New York ve Washington’a yapılan terörist saldırılar binlerce kişinin ölümüne sebep oldu. Kanlı eylemlerin arkasında Müslümanların bulunduğu yolundaki haberler ülkede İslam ve Arap düşmanlığının artmasına yolaçtı. Dünya Ticaret Merkezi’nde ölenler arasında çok sayıda Müslümanın da bulunmasına rağmen, son günlerde, ülkenin çeşitli yerlerinde yüzlerce Arap işyeri veya cami saldırıya hedef oldu, sarıklı ya da başörtülü birçok kişi taciz edildi. Arap Amerikan dernekleri, bazı kentlerde, başörtülü kadınlara sokağa çıkmamalarını tavsiye etti. Başkan Bush birçok kez, Müslüman ve Arap asıllı Amerikalılara kötü davranılmamasını istedi, hangi dinden olurlarsa olsunlar Amerikalıların birlik içinde olmaları gerektiğini, İslamiyet aleyhtarlığının topluma zarar vereceğini söyledi. Başkan bir konuşmasında şöyle dedi: "Terörizme karşı açtığımız savaşı kazanmaya çalışırken Arap asıllı Amerikalılar ve Müslümanlara saygısızlık etmemeliyiz. Federal hükümet olarak her Müslümanı terörist olarak görmüyoruz ve tüm yurttaşlarımızdan da bunu dikkate almalarını istiyoruz."
Üst düzey yetkililerin birlik ve beraberlik çağrılarına karşın çirkin olaylar devam ediyor. Dallas kentinde bir İslam Derneği’nin penceresine molotof kokteyli atıldı. Polis, saldırının hafif hasara yol açtığını bildirdi. Yine Texas’da, bir İslami Kültür merkezine ateş açıldı. Yetkililer, içinde bir okul ve caminin bulunduğu tesise altı el ateş edildiğini, camların kırıldığını söylediler. California'da ise San Fransisco’da bir Müslüman derneğinin kapısı önüne içinde domuz kanı bulunan bir kap bırakıldı.
Amerika Müslüman Vafkı’nın Başkanı Abdül Rahman Alamudi, Washington çevresinde de bir dizi olay meydana geldiğini söylüyor: "Alexandria’daki dükkanımızda oturuyordum. Pencereye, üzerinde küfür yazılı taş attılar. Daha sonra tüm camları kırdılar. Maryland’da bir dükkan ateşe verildi. Müslüman kadınların taciz edildiğini biliyoruz. Başka bir İslam Merkezi’nde de birçok şeyi tahrip ettiler. Tepkiyi anlıyoruz. Bunu kabul etmek ve değiştirmek için elimizden geleni yapmak zorundayız."
Arap kökenli Amerikalılar ve Müslümanlara ait dernek ve işyerlerini hedef alan şiddet olaylarının artması Bush yönetimini çok kaygılandırıyor olmalı ki, Adalet Bakanı John Ashcroft da açıklama yapma gereği hissetti. Bakan şöyle dedi: "İnsanları ırk, din ve kültürlerine göre ayırmaya başlarsak, Salı günkü facianın sorumlularının düzeyine inmiş oluruz. Belli bir gruba yönelik şiddet eylemleri, Amerika’nın savunduğu en kutsal ilkelere ters düşer. Şiddet ve şiddete başvurma tehditleri asla hoşgörülmeyecektir."
Dünya Ticaret Merkezi binası çevresinde, yakınlarından haber bekleyenler arasında çok sayıda Müslüman da vardı. Amerika Müslüman Vafkı’nın başkanı Abdül Rahman Alamudi, ünlü Morgan Stanley yatırım şirketinin merkezinin çöken gökdelenlerden birinde bulunduğunu hatırlatıyor ve “Bu şirkette en az 100 Müslüman çalışıyordu” diyor. Alamudi şöyle devam ediyor: "Günlerdir telefon başındayım. Herkes binalardaki akrabalarının akıbetini öğrenmeye çalışıyor. Bu felaket, bu şeytani saldırı Amerika’yı mahvetti ve biz Arap Amerikalıları kalbimizden vurdu."
Abdül Rahman Alamudi, şiddet olaylarıyla birlikte bazı Amerikalıların Müslümanların yardımına koştuğunu vurguluyor ve zarar gören camilerin onarımı için kiliselerde para toplandığına dikkati çekiyor.