Erişilebilirlik

Yeni güneş sistemi - 2001-08-17


Uzayda ilk kez Güneş sistemimiz gibi çok gezegenli bir yıldız sistemi keşfedildi. Kimyasal bileşimi Güneş'e çok benzeyen yıldız Dünya’dan 51 ışık yılı uzakta, Büyük Ayı takımyıldızında bulunuyor. Son yıllarda keşfedilen 70 kadar gezegen gibi yeni gezegenin varlığı da dolaylı yoldan saptandı.

Gökbilimciler, dev tekeleskoplarla izledikleri yıldızlarda beklenmedik bir hareket görünce yıldızı daha dikkatle izlemeye başlıyorlar. Yıldızın kendi ekseninde sağa sola oynaması, başka bir cismin, yani çevresinde dönen gezegenlerinden birinin çekimi altında kaldığını gösteriyor. Eksenin eğilim açısı, bu eğilimin süre ve zamanlamasından, gözle görülmeyen gezegenin büyüklüğü hatta yörüngesini çıkarmak mümkün oluyor. Şimdiye kadar bulunan gezegenler, yörüngesinde döndükleri güneşin çok yakından geçiyordu. Başka bir deyişle, gezegenlerin, yolculukları sırasında, yüzbinlerce derece sıcaklıktaki güneşlerine çok yaklaşmaları yaşam ihtimalini ortadan kaldırıyordu. Yeni bulunan gezegenle kardeşi gezegen ise bizim Güneş Sistemimizde olduğu gibi yıldızın çevresinde daha yuvarlak bir yörünge çiziyor, bir diğer deyişle kendi güneşlerine fazla yaklaşmıyorlar. Yeni araştırmaya Washington’daki Amerikan Ulusal Bilim Vakfı da katkıda bulundu. Vakıfta çalışan gökbilimcilerden Morris Aizenman, yeni sistemin bizimkine çok benzediğini söylüyor. Uzman, diğer gezegenlerin aksine yeni keşfedilen iki gezegenin yörüngesinin bizimkilerden farklı olmadığına dikkati çekiyor ve şöyle diyor: "Yıldız Güneşimiz gibi. Sistemdeki iki gezegen ise Jüpiter’le Saturn’den çok farklı değil. Kitle olarak de neredeyse aynı büyüklükteler..."

Büyük Ayı kümesi içinde keşfedildiği için “47 Ursae Majoris” adı verilen yıldızın yörüngesindeki ilk gezegen 1996 yılında keşfedilmişti. Yeni gezegeni bulan gökbilimcilere göre, keşif, Güneş sistemi gibi sistemlerin benzerleri olabileceğini gösteriyor. Gökbilimcilere göre 47 numaralı yıldızın kimyasal yapısı da bizim güneşimiz gibi. Yeni gezegeni California'daki Berkeley Üniversitesi’nden iki gökbilimci buldu. İki uzmandan Debra Fischer, keşfin önemli bir soruya ışık tutacağını söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Şu ana kadar güneş sistemi hilkat garibesi gibiydi. Çünkü uzayda gördüğümüz sistemlere hiç benzemiyordu. Evrende tek olup olmadığını bilmiyorduk. Şimdi, bilimsel açıdan önümüzde yepyeni bir yol açıldı. Belki de Güneş sistemimiz benzersiz değil. Belki de olağan, sıradan bir sistem."

Aynı yıldız çevresindeki ikinci gezegenin birinci gezegenden dört yıl sonra bulunmasının başlıca nedeni daha küçük olması. Teknolojiyle birlikte ölçüm aletleri geliştikçe daha da küçük gezegenlerin bulunabileceğine muhakkak gözüyle bakılıyor. Birçok gökbilimci, şimdiye kadar Güneş Sistemi dışında bulunan yetmişten fazla gezegeni buzdağının su üstündeki ucuna benzetiyor, evrenin muhtemelen gezegenlerle kaynadığını savunuyor. Bu arada Amerika Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, 2009 yılında, uzaya bir dizi teleskop göndermeyi planlıyor. Bu teleskoplarda yıldızların ışığını bloke edecek aygıtlar bulunacak ve böylece daha sönük gökcisimlerini görmek mümkün olacak. NASA’nın aynı yıl Dünya yörüngesine yerleştireceği başka bir teleskop ise, şu anda yörüngede bulunan Hubble’dan yüz misli daha ayrıntılı resim çekecek. Bu teleskop çalışmaya başladığında, Güneş sistemi dışındaki gezegenleri belki gözlerimizle de görebileceğiz.

XS
SM
MD
LG