Erişilebilirlik

Avrupa'daki Türklerin Katkısı 70 Milyar Euro - 2002-12-29


Avrupalı Türk nüfus, yaşadığı ülkeler ve Türkiye için ne derece büyük bir güç oluşturduğunun yeni yeni farkına varıyor. Bilinçlenmeye başlama sürecinde iki önemli faktör rol oyunuyor. Avrupa Birliği ülkelerinde yetişen genç Türkler ve Türkiye Araştırmalar Merkezi gibi kuruluşların gözler önüne serdiği bilimsel veriler.

Almanya’da temeli atılan Avrupa Türkleri Platform’u özellikle genç Türklerin öncülüğünde güçlerini yılın son bir iki aylık döneminde, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecine verdikleri destekle kanıtladı. Şimdi bu platform 2003 yılında etkinlik sahasını genişletme ve Türklerin ortak çıkarlarını savunacakları çatı örgüt oluşturma hazırlıklarında.

Merkezi Essen’de bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi de yeni yıla girmeye birkaç gün kala, hazırladığı raporun sonuçlarını açıkladı. Merkeze göre şu an için 1.3 milyon Türk, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin tabiyetine geçmiş bulunuyor.

2003’te bu rakamın daha da artması bekleniyor. Engelleyici bir gelişme olmazsa, önümüzdeki 10 yıl sonunda, Avrupa Birliği’ndeki Türklerin hepsi bulundukları ülkelerin uyruğuna geçmiş olacaklar. Türkler şu anda Avrupa Birliği’ne girecek Malta nüfusunun 8, Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin 5 ve Estonya’nın 2.4 misli daha kalabalıklar.

Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin Genel Direktörü Prof. Faruk Şen bu durumdan çıkartılması gereken mesajlar olduğunu bakın nasıl anlatıyor:

"Baktığımız zaman, AB sınırları içinde yaşayan 3.8 milyon nüfusumuzun, 1.240 milyonu aktif nüfus olarak çalışıyor. Bu aktif nüfusun 2001 yılında AB’ne katkısı 70 milyar Euro. Bu iki taraf için de önemli bir rakam. 70 milyar Euro’ya baktığımız zaman, Bu AB’nin 2001 bütçesi ki, 92 milyarlık bütçesi, % 75’inden fazla bir katkısı Türkler’den geliyor. Bu Türkiye için de önemli bir mesaj, zira 2001 yılında Türkiye 68 milyonluk nüfusu ve aktif 20 milyonluk kitlesiyle GSMH’nın toplamı 140 milyarı geçmedi. Demek ki, 1.240 milyon aktif Türk, Türkiye Cumhuriyeti’nin yarısı kadar katma değeri, AB sınırları içinde sağlıyor. İki tarafın da bundan öğreneceği çok şey var."

Bunun anlamı nedir?

"AB şunu görmeli ki, hakikaten 40 yıllık bir süreç zarfında AB sınırları içinde yaşayan insanlar büyük ölçüde katkıda bulunuyorlar. GSMH’yı yükselten bir kitle durumundalar. Mikro olarak bunu örnek alan AB, Türkiye’yi de içine alarak GSMH’sini bu açıdan arttırabilir. Türkiye için de önemli bir mesaj; Türkiye’nin hâlâ 2340 dolarlık sınırı geçmemesi, kişi başına ulusal değeri, AB yolunda en büyük engel. Türkiye de kendi nüfusunu artık daha aktif hale getirmeli ve bu konuda somut adımlar atmalıdır."

Türkler, ekonomik güç olmalarının yanısıra, bugün artık siyasi bir güç olduklarını da anlamaya başladılar. 40 yıl öncesinin gurbetçileri bugün işveren konumundalar. Bu ekonomik güçlerini, yaşadıkları ülkelerin siyasi partileri nezdinde ağırlıklarını koyarak gösteriyorlar.

Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin Essen’den yaptığı açıklamaya göre 100’ün üzerinde farklı branşta şu an için 83 bin Türk asıllı büyük patron var. 400 bini aşkın işçiye de istihdam imkânı sağlıyorlar. Ciroları son dört yılda 35 milyar Euro’ya yükselmiş bulunuyor. Yüzde 64 artış ile yatırımları da 10 milyar Euro’ya yaklaşmış...

Peki bu gücün büyüklüğü Türkler tarafından görülüyor mu, bu konuda genel bir bilinçlenme başladı mı? Prof. Şen yanıtlıyor:

"Maalesef hâlâ başlamadık. Türkiyeli nüfus hâlâ bu bilinci kavramış değil. Kendi etkisini bilmiyor. İki taraf tarafından da itilip, kakılan bir durumda. Türk toplumunun bilimsel verilere değer vermemesini de gösteriyor. Böyle sayılar, böyle veriler ortaya çıkarılarak, Türklerin önemi ortaya çıkarılır ve önemli olan kuruluşlarda, bir Musevi toplumunda gördüğümüz gibi hem içinde yaşadıkları ülkelere, hem de geldikleri ülkelere daha iyi duyurabilirler. Avrupalı Türkler için bunu söylememiz daha çok güç."

Peki neden? Engelleyici faktör ne?

"Akdenizli topluluklar hâlâ bireyselikten, kollektivizme geçememiş durumdalar. Kollektif şuurumuzun olmaması, başarılarımızı büyük ölçüde engelliyor."

Birinci kuşağın tek düşüncesi, mümkün olduğu kadar para biriktirebilmek. Yatırımlarını Türkiye’ye yapmaktı. İkinci kuşak da hemen hemen aynı doğrultuda hareket etti. Daha sonra kalıcı olduklarını anlamaya başladılar. Gençler eğitime daha fazla önem verdiler. Bugün herkesin umudu genç Avrupalı Türk’te. 4 milyona yaklaşan Türk için önemli olan bazı şeylere artık gençler sahip çıkıyorlar. İşte, bu yüzden; 2003 yılı belki de bu gençler için, kanıtlanmasına çalışılan ekonomik ve siyasi gücün daha iyi gösterileceği etkinlikler ve bölük börçük birlikteliklerin, ortak menfaatler etrafında kurumsallaşmaları açısından önemli bir kilometre taşı teşkil edecek. Prof. Faruk Şen’e göre 2003 yine de güç bir yıl olmaya namzet:

"Avrupalı Türkler için güç bir yıl olacak. Avrupa’da en fazla yaşadıkları ülke Almanya’da ekonomik durgunluk sürmekte. Büyük ölçüde bu ekonomik durgunluk ve işsizlikten etkilenmiş durumdalar. Türkiye–AB ilişkilerinde de önemli bir yıl. Türklerin daha bilinçli ve kollektif bir şekilde etkilerini arttırmaları ve politik ağırlıklarını koymaları gerekiyor. Güç bir yıl olacak ama aktif nüfusu az olmasına rağmen, genç nüfusumuzun bunu sağlayacağı kanısındayım."

Türk’ün Avrupa macerası etap, etap ilerliyor. Kim derdi ki, bir gün Avrupa parlamentolarında Türk kökenli temsilciler yaşadıkları ülkelerin çıkarlarını savunacaklar. Yerel yönetimlerde belediye başkan yardımcılıkları, hatta başkanlıkları yapacaklar?

XS
SM
MD
LG