Erişilebilirlik

<li>2001 dünya ekonomisi için pek iyi bir yıl değildi</li> - 2001-12-31


Dünya Ekonomisi yıllarca belli bir gelişme gösterdikten sonra 2001 yılı boyunca yavaşladı. Amerika, Japonya ve Almanya'da durgunluk başladı ve ekonomik üretim küçüldü. Ardarda on yıllık bir büyümeden sonra dev Amerikan ekonomisi 2001 Mart ayında duraklama dönemine girdi. Bu durgunluğun fazla derin olmayacağı ve çok kısa süreceği inancı yaygındı. Merkez Bankası ekonomiyi canlandıracak yatırımları ve tüketimi artırmak amacıyla faiz oranlarını 11 kez düşürdü. Şu anda Amerika’da temel faiz oranı 1.75’e inmiş bulunuyor.

Maliye Bakanı Paul O’Neill New York ve Washington’da girişilen 11 Eylül terör saldırılarından önce ekonomide düzelme olduğunu açıklamıştı. Saldırılar, başlayan canlanmayı yarıda kesti, seyahat ve hava ulaşımıyla otel, motel ve eğlence sektöründe işler durdu. Hava ulaşımı ve eğlence söktörleri durgunluğa sürüklendi. Maliye Bakanı O’Neill saldırıların ekonomiye etkisi konusunda şöyle diyordu:

"10 Eylül günü elimizde olan rakam ve bilgiler ekonomimizin canlanma dönemine girdiğini gösteriyordu. Ekonomik canlanmayla 11 Eylül’ü de içeren üç aylık dilimdeki negatif büyüme arasındaki farkı, terörist saldırının Amerikan ekonomisine yaptığı etkiyle açıklamamız gerekiyor. Gayrisafi ulusal hasılanın belki de yüzde birini bu saldırı nedeniyle kaybettik."

11 Eylül'ün yolaçtığı ekonomik gerileme sadece Amerika’da görülmedi. İngiltere Maliye Bakanı Gordon Brown 2002’nin dünyanın tüm büyük ekonomileri için bir deneme olacağını belirterek şöyle konuşuyor:

"Şu anda Amerika, Avrupa ve uzun süredir durgunluk içinde olan Japonya ekonomisi bir sınavdan geçiyor. İngiliz ekonomisi için sınırlı da olsa iyimserim. Bununla birlikte, dünya ekonomisi için belli bir belirsizlik ve tehlike mevcuttur."

Uluslararası Para Fonu (IMF) dünya ekonomisinin 2001'de yüzde 2.4 oranında büyüme gösterdiğini açıkladı. Çin, Hindistan ve Rusya, ekonomileri en iyi gelişme gösteren ülkeler oldu. Ekonomik durumun parlak olmamasına rağmen Kasım sonuna doğru yüz güldüren gelişmeler de yaşandı. Yüzden fazla ülkenin ticaret bakanları Katar’ın başkenti Doha’da toplandı ve dünya ticareti önündeki engelleri biraz daha kaldırma konusunda anlaştı. Amerika Ticaret Temsilcisi Robert Zoellick bu toplantı hakkında şöyle konuştu:

"Bu uluslararası toplantının herkesi, ticaretin, hem gelişmiş hem de kalkınma yolundaki ülkelerin yararına olduğu konusunda ikna etmiş olması gerekir. 11 Eylül’ün ardından Doha’daki anlaşma 142 çok farklı ülkenin biraraya gelip, tüm dünya için olumlu ve yararlı bir gündem konusunda anlaşabileceğini de göstermiş oldu."

Kalkınma yolundaki birçok ülkede, dış borçlar ekonomik faaliyet üzerinde ağır yük teşkil ediyor. 11 Eylül saldırısından sonra Amerika için çok önemli bir müttefik haline gelen Pakistan, borçlarından bir bölümünü affettirmek için söz almayı başardı. Bir süre önce Pakistan’ın maliye bakanlığını yapan ve daha sonra Dünya Bankası’ndan emekli olan Şavid Burki şöyle konuşuyor:

"Pakistan’ın, bugün 38 Milyar Dolarlık dış borcu var. Bu miktar bu ülkenin gayrisafi ulusal hasılasının yüzde 50’sinden daha fazla. Pakistan Lideri Pervez Müşerref’in kısa bir süre önce Washington’a yaptığı ziyaret sırasında da belirttiği gibi, bu borç Pakistan için çok önemli bir sorun teşkil ediyor."

Pakistan dünyanın en yoksul ülkelerinden biri. Buna karşılık Arjantin orta gelir düzeyindeki bir ülke. Çok büyük bir yabancı borç yükü altında bulunan Arjantin de son aylarda çok ağır bir ekonomik bunalımla karşı karşıya geldi ve nihayet Aralık ayında borçlarını ödeyemez hale geldi. Alınan istikrar önlemleri sokak gösterilerine yol açtı, 30 yakın kişi bu olaylarda öldü. Uluslararası Para Fonu ve diğer batılı ülkeler Arjantin’e artık daha fazla borç vermek istemiyor. Buna karşılık, Arjantin’le aynı günlerde ekonomik krizle karşılaşan Türkiye, bu kuruluşlardan ekonomik istikrar programına destek ve beraberinde kredi almayı başardı. Türkiye bunun için çok önemli istikrar sağlayıcı, bütçe daraltıcı yasaları parlamentosundan geçirdi. 2001 yılı içindeki olumlu gelişmelerden biri de, 2000 yılında hızlı bir artış gösteren petrol fiyatlarının gerilemesi oldu. Bu, petrol ithal eden ülkeler için olumlu, fakat ihracatçı ülkeler için olumsuz bir gelişmeydi ve yılın son günlerinde Petrol İhraceden Ülkeler Örgütü (OPEC) fiyatların daha fazla düşmesini önlemek için üretim kısıtlamasına gitmeyi kararlaştırdı.

Geriye bakıldığında 2001’in dünya ekonomisinin gelişmesi açısından çok iyi bir yıl olduğu söylenemez. Uzmanlar 2002’nin de fazla iyi bir yıl olmasını beklemiyor.

XS
SM
MD
LG