Erişilebilirlik

Afganistan: Bir gazetecinin izlenimleri - 2001-07-27


Afganistan 1979 yılından beri savaş halinde. 1979'da Sovyet işgaliyle başlayan kanlı çatışmalar daha sonra iç savaşa dönüştü. İnsan Hakları Gözlem örgütüne göre, savaşın bu kadar devam etmesinin tek bir nedeni var: Bölge ülkelerinin taraflara askeri yardım yapmaları. Afganistan’da Sovyet işgalinden sonra başlayan ve hala devam eden iktidar mücadelesini Taleban’ın kazandığı söylenebilir. Ülkenin yüzde 90’nını elinde tutan Taleban yönetimi, buna rağmen, Dünya’da sadece üç ülke tarafından tanınıyor: Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri. Taleban, Pakistan’da yetiştirilmiş medrese öğrencilerinden “talebelerden” oluşuyor. Karaçi hükümetinin israrla ve şiddetle reddetmesine rağmen Pakistan’ın askeri desteği olmadan Taleban’ın ayakta durabilmesi imkansız. Pakistanlılar, etnik açıdan kendileri gibi Peştu olan Taleban aracılığıyla, komşuları Afganistan’ın Özbek ve Taciklerin yönetimine geçmesini önlüyorlar.

Pakistanlı yetkiiler, bir süre önce bölgeyi ziyaret eden bir grup yabancı gazeteciye de Taleban’a askeri yardım yapmadıklarını söylediler. Pakistan-Afganistan sınırına giden yabancı gazetecilerden biri United Press International ajansı yöneticilerinden Arnaud de Borchgrave idi. Ünlü gazeteci, konvoy halinde Afganistan’a giden Pakistan kamyonlarının ne taşıdıklarını merak ettiklerini söylüyor ve şöyle diyor:"Arkadaşlarımla kamyonlara baktığımızda un çuvallarıyla dolu oldu gördük. Fakat çuvallar biraz garipdi. Yakından bakınca hemen içlerinin top mermileriyle dolu olduklanını farkettik. O kadar barizdi ki saklamaya bile gerek duymamışlardı."

İnsan Hakları Gözlem örgütüne göre, Pakistan, Taleban’a günde ortalama 30 kamyon dolusu silah ve cephane gönderiyor. Ancak Pakistan’ın desteği askeri yardımla sınırlı değil. Pakistanlı subayların Taleban’a danışmanlık yaptığı, Pakistan’ın önemli çatışmalarda Taleban’a lojistik destek sağladığı bildiriliyor. Ayrıca Pakistan şirketleri Hong Kong ve Dubai’deki silah tüccarlarından Taleban için askeri malzeme, silah ve cephane satın alıyor.

Uzmanlar Taleban’ın asker ihtiyacının da Pakistan’dan karşılandığını söylüyorlar. Pakistan’daki Kuran kursları ve medreselere giden çocukların, daha sonra, savaşmak için Afganistan’a gönderildiği biliniyor. Bu talebelerin çoğu, Pakistan’daki Afgan mültecilerin çocukları. Sınır yakınlarındakmi bir din okulunun gezen Amerikalı gazeteci Arnaud de Borchgrave gördüklerini şöyle anlatıyor:"2 bin 500 öğrenciden 700’ünün Afgan olduğunu öğrendik. 8 yıllık eğitimin önemli bir bölümü dini ideolojiye ayrılmışdı. Okulu bir an evvel bitirip Afganistan’a gitmek için can atıyorlardı. Bizim terörist kampı olarak nitelediğimiz yerlere onlar askeri üs diyor ve Pakistan’dan askeri eğitim için bu yerlere gönderiliyorlar."

Afganistan’ın yüzde 90’ı Taleban’ın, geri kalan yüzde 10’u ise Kuzey İttifakı diye bilinen muhalefet kuvvetlerinin elinde bulunuyor.

İnsan Hakları Gözlem’in Afganistan raporunda, muhalefet kuvvetlerinin de dışardan yardım aldığı vurgulanıyor. Muhalefet kuvvetlerine en fazla askeri yardımı Afganistan’daki nüfuzunu korumak isteyen İran yapıyor. İkinci sırada ise, Taleban’ın çağdışı ideolojisini komşu ülkelere taşımak istemesinden hoşlanmayan Rusya var. Afganistan-Tacikistan sınırını Rus birlikleri koruduğu için Kuzey İttifakına Tacikistan üzerinden yardım sağlamak, yollar çok kötü de olsa, nisbeten çok kolay oluyor. Yabancı ülkelerin taraflara askeri yardımı kesmeleri beklenmediği için iç savaşın daha uzun bir süre devam edeceği muhakkak.

Amerika Dışişleri Bakanı’nın Güney Asya Ülkeleri işlerinden sorumlu yardımcısı Cristina Roccaa, Bush yönetetimin, Amerika’nın Afgan politikasını ve bu ülkeye uygulanan yaptırımları gözden geçirdiğini söylüyor. Roccaa, ABD'nin Taleban’le temas kurduğunu ancak resmi olarak tanımayı düşünmediğini söylüyor. İki ülke arasındaki en ciddi sorun terörist Usame Bin Ladin’le ilgili. Bakan yardımcısı, insan hakları ihlallerinin de ilişkilerin gelişmesini önlediğini belirtiyor.

Taleban rejiminin, Hinduları Müslümanlardan ayırmak için farklı elbise giymeye zorlaması ve tarihi Buda heykellerini imha etmesi gibi çağdışı uygulamaları, Birleşmiş Milletler’in Afganistan'daki bürolarını sık sık kapatması ve kadınlara yaptıkları da kendisine dış dünyada dost kazandırmıyor.

Taleban’la Örgüt arasındaki anlaşmazlığın en önemli nedeni Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Taleban’ı Afganistan'ın yasal hükümeti olarak kabul etmemesi. Genel Kurul'da Afganistan'ı hâlâ eski Kabil hükümeti temsil ediyor.

Afganistan'da, iç savaş ve son 30 yılın en şiddetli kuraklığı nedeniyle yüzbinlerce kişi açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Fakat Taleban'ın tutumu nedeniyle, yoksul halka uluslararası yardım yapılamıyor. Birleşmiş Milletler’in yardım sevkiyatı için 6 ay ateşkes ilan edilmesi önerisi Taleben tarafından reddedilmişdi. söylüyor.

ABD Dışişleri Bakanı yardımcısı Cristina Roccaa, bu görüşü paylaşmıyor. Bayan Rocca, şeriatcılık ve diğer aşırı dinci akımların soruna katkısı olduğunu kabul ediyor ancak gerçek sebebinin başka olduğunu savunuyor:"Amerika’nın bu ülkelere karşı tutumu, aşırı akımlar ve şiddet olaylarının gelişmesine ortam sağlayan ekonomik ve sosyal sorunları çözmektir. Tüm mevcut sorunlanın kökünde sefalet ve cehalet yatmaktadır." Amerika’nın bölge ülkeleri için yeni yardım programları hazırladığını belirten Bakan Yardımcısı, “programlarda eğitim ve yeni iş imkanları yaratılmasına ağırlık verilecektir” diyor.

XS
SM
MD
LG