Erişilebilirlik

Saddam'ın Sırrı - 2002-12-19


Saddam Hüseyin, ünlü “Savaşların Anası” konuşmasını 1991’de Körfez Savaşı’nın eşiğinde yaptı. Bu savaş Saddam Hüseyin’in, modern tarihin Ortadoğulu liderleri arasında en sevilmeyen ancak en dayanıklı olanı ünvanını korumasını sağladı.

Saddam Hüseyin’in bu kadar uzun süre iktidarda kalabilmesinin sırrı ne? Irak doğumlu Adid Davişa, Ohio’daki Miami Üniversitesi’nde siyasal bilgiler profesörü. Davişa, Saddam Hüseyin’in en büyük sırrının, bitmek bilmeyen iktidar hırsı olduğunu söylüyor:

"Saddam Hüseyin, iktidarda kalmak için herşeyi yapar. Sindirme yoluna gidebilir, acımasız davranabilir. Bu arada ödün de verir. İktidarda kalmasını sağlayacak her yolu dener. Baskıcı bir baba gibi hareket eder. Bir şeyler verir ama karşılığında birçok şeyi de geri alır. Eli çok açıktır. Kendisine sadık olanlara son derece cömert davranır, onları gayet güzel ödüllendirir. Ancak cezaları da çok korkunçtur. Bunu artık herkes biliyor."

Saddam Hüseyin’in sağ bileğinde üç mavi nokta var. Çocuklara aşiret kökenini belirtmek için küçük yaşta yapılan bu dövme aslında Saddam Hüseyin’in kişiliğine ve davranışlarına ışık tutuyor. Irak liderini inceleyen siyasi ve psikolojik uzmanlar, kişiliğinin oluşumunda bağlı olduğu aşiret geleneklerinin önemli rol oynadığına inanıyor. Aşiret kurallarına uygun olmak koşuluyla her türlü, yalan, aldatma, hatta cinayet bile olağan karşılanıyor. Saddam Hüseyin’in aşireti el-Hatip, Tikrit’in doğusundaki el-Avca köyünden. Bu köyün sakinleri zekalarıyla olduğu kadar zalimlikleriyle de ünlü.

İntifad Kanbar, Irak Ulusal Kongresi’nin Washington Bürosu Başkanı. Sadakatsizlikle suçlanarak atıldığı askeri hapisanede 47 korkunç gün geçiren Kanbar, Saddam Hüseyin’in kendisine ihaneti önlemek için keyfi tutuklama, işkence, cinayet ve ırza geçme dahil her yönteme başvurmaktan kaçınmayacağını söylüyor:

"Irak, ırz düşmanlarının devlet memuru yapıldığı tek ülkedir. Bu kişiler devletten maaş alır, devlet hüviyetleri vardır. Bu hüviyette ırz düşmanı oldukları yazmaz. Aksine bu kişilere Arapça “Kadın Onuru İhlalcisi” anlamına gelen bir ünvan verilmiştir."

Saddam Hüseyin’in cinsel tacizi baskı silahı olarak kullandığı biliniyor. Irak’tan kaçan rejim aleyhtarları, geride kalan kadın akrabalarının ırzına geçildiğini gösteren video bantlar aldıklarını söylüyorlar.

1937 yılında doğan Saddam Hüseyin, 1963 yılında, laik ve Arap milliyetçiliğini savunan Baas Partisi’ne girdi, ülkeyi kontrolu altında tutan parti içinde üst görevlere yükseldi. 1979’da parti genel başkanı olan Saddam Hüseyin, Ortadoğu bölgesinde liderliğini kabul ettirme yolunda adımlar atmaya başladı ve 1980’de İran’a saldırdı. Bunun Basra Körfezi’ne açılan Şattül Arap su yolunu ele geçirmek için kısa süreli bir müdahale olması planlanmıştı ancak İran’ın şiddetle direnmesi nedeniyle savaş sekiz yıl sürdü. Yüzbinlerce genç öldükten ve Irak büyük bir borç altına girdikten sonra Saddam Hüseyin ateşkese razı oldu. Profesör Davişa, savaş boyunca Saddam Hüseyin’in daha da iktidar canlısı bir kişiliğe büründüğünü ve ailesine daha bağımlı hale geldiğini söylüyor:

"1979’dan sonra Saddam Hüseyin ülkenin tek yöneticisi haline geldi, parti giderek daha da zayıfladı. Bunun nedeni Saddam Hüseyin’in ailesine ve aşiretine olan bağımlılığı. 1980’lerde ve Körfez Savaşı sırasında ülkeyi artık Baas Partisi’nin değil, Saddam ve ailesinin yönettiği açıkça ortaya çıktı."

Irak lideri, amcasının kızı ve anne tarafından da kuzeni olan Sacide’yle 40 yıldır evli. Çiftin üç kızları ve iki oğulları var. Sacide’nin babası Hayrullah Tulfa, Saddam Hüseyin’in hem amcası, hem de siyasi konularda akıl hocası. Saddam Hüseyin’in oğulları Udey ve Kusey’in rejim içinde önemli rolleri var. Uzun zaman ülkenin gelecekteki lideri sayılan Udey aşırı sinirli bir kişiliğe sahip ve birçok vahşi davranışıyla babasını utandırdığı söyleniyor. Profesör Davişa, Kusey’in ağabeyinden daha zalim olduğuna inanıyor.

Korkutucu olan, Kusey’e son sekiz yıldır kitle imha silahlarını saklama sorumluluğu verilmesi. Bu iş tamamen onun sorumluluğunda.

Saddam Hüseyin’in oğullarının kafalarının nasıl çalıştığını en iyi bilenlerin başında İsmail Hüseyin geliyor. Körfez Savaşı’ndan sonra ün kazanan şarkıcı İsmail Hüseyin, Udey’in isteği üzerine haftalık partilerde şarkı söylemeye başlamış. Irak’ta halkın çok sevdiği İsmail Hüseyin, tercüman aracılığıyla Saddam Hüseyin’in bu partilerle ilgilenmediğini söylüyor.

Körfez Savaşı’nda bir bacağını kaybeden şarkıcı Hüseyin, Udey ve Kusey’in partilere kuzenlerini, arkadaşlarını ve birçok kadın davet ettiklerini anlatıyor, herkesin sarhoş olduğunu, gürültünün ayyuka çıktığını söylüyor. Sonunda Udey, Hüseyin’e gösterilen ilgiyi kıskanmaya başlamış bunun üzerine Iraklı şarkıcı da öldürüleceğinden korkarak Kanada’ya kaçmış, şimdi Toronto’da yaşıyor. Gözlemciler Ortadoğu’da diktatörlerin az olmadığını ancak en baskıcı rejimin Irak’ta olduğunu söylüyor. New York’taki Dış İlişkiler Konseyi uzmanı Rachel Bronson, Saddam’ın yöntemlerinin giderek daha da acımasız hale geldiğini belirtiyor.

Bronson, Irak’ta birçok kişinin Saddam Hüseyin’in emriyle evlerinden çıkarılıp, başka yerlere göçe zorlandığını söylüyor. Bronson’a göre Irak’ta rejim son derece acımasız, ülkenin kuzeyinde etnik temizlik yapıyor, kendi halkına karşı kimyasal silah kullanıyor, güneyde de şiilere karşı gerilla faaliyetinde bulunuyor.

11 Eylül’de Amerika’ya yapılan terörist saldırılardan sonra ortaya çıkan bazı isimler bütün dünyada sinirleri gerdi. Bunlardan Üsame bin Ladin dünyanın bir numaralı teröristi sayılıyor. Profesör Davişa, bin Ladin’le Saddam arasında fark olduğunun unutulmaması gerektiğini söylüyor:

"Üsame bin Ladin’in farkı, şiddeti başka ülkelerin insanlarına karşı kullanması. Amerikalılar’ı, Hrıstiyanlar’ı, Avrupalılar’ı hedef seçmesi. Üsame, şiddeti kendi insanlarına karşı kullanmıyor."

Dış İlişkiler Konseyi’nde barış ve çatışma araştırmaları merkezi başkanı olan Arthur Helton, 1980-88 yılları arasında Baas rejiminin sadece kuzey Irak’ta dört binden fazla köyü yerle bir ettiğini söylüyor. Binlerce kişi de Saddam rejiminin kimyasal silahlarına hedef olarak hayatını kaybetti:

"Iraklılar şimdi Avrupa’da en çok sığınma başvurusunda bulunan millet. Giderek daha çok sayıda Iraklı Amerika’ya sığınmak istiyor. Bunun nedenlerine bakmamız ve Irak’ta gerçekten çok korkunç şeyler yaşandığını anlamamız gerekiyor."

Irak Ulusal Kongresi’nden İntifad Kanbar gibi rejim aleyhtarları, Irak’a askeri müdahale yapıldığı taktirde Amerika’nın Saddam Hüseyin’i hızla iktidardan uzaklaştıracağını umuyor. Muhalifler ancak bu şekilde yıllardır baskı altında ezilen Iraklılar’ın yaralarının sarılmaya başlayacağına inanıyor.

XS
SM
MD
LG