Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Richard Boucher, ABD'nin Birliğe üye olmadığını ancak genişleme sürecini olumlu ve yapıcı bulduğunu söyledi.
Üye sayısının artmasının, Avrupa’da siyasi istikrar ve refahı da arttıracağını belirten sözcü “Üye olmadığımız için Birliğin diğer ülkelerle ilişkilerinde resmi bir rolümüz yok,” diyerek şunları söyledi:
“Ancak biz yıllardır Türkiye’nin geleceğinin Avrupa’da olduğuna, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin mümkün olduğu kadar yakın olmasının, hem Türkiye, hem AB hem de ABD'nin yararına olacağına inanıyoruz. Sözcü Richard Boucher, Türkiye’nin AB üyesi olma arzusunu Amerika’nın desteklediğini ve Bush yönetiminin AB raporunu bu yolda atılmış önemli bir adım olarak gördüğünü söyledi.
"Raporda belirtildiği gibi, Türkiye’de, son aylarda, önemli ve büyük reformlar yapılmıştır. Nitekim, raporda, Komisyon’un, AB'ne Türkiye’ye üyelik öncesi yapılan yardımın artırılmasını önerdiği görülmektedir. AB’nin Türkiye ile katılım görüşmelerine en kısa zamanda başladığını görmek istiyoruz.
Çeşitli Avrupa gazetelerinde, Bush yönetiminin Türkiye’ye tarih verilmesi konusunda Birliğe yoğun baskı yaptığı ve bunun üye ülkelerin tepkisini çektiği yazdı.
AB Komisyonu Sözcüsü Jonathan Faull, Birlik üyesi olmadığı için, Amerika’nın, Birliğin genişlemesiyle ilgili kararlarına müdahale edemeyeceğini söyledi.
Bakanlık sözcüsünün açıklamasına değinen Faull, "Sözcü, Amerika’nın AB üyesi olmadığını söylüyor. Bunu ben de teyit ediyorum. Amerikalılar, Türkiye-AB ilişkilerine verdikleri önemi vurguluyorlar. Bu konuda hemfikiriz. Türk hükümeti ve yetkilileriyle sürekli bir diyaloğumuz var,” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Richard Boucher’a, basın toplantısında, Bush yönetiminin başka aday ülkeler için de Birliğe baskı yapıp yapmadığı soruldu. Amerika’nın genişleme sürecini her zaman desteklediğini hatırlatan sözcü “Evet yaptık ama Türkiye’nin durumu biraz farklı,” şeklinde yanıt verdi.
Sözcü, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın kararın Kıbrıs sorununun çözümünü güçleştireceği yolundaki yorumu konusunda ise şunları söyledi:
"Madalyonun öteki yüzüne de değindik, vurguladık. Türkiye ile AB arasında daha yakın ilişkiler kurulmasınının iki tarafın da çıkarına olacağını savunduk. AB ve NATO, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin girişimlerini destekliyor. Ancak çözüm için bu iki kurum şart değil. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, kararın Kıbrıs sorununun çözümünü güçleştirip güçleştirmeyeceği yolundaki soruları ise cevapsız bıraktı.