getirmek. Özellikle insan hakları alanında yapılan mevzuat değişikliklerinin halkın yaşamında hissedilebilecek şekilde uygulamasına geçmek. Niçin bu sene sonuna kadar. Zira Verheugen’e göre önümüzdeki yılın sonunda yapılacak liderler zirvesinden müzakereleri başlatma kararı çıkması kasım ayında yayımlayacakları Türkiye raporunda olumlu görüş bildirmeleri gerekiyor. Gelecek yıl Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacağından ve bugünkü Komisyon görev teslim edeceğinden dolayı sonbaharda bir geçiş dönemi yaşanacak ve işte bu dönemde Türkiye gümbürtüye gitmemeli...

Kıbrıs’a gelince; yarın Atina’da Kıbrıs Cumhuriyeti adına üyelik antlaşmasının imzalanması Avrupa tarafına göre, yolun sonu değil. Tam tersine bir avantaj. Yunan Bakan Giannitsis, ortak basın toplantısında sorular üzerine, "Kıbrıs Rumlarının Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri engellemeye kalkışmalarının, sorun çıkartmalarının ne kendileri ne de başkaları açısından yararı olmaz" uyarısında bulundu.

Verheugen de çözüm arama sürecinin devam ettiğini, Annan plânının masa üzerinde durduğunu, Birleşmiş Milletler genel sekreterinin görevini sürdürmesine de destek verdiklerini söyledi. Kıbrıs üye olduktan sonra Türkiye dahil geriye kalan üç aday ülkenin de içeri alınarak genişleme sürecinin tamamlanmasına destek vermek zorunda olduğuna işaret etti ve rum yöneticilerin Türkiye konusunda engel çıkartacaklarını kendisinin de sanmadığını söyledi.

Dışişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ise daha çok Irak savaşı sonrası ve Suriye ile ilgili sorulara muhatap oldu. Gül, Suriye ile ilgili suçlamalar hakkında kendilerinin elinde bir bilgi bulunmadığını, Washington’un elinde varsa görülmesi gerektiğini ima ederek Avrupa Birliği gibi Suriye’ye karşı bir müdahaleye karşı olduklarını gösterdi. Gül buna karşılık bölgenin tüm kitle imha silahlarından arındırılmasının zorunlu olduğuna da dikkat çekmekle de yetinmedi daha da ileri giderek Türkiye’nin komşularını ve diğer bölge ülkelerini akılcı davranmaya, askeri müdahalelere imkân verecek davranışlardan kaçınmaya çağırdı. Bölgenin istikrar, barış ve refaha ihtiyaç duyduğunu, mevcut kaynakların da bölge insanının bu gereksinmelerine yönelik kullanılması gerektiğini tekrarladı.

Evet, Türk hükümeti Avrupa yolundan sapma yapmayacağına dair kararlılık sergiledi Lüksemburg’da... 2004 yılında üyelik müzakerelerini vakit geçirmeden başlatmak için ellerindeki siyasi gücü kullanıp, tüm reformları yapma sözü verdi. Avrupa Birliği ise tüm beklentilerini sıraladığı ortak tutum belgesi ile gerekli adımları atacak tarafın Türkiye olduğunu hatırlattı. Ankara’nın elini çabuk tutmasını istedi. Diğer uluslar arası konulardaysa eskiden olduğu gibi derin görüş ayrılıkları gözlenmedi. Tam tersine Türkiye övgü aldı.

XS
SM
MD
LG